Hakan Albayrak’ın Kafa karışıklığı ve HAÇLI İSLAMCILARIN MUSTAFA KEMAL GICIKLIĞI
15 yıldır her türlü fırsat, imkân ve iktidar ellerinde olmasına rağmen, AB’ye girme uğruna, milletimizi ahlaken bozmayı ve ülkemizi parçalamayı amaçlayan Haçlı Batı’nın dayattığı uyum yasalarını Meclis’ten geçirmekten, faizi, fuhşu ve kumarı “bu şartlarda caiz” hale getirip, toplumun iman ve ahlakını çürütmekten, İsrail’le normalleşme anlaşması imzalayıp Siyonist işgaline ve vahşetine meşruiyet üretmekten başka İslam’a ve insanlığa yarayışlı, Kur’an’la ve vicdanla bağdaşır hiçbir ciddi ve gerçekçi adım atmayanlara ve bunları hararetle alkışlayan yandaş yazar ve yorumcu takımına “Haçlı İslamcı” kavramından daha uygun bir tanım bulamadım.
“Karar” Gazetesi Yazarı ve hızlı AKP yandaşı Hakan Albayrak 03.09.2016 tarihli yazısına “Cumhuriyet 15 Temmuz’da Kuruldu” başlığını atmış ve şunları zırvalamıştı:
“İsmet İnönü, hatıratında hiç utanmadan kendisi anlatıyor: İkinci İnönü Savaşları sırasında bir grup subaya “İçinde bulunduğumuz vaziyeti bilesiniz. Bundan başka, subay olarak da yerinizi bilmelisiniz. Padişah düşmanınızdır. Yedi düvel düşmanınızdır. Bana bakın, kimse işitmesin, millet düşmanınızdır” diye nasihatte bulunmuş![1] Kendimizi kandırmayalım; 29 Ekim 1923’te ilan edilen “cumhuriyet”, millete düşman nazarıyla bakan ve öyle muamele eden bir rejimdi. Cumhurun hassasiyetlerini zerre kadar paylaşmayan ve dahî aşağılayan, ‘efkâr-ı umumiye’ye metelik vermeyen bir diktatörlüktü kurulan. “Vay sen Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete nasıl diktatörlük dersin?” diye itiraz edecek olursanız, geçmiş olsun, bizzat Mustafa Kemal de öyle diyordu. Ama Fransızca. Şöyle: “Bugünkü manzaramız (Sene 1930–H.A.) aşağı yukarı bir ‘dictature’ manzarasıdır. Vakıa bir meclis vardır. Fakat dahilde ve hariçte bize ‘dictature’ nazarıyla bakıyorlar…”[2] Not: Bizim Haçlı İslamcıların Atatürk aleyhine kaynak gösterdikleri kitabın Kemalist CHP’nin ortağı İş Bankası tarafından yayınlanmış olması bir tesadüf sanılmasındı!?)
Sahici bir cumhuriyet ve demokrasi için mücadele veren AKP iktidarına -dolayısıyla AKP’nin arkasındaki cumhura- da ‘haddini’ bildirmek istediler. Bu maksatla “Sarıkız” ve “Ayışığı” gibi askeri darbe tezgâhları kurdular. 27 Nisan 2007’deki TSK muhtırası ile hükümeti resmen ve alenen tehdit de ettiler. Ama gizli planları da açık tehditleri de kendi aleyhlerine döndü. Nihayet, bütün güçlerini ve cesaretlerini toplayıp, 15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ’nün koordinasyonunda ihtilâle kalkıştılar… Ve koyun sürüsü zannettikleri milletin kıyamıyla hadlerini bildiler!… 15 Temmuz’u cumhuriyet bayramı olarak kutlasak yeridir. Türkiye, o gece cumhuriyet oldu. Demokrasi, o gece sahicilik kazandı. Yaşadığımız şu günler, 15 Temmuz’da bizzat cumhur tarafından ilan edilen hakiki cumhuriyetin müesseselerini inşa günleridir. Hakiki cumhuriyetin en önemli müesseselerinden biri, askeri darbe ihtimalini tümüyle ortadan kaldıracak derecede caydırıcı bir polis teşkilatı olsa gerek. Zırhlı askerî birliklerin başkentten uzaklaştırılması gibi tedbirler yetmez; polisin en ağır silahlarla teçhiz edilmesi ve ‘anti darbe’ eğitimlerinden geçirilmesi de lazım.”
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…