ÇEKİL ARADAN, KALSIN YARADAN
“Kenz-i mahfi” iken, aşikâr olup
Varlığın vahdetin, zahir eden kim…
İmanla hayatım, huzurla dolup
Tutup imtihanla, zehir eden kim…
Yaratılan şekil, tüm gördüklerim
Hepsi gölge hayal, ardım ilerim
Resimleri ben mi, yapar silerim
O dilemedikçe, nasıl dilerim
En ilk Muhammed’i, ahir eden kim…
Hak’tan bihaberdim, şaşkın cahildim
Sahipsiz kıymetsiz, bencil bahildim
Hem ilmü irfana, çok naehildim
Beni hikmetine, mahir eden kim…
Kendim bir şey sanıp, boş kibirlendim
Bin bir parça iken, şükür birlendim
Defalarca kayıp, çokça kirlendim
Çirkeften çıkarıp, tahir eden kim…
Arz-ı cemal etti, oldum pervane
Hasretiyle saldı, beni giryane
Bazen bu gönlümü, kılup virane
Bazen de mamur bir, şehir eden kim
Bir an bülbül edip, şevkle şakıtıp
İbretle hayretle, çevre bakıtıp
Bazen üzüp derdim, içe akıtıp
Mahzun gözyaşımı, nehir eden kim…
Bir an terü taze, bir bak bayatım
“Bast” iken “Kabz” olur, kaçar rahatım
Vuslat karşılığı, bütün hayatım
Yüz görümlük için, mehir eden kim…
Sevdasıyla aklım, başımdan alup
Sonra kurbiyetten, gurbete salup
Zikrü tefekkürden, gaflete dalup
Kusurumla kalbim, kahir eden kim…
Bazen Tur dağında, nurdan zirveyim
Bazen Bel’am ile ahbap kirveyim
Lat Menat’ken bir dem, Sefa Merve’yim
Tevbe edem diye, tehir eden kim…
Hidayet kemendin, taktı boynuma
Hile ve hıyanet, girmez oynuma
Hakikat aşkını, soktu koynuma
Ahmedini dobra, şair eden kim…
https://www.millicozum.com/mc/kasim-2015/cekil-aradan-kalsin-yaradan