Hocamızdan çok şey öğrendik
Erbakan Hocamızın, acı kaybı hepimizi derinden yaraladı. Acı kayıp diyorum çünkü kendisini müşahede âleminden gayb âlemine uğurlarken beklide daha şimdiden on yıllar sürecek bir şahsi manevi boşluğun ağır yükünü hissettirdi bile.
Yediden yetmişe herkes hocamızın dava adamlığını, örnek kişiliğini, mücadelesini, dâhiliğini, zekâ ve azmini, nüktedanlığını ve veciz sözlerini anlatıyor.
Bizler, darağacında siyasetin yapıldığı bir zamanda O`nun ve diğer dava arkadaşları büyüklerimizin yanında değildik belki; Milli Görüş camiasına ve bu aziz topluma verdiği mesaj ve bıraktığı yüksek ideallerden her zaman feyiz aldık ve ondan çok şeyler öğrendik. Zira dava adamları, gösterdikleri işaretlerle insanlara yakın veya uzak fark etmez, yükselen değerlerin haykıran sesi olarak da tesir edebilirlerdi. Yolu uzun, zorlu ve çilelerle doluydu ama o yürümeye karar verdi ve yürüdü.
Dava adamları ahirete intikal ettikten sonra da geride kalanlara bir şeyler anlatmaya ve onları Hakka çağırmaya devam ederler. Bu yönüyle hocamızın, örnek hayatının yanında, misyonu ve onun yılmaz takipçileri genç hanımlar ve beyler yeni nesillere yol göstermeye, bir ışık olmaya devam edeceklerdir.
Hayatı mücadeleyle, mahzun olmadan mazlum oldu, tutsak edildi ama fikirleri olanca hızıyla dünya mazlumlarına ve Müslümanlarına yayılıyordu. Dava adamları başkalarının kurtuluşu için kendilerini öne atarlar, gece ve gündüz canları pahasına çalışırlar. Hocamızın hayatı da öyleydi. O kendisi için Allah rızasını kazanabileceği bu ülke ve onun mazbut milleti için çalıştı. İnsanlığa ahlak ve maneviyat bilinci yanında teknolojik sanayi devrimi, Adil Düzeni, ittihad-ı İslamı ve nice ufuk ötesi ideal ve projeleri bizlere miras bıraktı. Bütün bunlar için birçok zorluklara katlanıyordu.
Bu noktada hayattayken kendisini anlayamayanlar olmuştu. Onlar “bu yaşta neden mücadele ediyor” diyorlar ve bu mücadelenin kutsallığını anlayamıyorlardı. Oysa bu kimseler dava adamlığıyla siyaset adamlığını karıştırıyorlardı. Siyaset adamlığında çalışmalarınız, yaşınız ve imkânlarınız dikkate alınarak bir süre sonra sona erebilirdi ama dava adamlığı hayatımızın sonuna kadar devam edecek bir mücadeleyi gerekli kılıyordu. Bu yönüyle hocamız dava adamlığıyla siyaseti ustaca birleştiriyor ve insanlığa dünya lideri olarak ilham veriyordu.
Bu davadan emekli olunmazdı, olamazdı da zaten. Ama onu en çok Müslüman kardeşleri anlamazlıktan geldi. Diğer taraftan, düşmanları onun asla vazgeçmeyeceğini ölse de ruhaniyetinin bu davanın selameti için üzerinde gezineceğini daha net biliyor olmalılar ki korku dolu gözlerle bakıyorlar.
Hocamız bu konuda hepimize örnek oldu ve sağlığı bakımından sıkıntılı günler geçirmesine rağmen hayatının sonuna kadar mücadelesini sürdürdü. Onun nezdinde dava adamlığının ne kadar meşakkatle ve bir o kadar da onurlu bir şey olduğunu öğreniyoruz. Bu nadide şahsiyetlerin geride bıraktığı aydınlık yolda ilerlemek bizlere boyun borcudur.
Hocamız Hakk`a yürüdü, eminim ki sağlığında onu anlamayanlar aramızdan ayrıldıktan sonra daha iyi anlayacaklar ve onun bütün mücadelesinin aslında insanlık için olduğunu fark edeceklerdir.
Örnek şahsiyetler hayatlarıyla, tavsiyeleriyle hatta vefatlarıyla ve vefatlarından sonra da insanlara bir şeyler öğretmeye devam ederler. Onların çalışmalarının bereketi bütün insanlığı kuşatır.
Biliyoruz ki, müstekbir emperyalistlerin İslam coğrafyasında yaktıkları ateşe ilk su taşıyanlardandır O.
Şahsen ben hocamızdan, mücadelenin kutsallığını, başarıların azim ve gayretlerimiz neticesinde doğabileceğini; hastalıkta da, sağlıkta da davaya hizmet etmenin gerekliliğini öğrendim. Başıma gelenlere sabırla karşılık vermeyi, hakkımda kötülük düşünenleri, acımasızca eleştirenleri affetmeyi, sadece kendimi değil, başkalarının da iyiliğini düşünmeyi öğrendim.
Tarihi süreç içinde görülmüştür ki, tarihi şahsiyetler hep zifiri karanlığın bastırdığı coğrafyalarda, sosyal iklimlerde çıkarlar. Erbakan Hocamız da asrımızın Siyonist karanlığıyla mücadele eden ve insanlığın kurtuluşu için çalışan nadide bir liderdi.
Allah ondan razı olsun
Bizler geride bıraktığı yüksek ideal ve projelerini sadakatle, disiplinli ve bilgili bir şekilde takip etmeye bir kez daha söz veriyoruz.
Hocamıza sadakat şerefimizdir.
02 MART 2011 MİLLİ GAZETE – FATMA TUNCER