Dilipak’ın İtirafları; Siyonizm Güdümlü Halifelik Hazırlıkları Ve TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALAN SAVAŞ PLANLARI
19 Ocak (2017) Perşembe akşamı Kanal-A’da, Tarih ve İrfan programına katılan Abdurrahman Dilipak şu itiraflarda bulunmuşlardı:
“Doksanlı yılların başlarında BOP’un ve ılımlı İslamcılığın siyasal ayağını organize etmemi öneren (Siyonist Yahudi stratejist) Graham Fuller bana: ‘Çünkü bu bölgede biz sizsiz (Türkiyesiz) başarılı olamayız; siz de bizsiz (ABD’siz) bir yere varamazsınız!.’ teklifini sunmuşlardı.”
Şimdi sormak lazımdı:
a) Sn. Dilipak, demek ki bu Siyonist gâvurların zatıâlinize, böylesine tehlikeli ve hıyanet içerikli teklifleri getirmeye cesaret verecek ve kendilerini ümitlendirecek kadar güven duymalarına yol açan, çok gizli ve kirli irtibatlarınız ve geçmişte ortak alakalarınız vardı. Yoksa Graham Fuller gibi şeytanın şakirdi bir Siyonist Yahudi’nin, öyle torbadan tombala çeker gibi sizi bulup bu teklifleri aktarması ve zatıâlinize sırlarını ve amaçlarını açması imkânsızdı.
b) Siyonist kâfirlerin bu yöndeki heves ve hedefleri (ve sizin daha önce itiraf ettiğiniz Türkiye üzerindeki DIŞ PROJELERİ) başarıldığına ve BOP’un siyasi ayağı olan AKP iktidara taşındığına göre, herhalde sizin de bu oluşumun aşamalarında özel ve önemli katkılarınız ve gâvur hizmetkârlığınız olmalıydı!?..
Neyse, sizin ABD ve onun derin devleti Siyonist Yahudi Lobileriyle ilginç hatta iğrendirici irtibatınızı, koyu dindarlık ve şeriatçılık perdesi altındaki manevi tahribatlarınızı; hem kendi ifadelerinizle hem de basında yer alan ve yalanlanmayan haberlerle ve tabi elimizdeki bilgi ve belgelerle uzun bir yazı halinde kamuoyunun dikkatine sunma zamanı yaklaşmakta ve zaten şartlar da olgunlaşmaktaydı.
Aynı programda Sn. Dilipak; sırıtan bir bilgiçlik edası ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yön ve akıl veren önemli bir fikir adamı tavrıyla, ağzından şu anlamda laflar da kaçırmıştı!
“Hilafet makamı ve mesuliyeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şahsı manevisinde mündemiç (Yetki ve sorumluluk sahası içerisinde saklı) bulunmaktadır. Sn. Erdoğan Ak Saray’da: Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Afganistan… gibi tüm İslam ülkelerinin temsilcilerine bir oda ayırmalı ve böylece Tüm İslam Dünyasının fiili koruyuculuğunu üzerine almalıdır!..”
Oysa HİLAFET, öyle simgesel ve göstermelik bir siyasi araç değil, İslam Âleminin gerçek ve geçerli gücünü temsil edecek etkin ve yetkin bir makamdır. Erbakan Hoca’nın tarihi beş adımı: 1- İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı, 2- İslam Ortak Pazarı, 3- İslam Ortak Dinarı, 4- İslam Savunma Paktı, 5- İslam Kültür ve Eğitim İşbirliği Kurumları oluşturulmadan… Ve tabi İsrail’le ve arkasındaki Haçlı ABD ve AB ile tarihi hesaplaşma yaşanıp, şeytani güçler hizaya sokulmadan, tutup uyduruk bir Hilafet kılıfını Erdoğan’ın sırtına takmak ve hem kendi milletimizi hem de İslam Ümmetini bu kof görüntülerle avutup oyalamak, işte o Siyonist merkezlerin başka bir planıydı! Yoksa görüştüğünüz Graham Fuller zatıâlinize bu hususta da mı bazı öneriler ve projeler fısıldamıştı?
Bay Dilipak, İsrail’le normalleşme ve teslimiyet anlaşmasını resmen ve cesaretle(!) imzalayan, Haçlı AB peşinde huzur ve kurtuluş arayan, stratejik müttefiki ABD’ye, bunca hıyanet ve hakaretine rağmen, bir iki sızlanma-nazlanma dışında hiçbir ciddi tavır koyamayan, hatta hıyanet ve işgal üssü İncirlik’i bile kapatamayan şu dindar kahramanlarınıza bir de tutup HALİFE cübbesi geçirirseniz, söyleyin bakalım İslam Ümmeti’nin mi, yoksa İsrail’in mi hizmetkârı olacaktı?
ESAM Konferansı’na katılan İHH Başkanı Bülent Yıldırım bile şu itiraflarda bulunmuşlardı…
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…