Anasayfa » Diyanetin ve İlahiyat Fakültelerinin KUR’ANİ GERÇEKLERİ GİZLEMELERİ

Diyanetin ve İlahiyat Fakültelerinin KUR’ANİ GERÇEKLERİ GİZLEMELERİ

Yazar: yonetici
0 Yorum 508 Görüntüleyen

Diyanetin ve İlahiyat Fakültelerinin

KUR’ANİ GERÇEKLERİ GİZLEMELERİ [1]

    

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi; Yıl: 2021, Cilt: 21, Sayı: 1’de, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinden Dr. Bayram Köseoğlu’na ait “Kur’an Mealinde İdeolojik Yaklaşım: Bir Örnek İncelemesi” başlıklı, bizim “Rabbani Yaklaşım ve Anlayışımızla: Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı” Mealimizle ilgili bir tenkit yayınlanmıştı. Öncelikle bu gayretin sahiplerini tebrik ve teşekkürle başlayalım. Çünkü ilmi ve iyi niyetli tenkit ve teklifler, bizlerin hem yanlışlarımızdan kurtulmamıza, hem noksanlarımızı tamamlamamıza, hem de daha olgun bakış açıları kazanmamıza vesile olacaktır. İslami açıdan “Tenkit meşru, tahkir memnudur!” kaidesine uyularak yazıldığı için de ayrıca takdire şayandır.

Gelelim, yaklaşık 20 sayfalık iddialara ve bizim yanıtlarımıza:

A- Özellikle, hazırladığımız Meal-i Kerim’in parantez içi izahlarında geçen NATO, BM, AB gibi kurum ve kavramlar; Kur’an’ın mana ve mesajıyla ilgisiz ve gereksiz sayılmış ve Mealin ideolojik bir yaklaşımla yazıldığı vurgulanmıştır.

Oysa Kur’an-ı Azimüşşan’da sıkça hatırlatılan ve her çağdaki zulüm iktidarlarının vasıflarını ve vasıtalarını anlatan; FİRAVUN, KARUN, HAMAN ve hadislerle haber buyrulan BEL’AM gibi şahıslar, çağımızda Kapitalizm ve Komünizm gibi zalim, bâtıl ve barbar nizamlar ve onları uygulayan NATO, BM ve AB gibi oluşumlar şeklinde kurumlaşmış bulunmaktadır. Bu nedenle, şimdiki çağdaş zulüm sistemlerini ve aktörlerini ve bunların sömürü ve tahakküm projelerini insanların ve özellikle Müslümanların dikkatine sunmadan, Kur’an’ın mana ve mesajına tercümanlık yapılamayacaktır.

B- İdeolojik yaklaşıldığı iddiasına gelince…

İSLAM, tek ve gerçek Hakk Dindir, asla beşerî bir ideoloji değildir. Ancak bu durum; İslam’ın kutlu ve evrensel bir hedefi ve amacı bulunmadığı… Müslümanların da kutsal bir çabası ve maksadı olmadığı-olmayacağı… Aksine idealsiz ve iddiasız, silik ve edilgen, şer düzenlere-merkezlere teslimiyetçi bir tavır takınacakları anlamına gelmemektedir. Çünkü tüm insanları refah ve huzura kavuşturacak, yeryüzünde adalet ve saadeti sağlayacak bir amacı ve çabası bulunmayan Müslümanlar Kur’an’da ikaz edilmekte ve yerilmektedir.

“(Ey Müslümanlar!) Size ne oluyor (ve nasıl bir vicdani sorumsuzluğa kayıyorsunuz) ki; ‘Ya Rabbi, ehli (ve idarecileri) zalim olan şu ülkeden (ve şu düzenden) bizi kurtar, bize Kendi katından bir sahip gönder ve bize Kendi rahmetinden bir yardımcı ver’ diye yalvarıp duran; erkek, kadın ve çocuklardan oluşan aciz ve çaresiz kimseleri kurtarmak için Allah yolunda (çalışıp) çarpışmıyorsunuz? (Bu duyarsızlık ve nemelâzımcılık imani ve vicdani bir tavır değildir.) [Not: Bugün Anadolu’muzdaki milyonlarca Suriyeli sığınmacının; Afrika’da, Asya’da ve Güney Amerika’daki milyonlarca aç, biilaç, çıplak ve muhtaç Müslümanların ve farklı din ve kavimden nice mazlum ve mağdur insanların ezilmesine ve sömürülmesine yol açan bu zalim ve Siyonist sistemi yıkacak ve yeryüzünde Adil bir Düzen’i kuracak niyet ve gayreti taşımayanları Cenab-ı Hakk bu ayetle ve şiddetle ikaz etmektedir.]” (Nisa Suresi: 75)

 

 

 

 

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..

 

 

 

 

 

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi