HAÇLILARIN AKDENİZ YIĞINAĞI
VE
ERDOĞAN’IN IRAK SIĞINAĞI
En önemli NATO ülkesi ve sözde stratejik müttefiki sayılan… Üstelik üretimde kısmen iştirakçisi olan Türkiye’ye, hem de 1,5 milyar dolar parasını peşin verdiği F-35’leri ve Patriot füzelerini vermeyen ABD; Krallık (Emirlik)le yönetilen Katar’a Patriot satışını imzalayıvermişti… Bu arada, Erdoğan iktidarının girmek için can attığı ve her türlü hakaretine katlandığı AB; Ege ve Akdeniz’deki doğal haklarımızı koruma amaçlı sondaj gemilerimizin faaliyetlerini, “düşmanca ve saldırgan girişimler(!)” şeklinde nitelendirip, önlemek üzere hemen toplanıvermişlerdi.
Şu hâle bakın!.. Güya İran’la; sataşma ve taciz atışları Basra Körfezi açıklarında yaşanıyor ama başta ABD ve AB olmak üzere (Rusya dahil) 25 ülkenin son sistem savaş ve uçak gemileri her nedense Doğu Akdeniz’e, yani Türkiye’nin burnunun dibine yığılıyordu!? Ve maalesef bu kritik ve endişe verici kuşatma çemberi daralırken; Sn. Erdoğan, bütünüyle ABD kontrolünde bulunan ve Kuzey Irak Barzani bölgesine asla karışmayan Irak yetkilileriyle, güya “bölge barışını sağlama ve gerektiğinde dayanışma” amaçlı üst düzey toplantılar tertipliyor ve Irak istihbarat başkanı (MOSSAD’ın 3. sınıf elemanı) Cumhurbaşkanı Sarayında ağırlanıyordu. Daha önce Irak’ı işgal ve talan etmek üzere bu ülkeye saldıran Amerikan conilerine, “zafere erişmeleri ve sağ salim ülkelerine dönmeleri!..” için dualar eden Sn. Erdoğan, şimdi acaba bu kukla yetkililerle hangi stratejik konuları görüşüp anlaşmışlardı?.. Tam da bu sırada Erdoğan, G-20 zirvesi için gittiği Japonya dönüşünde; “ABD’den 100 Boeing yolcu uçağı alacaklarını…”ağzından kaçırıyordu. Bu uçakların en küçük çaplı olanları yaklaşık 10 milyar dolar, orta büyüklükte olanları ise 25 milyar dolar tutuyordu. Bize parasını peşin verdiğimiz ve bazı parçalarını ortak ürettiğimiz F-35’leri vermeyen ABD’den, bir de kalkıp on milyarlarca dolarlık Boeing yolcu uçağı almamız; yoksa S-400’lere karşı bir rüşvet payı mı oluyordu?
“Akdeniz; bize uzak, ABD’ye yakın mıydı?”
Değerli Abdülkadir Özkan’ın:
“Doğu Akdeniz, Haçlı Batı’nın ve Siyonist odakların şımartıp kışkırttığı Kıbrıs Rum Kesimi’nin yaptığı birtakım anlaşmalarla adeta Türkiye’den uzak tutulmaya çalışılıyordu. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bu küstahlığı elbette gücüne güvenerek sergilemiyordu. Çünkü bilirler ki akıllarını başlarına getirtmeye 24 saat yeterli oluyordu. Onlar bu küstahlığı, başta ABD ve bazı AB ülkelerinden aldıkları destek sebebiyle sergiliyordu. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne, ABD ve bazı AB ülkelerinin niçin destek verdiği sorusunun iki karşılığı bulunuyordu. Birincisi, Doğu Akdeniz’de bulunacak doğalgaz ve petrolden pay almak amaçlanıyordu. Bunun için şimdiden birtakım anlaşmalar bile imzalanıyordu. İkincisi de hemen her konuda olduğu gibi Türkiye’ye karşı oluşturulan Haçlı ittifakının bilinen, tabii düşmanlık refleksi ortaya çıkıyordu.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…