DIŞ POLİTİKA MI, BOŞ PALAVRA MI?
Bir ülkenin dış politikası, onun uluslar arası ağırlığını, saygınlığını ve “devlet aklını” yansıtıyordu. Dış politika kararları alırken ve uygularken, elbette bölgesel ve küresel dengeleri gözetmek, gerektiğinde stratejik sabır göstermek gerekiyordu. Ama bu, orta ve uzun vadeli programsızlık ve omurgasızlık anlamına gelmiyordu. Dünya Siyonizm’inin ve emperyalist merkezlerin taşeronu iktidarların ve işbirlikçi piyonların, halkının havasını almak üzere sıkça başvurdukları kurusıkı palavralarla, onurlu bir devletin ve sorumlu bir hükümetin dış politikaları, çok farklı temellere dayanıyordu. Yeni ve Adil bir Dünya Düzenine öncülük edecek, tarihi, tabii ve talihli potansiyele sahip Türkiye’nin, hala Batı’nın kuyruğu, Küresel sömürü saltanatının uyumlu bir uyruğu olma çabası, taklitçi ve teslimiyetçi zihniyetlerin aşağılık kompleksini açığa vuruyordu. “50 yıldır kapısında bekletildiğimiz Avrupa Birliğine yaranamazsak, biz de Şanghay Beşlisine yanaşırız!” kafası, Milli değer ve dinamiklerden, İslam’ın insani ve evrensel hedeflerinden ne kadar nasipsiz olunduğunu gösteriyordu. Milli Çözüm dışında hiç kimse çıkıp ta: “Ya hu, Batı-Kapitalist gâvurundan usandık, şimdi de doğu-Komünist gavuruna sığınalım, diyeceğinize, Erbakan Hoca’nın temelini atıp resmiyet kazandırdığı D-8’leri ve Türk İslam Birliğini diriltmeyi, bütün Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerini de bu zulüm ve sömürü düzenine karşı birlikte harekete geçirmeyi neden hiç düşünmüyorsunuz” diye soramıyordu.
Yahudi asıllı John Kerry, Türkiye yolunda iken, ABD Siyonizm’e bir kez daha tam destek veriyordu! Evet, Kerrry Türkiye’ye Siyonizm’le geliyordu!
ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı John Kerry, Ankara’ya adımını atmadan önce, şeytani mesajını gönderiyordu.. Siyonizm’in “insanlık suçu” olarak nitelenmesine “stratejik müttefikimiz” ABD çok sert tepki gösteriyor ve Siyonizm’e her zamanki gibi arka çıkıyordu. Kerry, Ankara’da Suriye ve Ortadoğu ile ilgili kritik görüşmeler yapıyor ve bunların çoğu halkımızdan gizleniyordu. Başbakan Erdoğan’ın anti-Siyonizm gibi, “Siyonizm’in de insanlığa karşı işlenmiş suç” olduğu ifadesi, ABD’nin sert tepkisini de beraberinde getiriyor, Milli Görüş’ten kalma ağız alışkanlığıyla ve toplumun gazını almak amacıyla bu sözleri sarf eden Recep Erdoğan hemen geri adım atıyordu. Türkiye’nin “kadim müttefiki” (!) ABD’nin Dışişleri’nden yapılan açıklamada, Siyonizm’i “insanlığa karşı işlenmiş suç” olarak zikretmenin ABD tarafından reddedildiği vurgulanırken, bunun “saldırgan ve yanlış” bir tanımlama olduğu belirtiliyordu.
ABD seçimleri sırasında Yahudi lobisince karşı çıkıyor gibi görüntüsüyle desteklenen, ancak Yahudi olduğu bilinen Kerry’nin ziyaretinin zamanlaması dikkat çekerken, Siyonizm’le ilgili mesajı Kerry’nin bizzat ileteceği özellikle vurgulanıyordu. Siyonizm aleyhindeki ifadelerin ABD-Türkiye ilişkilerinde “yıpratıcı etki” yapacağı belirtilirken; Kerry’nin, ABD’nin bu ifadeleri duymaktan ne kadar rahatsız olduğu konusunda “son derece açık” olacağı ifade ediliyordu. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Suriye ve Ortadoğu’daki sıcak gelişmeler başta olmak üzere pek çok konuyu görüşüyordu. Türkiye ABD’nin bu konulardaki tavrını, daha doğrusu talimatını dinliyordu. John Kerry ve ABD heyetiyle yapılan görüşmelerde başta Suriye, bölgedeki ve uluslar arası alandaki diğer görüşmelerin, Afganistan, balkanlar ve Kıbrıs Rum kesimindeki son seçim kapsamında Kıbrıs sürecinin ele alındığı kaydediliyor ama asıl İsrail’le ilişkilerin düzeltilmesi konuşuluyordu. Çünkü bunun hemen arkasından İsrail Heeratz Gazetesi, “Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik ve ekonomik ilişkilerin hızla düzeldiğini yazıyordu!?
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…