ERDOĞAN’IN İNSİ ŞEYTANLARI VE YERLİ ŞAŞIRTANLARI Veya: FEHMİ KORU’NUN İTİRAFLARI
Eskilerin “Hubb-u cah” dedikleri baş olma sevdasına kapılan, makam ve çıkar bağımlısı olan insanlar ve hele beyin, bilgi ve basiret fukaralığı da taşıyorlarsa… Yani Erbakan Hoca’nın ifadesiyle “Diplomasız ve dirayetsiz” bulunuyorlarsa… Ve dahi, dünyalık heves ve hedefleri için dinlerini ve davalarını rüşvet vermekten, milli ve manevi duyarlılıklarını feda etmekten sakınmayacak bir hidayet kararmasına ve vicdan yozlaşmasına uğramışlarsa… Cenabı Hak gerçek ayarları ortaya çıksın ve günahları kesinlik kazansın diye bunlara ceza olarak, her türlü imkân ve iktidarı sağlamakta, zaman tanıyıp yularlarını uzatmaktadır. Bu imtihan amacıyla ve “hayrul mâkirîn” sıfatıyla hainlere ve zalimlere fırsat sunması, aslında onlar için en büyük cezadır.
“(Ancak her türlü imkân ve iktidara kavuşturulduğu halde) Ayetlerimizi yalanlayanları (Kur’ani hükümleri gereksiz ve geçersiz sayanları, imkân ve fırsatı olduğu halde uygulamaya çalışmayanları) ise, onları bilmeyecekleri bir yönden derece derece (yükseltip, riyakârlık ve istismarcılıklarına yüreklendirip çok acı ve alçaltıcı akıbetlerine) yaklaştıracağız.” (Araf: 182)
“Artık bu (Hakk) sözü (ve Kur’an’ın hükmünü) yalan sayanı (ve kendi heva ve kuruntularına uyanı) Sen Bana bırak! Ki, Biz onları hiç bilmeyecekleri bir yönden (ve fark etmeyecekleri yöntemlerle) derece derece (adım adım helake ve dalalete) yaklaştıracağız. (Yani, açık din düşmanlarına ve Müslüman dava adamı görüntülü münafıklara kulak asmayın, onların işi bize kalmıştır. Bilmeden bir kimseyi helake sürüklemenin bir şekli de şudur: Zalim ve doğruluk düşmanı birine bu dünyada sıhhat, mal, evlat, başarı gibi bazı nimetler verilir. Böylece kendisinde hiçbir günah ve yanılgı olmadığını zannederek Hakka karşı gizli düşmanlığa, zulüm ve isyana battıkça batıp tükenmektedir. Bu nimetlerin kendisi için bir bağış değil, bilakis felaketine vesile olduğunu fark etmemektedir.)” (Kalem: 44) ayetleri bu hikmetli gerçeği anlatmaktadır.
Ayrıca, yaptıkları küfür ve kötülüklerden, Din ve davaya yönelik hıyanet girişimlerinden dönsünler diye, vicdanlarına, mallarına ve canlarına dönük uyarı musibetlerinden ders almayanlara, bu sefer daha büyük bir manevi ceza olarak, dünyalık her türlü makam ve menfaat kapılarının açılması, bir müddet sonra da müflis ve müblis (ümitsiz ve perişan) olarak canlarının alınması da bu kapsamdadır.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…