Anasayfa » Cemaat Hükümet Kavgası RABB RIZASI MI, RANT HESABI MI?

Cemaat Hükümet Kavgası RABB RIZASI MI, RANT HESABI MI?

Yazar: yonetici
0 Yorum 217 Görüntüleyen

Cemaat Hükümet Kavgası RABB RIZASI MI, RANT HESABI MI?

 

Erdoğan yandaşlarına göre:

“Dershaneler konusu siyasi bir projenin sadece bir ayağını oluşturuyordu. Bu işin hedefinde Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Erdoğan’sız AKP projesi yatıyordu. Edep ve erdem timsali(!) Fetullah Gülen’in: ‘Şaşırmış Erdoğan’, ‘Firavunlaşmış insan’, ‘Kalplerimizi kırdın bari param parça etme be adam!’ şeklindeki çıkışları, Cemaatin tabanını Başbakan’dan uzaklaştırmayı amaçlıyordu. Gönül köprüleri bunun için yıkılmak isteniyordu. Önce, ‘Anti-Erdoğan’ duygusunu oluşturmak, sonra Cumhurbaşkanlığı seçiminde bunu Erdoğan karşıtı ‘Ortak paydaya’ taşımak planları yapılıyordu.”

Fetullahçılara göre ise:

2004’teki MGK kararı, Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül (dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı), Abdüllatif Şener, Abdülkadir Aksu ve Cemil Çiçek gibi MGK üyesi bakanların imzalarını taşıyor olsa da günün polemiğinde ‘fatura’nın adeta sadece Tayyip Erdoğan’a kesilmesi haklı bir nedene dayanıyordu. Çünkü, 2004’te ‘yok hükmünde kabul edilmiş’ olan ve ‘hiçbir işlem yapılmamış’ olan o kararın içeriğine uygun bir uygulama bugün yapılıyor, bunu Tayyip Erdoğan yapıyor ve yaptırıyordu. Abdullah Gül, ‘Dershanelerin kapatılması’ konusunda hükümet ile aynı dalga boyunda gözükmeye bile gerek duymuyordu.

“Tayyip Erdoğan, güç zehirlenmesine uğrayınca sürekli hata yapıyordu. Onu ‘Aziz’ mertebesinde gören izleyicilerinden başlayarak, çıkarlarını onun ‘Büyük Usta’ olarak Türkiye’nin tepesinde oturmasını gören ‘Neo-Kemalistler’in yeni türevlerine uzanan yelpazedeki kişiler, onun her siyasi adımı ya da söylevlerinde bir ‘hikmet’ arıyorlar ve bulunamayacağı durumlarda akla zarar ‘rasyonalizasyon’ yoluna gidiyorlar ama güneş balçıkla sıvanmıyordu. Tayyip Erdoğan, zincirleme hata yapıyordu.” diyen eski yandaş Cengiz Çandar’dan; Moskova’da Putin’den “Bizi Şanghay’a alın, AB’den kurtarın” ricasında bulunduğu için “hangi ‘müttefik’ ülke, Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu bir Türkiye’ye ‘stratejik dostluk’ hesaplarıyla yaklaşabilir?” diye soran şaşkın yalakalara kadar birçok yazar ve yorumcu saf değiştirmiş bulunuyordu.

Maskeli maskaralık ve münafıkça riyakârlık!

Bir zamanlar Fetullah Hoca ve yandaşları Erdoğan’a ve AKP iktidarına övgüler diziyordu! Sonunda kirli çamaşırlar ortaya döküldükçe yıllardır yaşanan ama pek anlaşılmayan “maskeli hayat” açığa çıkıyordu. Birbirleriyle sanki “çok iyi dostmuş” gibi görünenlerin aslında birbirlerinin “kuyularını nasıl kazdıkları” netlik kazanıyordu! Hâlâ birbirlerini “suçlamalar” devam ediyordu ve ama hiçbiri kendilerinde “kusur” aramıyordu! “Biz aslında dost olmadığımız halde, dostmuş gibi göründük; bu ayıp bize yeter” deme cesaretini gösteren bile çıkmıyordu. Hem bolca Müslümanlıktan söz ediliyor hem de Müslüman olmanın gereklerini yerine getirmekten özenle kaçınılıyordu. Ortaya dökülen “kirli çamaşırlar” gösteriyordu ki: Allah için sevişmeyen ve manevi hizmet gayesi gütmeyenler nefsi ve dünyevi hevesler için bir araya geliyor,  sonra gün gelip menfaatleri çatışınca da “gerçek yüzler” ortaya çıkıyor ve birbirlerine demedikleri laf kalmıyordu. Biri ötekini “sandıkta boğmaya” çabalıyor, öteki de berikinin “can damarlarını keserek” ortadan kaldırmaya uğraşıyordu.[1]

AKP yalakası yazar Cemile Bayraktar: “Polis Koleji imtihanlarında Cemaatin yetkili ve görevlilerin, kendi yandaşlarına soruları ve cevaplarını önceden dağıttıklarını” içeriden bir itirafçıya dayanarak Kanal A, “Manşetlerin Dili” programında ve “Hocam, bizde kırılacak kol kanat kalmadı!” yazısında belirterek Fetullah Gülen’e: “Bu imtihanlarda hakkı yenen ve mağdur edilen öğrenciler hiç mi rüyanıza gelip vicdanınızı sızlatmadı?” sorusunu yöneltmişti. Şimdi biraz canları yanınca Cemaate “İsrail işbirlikçisi, ABD hizmetçisi” diyen ve doğru söyleyen AKP şakşakçıları, 11 yıldır fiilen irtibat ve ittifak halinde oldukları Cemaatin bütün tertibat ve tahribatlarının suç ortağı değiller miydi? Şimdi pek çok kirli ve çetrefilli iddianın Cemaatin tertibi ve ABD’nin teşviki olduğunu belirten AKP borazanları, acaba “Bakın işte, orduyu nasıl hizaya getirdik!” edebiyatıyla kahramanlık taslayıp oy avcılığı yaptıkları Ergenekon ve Balyoz davalarının da, aynı Fetullahçı medyanın ve medyunların “bilgi, belge ve manşet”leriyle başlatılıp nice komutanların mahkûm edildiğini, şimdi bunların da yeniden tartışılması ve perde arkasının araştırılması gerektiğini bilmezler miydi? Bu AKP, muhabbet fedaisi geçinen Fetullahçıların, Erbakan’a karşı nefret ve hakaret dili geliştirdikleri 28 Şubat darbesinin gayrimeşru meyvesi değiller miydi?

AKP’li yazarın dolaylı itirafı!

AKP’nin en gözde kalemşörlerinden Abdulkadir Selvi, Recep Erdoğan taraftarlığıyla Fetullahçılara seslenip: “Eğer 2004’ten sonra bu Hükümet sizi bitirmeye çalıştıysa söyleyin bakalım:

    2004’ten önce kaç valiniz vardı, şimdi kaç valiniz bulunuyor?

    2004’ten önce kaç hâkiminiz vardı, şimdi kaç hakiminiz bulunuyor?

    2004’ten önce kaç bakanınız ve milletvekiliniz vardı, şimdi kaç milletvekiliniz bulunuyor?

    2004’ten önce kaç dershaneniz ve üniversiteniz vardı, şimdi kaç üniversiteniz bulunuyor?

    2004’ten önce kaç şirketiniz vardı, şimdi kaç şirketiniz bulunuyor? Erdoğan’ın sayesinde en az on beş kat daha büyüdünüz!”[2]

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi