Anasayfa O Hep Haklı Çıktı Çoğu Gitti Azı Kaldı EY ZALİMLER, SİZ BEKLEYİN BİZ DE BEKLEMEKTEYİZ!

EY ZALİMLER, SİZ BEKLEYİN BİZ DE BEKLEMEKTEYİZ!

Yazar: yonetici
0 Yorum 304 Görüntüleyen

EY ZALİMLER, SİZ BEKLEYİN BİZ DE BEKLEMEKTEYİZ!

 

18 bin askerle Suriye provası Armageddon savaşının başlangıcıydı!

İsrail’de ynet haber sitesi, Ürdün’de 18 ülkeden 15 bin askerin katılımıyla Eager Lion 2013 askeri tatbikatının başlayacağını manşete taşımıştı. Haberde, 15 bin yabancı askerin tatbikat sonrası Ürdün’de kalmaya devam edeceği ve olası Suriye işgali için hazırlıklar yapacağı hatırlatılmıştı. Söz konusu haberi Batılı kaynaklara dayandıran “ynet” haber sitesi, iki hafta sürecek büyük askeri tatbikat sonrası 18 ülkeden askerlerin Ürdün’de konuşlanmaya devam edeceğini vurgulamıştı. İngiltere, Bahreyn, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Lübnan, Pakistan, Polonya, Katar, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Yemen’in katılacağı ve kara harekâtını, lojistik ve insani yardım alanlarını kapsayacağı belirtilen Ürdün’deki askeri tatbikatta İsrail’in yer almayacağı, İsrail’in “kırmızıçizgisi”nin Hizbullah’a silah gönderilmesini önlemek olduğu ve bu konuda tetikte beklediği açıklanmıştı. Haberde ayrıca, Beyaz Saray’ın ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’a “Suriye’de uçuşa yasak bölge oluşturulması planlarını sorduğu” ve Suriye’de olası bir uçuşa yasak bölgenin ABD, İngiltere ve Fransa’nın öncülüğünde oluşturulacağı yazılmıştı. Aynı haberde Ürdün Kralı Abdullah’ın “Suriye’deki iç savaşın ülkesine sıçramasından ve istikrarı bozmasından korktuğu” da yer almıştı. Bütün bunlar hadislerde Hatay Amik Ovasında yaşanacağı bildirilen Melheme-i Kübra – Armegeddon savaşının hazırlıklarıydı.[1] 

ABD Saddam için hazırladığı tuzağı şimdi Erdoğan içinde mi kurguluyordu?

Hatırlayınız, Amerika Irak işgalini üç aşamada tamamlıyordu:

Şimdi aynı oyun Recep T. Erdoğan üzerinden Türkiye için tezgâhlanıyordu.

Hatırlayalım, Reyhanlı saldırısı ve amaçları:

“(Ey zalimler ve İşbirlikçi hainler!) “Siz (Tedirginlikle) Gözleyip bekleyin, (Çünkü) Biz de kesinlikle (Acı ve alçaltıcı akıbetinizi) bekleyip gözetlemekteyiz!” (En’am suresi: 157. Ayet sonu)

Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah Gül’ün “fikri (zihniyet) değişiminde ve siyasi sivriltilme sürecinde” İngiltere’nin derin merkezi ve masonik mahfili sayılan Chatham House’nun katkısı önemli sayılırdı. Üstelik buradan çok özel ve resmi ödüller almıştı. Bu Chatham House (İngiliz Kraliyet Uluslararası ilişkiler Enstitüsü)nün 09 Kasım 2010 tarihinde, yani İngilizlerin Anadolu’yu işgal için 1918’de Çanakkale ve İskenderun’a çıkarma yaptıkları günün yıldönümünde Sn. Abdullah Gül’e taktıkları “Özel Kraliyet madalyası” oldukça anlamlıydı. Bundan iki yıl önce de Sn. Gül’ü masonik bir makam olan “ŞÖVALYE” ünvanına layık bulmuşlardı. Aynı merkezlerce Milli Görüş’e sokulan, Genel Başkanlığa taşınan ve Erbakan’a savaş açıp ayrı parti kuran ve sonunda AKP’ye katılan Numan Kurtulmuş’un, geçen aylarda İngiltere’ye gidip, Chatham House’de kendi itirafıyla hazırlanıp eline tutuşturulan, “Türkiye yeni Ortadoğu’ya ve Kuzey Afrika’ya nasıl model olabilir?” konulu bir Konferans verdiğini Tv.’lerden öğrenince; “Suriye’deki kavga kızıştırılacak, Türkiye “bölgesel aktör” rolüyle ve Batının taşeronu olarak olayın içine daha fazla sokulacak ve İsrail’le horoz kavgası bitirilip uzlaşma sağlanacak ki modellik görevini yerine getirebilsin!..” değerlendirmemizi arkadaşlarımız hatırlayacaktır. Ve zaten şimdi haber kaynakları ve Tv. kanalları: “11 Mayıs 2013’te, Hamas yöneticileriyle İsrail yetkililerinin Türkiye’de bir araya gelip uzlaşma yolları arayacaklarını” belirtiyor ve ne tesadüf, bundan bir gün sonra “Başbakan Erdoğan’ın 16 Mayıs 2013’te Beyaz Saray’da Obama tarafından ağırlanacağını” duyuruyordu. Yani “sadece Suriye’nin değil Hamas ve Hizbullah’ın da İsrail’in başını ağrıtan konumdan çıkarılması ve uyumlu hale sokulması hizmetlerini başarması karşılığı, Recep T. Erdoğan’ın Amerika’da resmen onurlandırılacağı açıklanıyordu. Bu arada Filistin halkının gazını almak ve İsrail pazarlığını meşrulaştırmak üzere, gazeteci uzman Mustafa Es-Savvaf “Hamas her ne kadar, siyasi politika ve programında İsrail’le yakınlaşan ve uzlaşan bazı taktik değişikliklere gitse de, asla İsrail’i tanıyan ve diplomatik ilişkiler kuran bir hareket olmayacağız!” açıklamasını yapmak zorunda kalıyordu.

 

..

 

makalenin tamamı için tıklayınız…

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi