Anasayfa Gündem ÇANAKKALE DESTANI NASIL YAZILDI?

ÇANAKKALE DESTANI NASIL YAZILDI?

Yazar: yonetici
0 Yorum 587 Görüntüleyen

Ahmet Akgül Üstadımızın Çanakkale Şehitlerini Ziyaret

Kampındaki Sohbet Notları:

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara Suresi:

154- “Allah yolunda (Milli savunma, halkın huzurunu, onurunu ve namusunu koruma, Hakk ve adaleti hâkim kılma uğrunda çalışıp; düşmanlar ve anarşist saldırganlarla çarpışıp) öldürülen (şehit)lere, sakın “ölüler” deyip (gaflete düşmeyin, çünkü) bilakis onlar (gerçek ve yüksek bir hayata geçmiş) diridirler. Velâkin siz bunun farkında ve şuurunda değilsinizdir.”

155- “Andolsun, Biz sizi; biraz korkuyla (doğal ve sosyal afetler ve düşman saldırıları), açlık (ve kıtlıkla) ve bir parça mallardan, canlardan ve semerat (ürün ve evlatlar)dan eksiltmekle (hastalık ve sakatlıkla) imtihan edeceğiz. Sabır (sükûnet ve teslimiyet) gösterenleri müjdele (ki sadece onlar sevaba ve başarıya erişecektir).”

156- “(Sabır ehli mü’minlere) Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: “Biz Allah’a ait (kullar)ız (O’na iman ve itaat için varız) ve şüphesiz O’na dönücüleriz.”

157- “(İşte) Rablerinden bağışlanma ve fazilet (salâvat) ve rahmet bunların üzerinedir ve bunlar hidayete erenlerin ta kendileridir.”

İnançlı, milli ve insani amaçlı kardeşlerim! Bize bu cennet vatanımızı emanet bırakan şanlı ve imanlı Çanakkale şehitlerimizi ziyaret etmek, yedi düvele karşı kahramanca savaştıkları ve kanlarını akıttıkları yerleri gezip görmek, çocuklarımıza göstermek ve böylece milli ve manevi sorumluluklarımızı idrak etmek üzere; bu tarih kokan bölgemize gelmiş bulunuyoruz. Bu duyarlı tavrınızdan ve gösterdiğiniz fedakârlıklardan dolayı Milli Çözüm Ekibi olarak hepinizi, hanım kardeşlerimizi, şuurlu gençlerimizi ve çocuk mücahitlerimizi tebrik ediyorum. Bu ülkeyi bize vatan bırakmak için hayatlarının ilkbaharında canlarını kurban kılan Aziz Çanakkale şehitlerimizi şükranla yâd ediyor ve bizlere şefaatçi olmalarını diliyorum. Daha sonra Mustafa Kemal’in öncülüğündeki Şanlı Kurtuluş Savaşı’mızda ve yine Erbakan Hocamızın özel gayretleriyle başlatılıp başarılan 1974 Şanlı Kıbrıs Harekatı’mızda, 40 yıldır PKK görünümlü Haçlı ve Siyonist güdümlü teröre karşı yiğit savunmalarımızda “Cennet karşılığı canlarını satan” bütün şehitlerimizi… Ve yine dış güçlerin desteği ile 15 Temmuz hıyanet darbesini tertipleyen FETO eşkıyalarının oyunlarını bozarken, hem dirayetli askerlerimizden hem cesaretli milletimizden şehit düşen kardeşlerimizi de yine rahmetle ve minnetle anıyorum.

1. Dünya Savaşı’nda İngiltere’nin başını çektiği İtilaf kuvvetleri, (güya Almanya ve Osmanlı’ya karşı ittifak kurup güçlerini birleştiren Avrupa Devletleri); Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’u işgal altına almak, doğudan Türkiye’ye saldıran Rusya’ya yardım sağlamak ve savaşı kısa yoldan ve başarıyla sonuca ulaştırmak amacıyla harekete geçip saldırmışlardı. 18 Mart 1915’teki Deniz Harekâtı’nda hüsrana uğrayan İtilaf Devletleri, bu kez 25 Nisan günü Gelibolu Yarımadası’na asker çıkarmışlar ve böylece Çanakkale Savaşları’nın sekiz buçuk ay sürecek kara muharebelerini başlatmışlardı. Savaşlar, hem denizden hem de karadan aylarca devam etmiş ve birkaç hafta içinde İstanbul’a varacaklarını sanan hunhar Haçlı orduları büyük bir hezimetle geri çekilmek zorunda bırakılmışlardı. İsrail’in kuruluşuna fırsat vermeyen Sultan Abdülhamid’i padişahlıktan uzaklaştıran Siyonist Yahudi odaklar, ekonomik ve siyasi yönden güdümlerine aldıkları Haçlı Batılı Devletleri kışkırtıp Osmanlı’yı yıkmak ve Büyük İsrail’e zemin hazırlamak üzere 1. Dünya Savaşı’nı çıkartmış ve kızıştırmışlardı. Ancak bu arada Nusret Mayın Gemisi’nin gece döktüğü 26 mayın, İtilaf donanmasının bir bölümünün sonunu hazırlamıştı.

İngiltere’nin başını çektiği ve İtilaf Devletleri denilen Haçlı sürüleri, ülke yönetimlerini kullanıp kışkırtan Siyonist Merkezlerin planları istikametinde:

a- Osmanlı Devleti’ni yıkarak, Türkiye’yi kendi güdümünde bir yarı sömürge ülkesi yapmak suretiyle Anadolu’yu Avrupa’nın ve Bizans’ın devamına dönüştürmek…

b- İslamiyet’i yozlaştırıp, Müslüman Türkleri; faizi, fuhşu, kumarı, açıklık ve saçıklığı benimseyen, dini gayret ve hassasiyetleri körletilen ve ahlaken kirletilen kimseler haline getirmek…

c- Ve aziz Milletimizi fakirleştirmek, işsizliğe ve borca esir edip bir nevi köleleştirmek niyetindeydi.

Şimdi başımızı ellerimizin arasına alıp düşünmemiz gerekirdi: “Barbar Batılıların Çanakkale saldırılarıyla amaçladığı bu utanç verici neticeleri; kimler ve hangi zihniyetler eliyle ülkemizde gerçekleştirmişlerdi? Acaba Çanakkale şehitlerimiz dirilip karşımıza çıksalar (ki zaten ruhen aramızdalar) ve bizlere sorsalar; “Haçlı Batılılar vatanımızı işgal ederlerse yapacakları tahribatlara engel olmak için canlarımızı feda ettiğimiz, bütün kötülükleri “çağdaşlık ve demokratik açılım” kılıfıyla ülkemize yerleştiren karanlık güçleri ve işbirlikçilerini, kahraman diye alkışladığınız halde hangi yüzle ziyaretimize geldiniz?” diye sitemde bulunsalar onlara ne cevap verilecekti?

Biz klimalı arabalarla gezip aziz şehitlerimizi ziyaret ediyoruz. Birkaç günlüğüne ve geceliğine, evlerimizdeki konfordan uzak çadırlarda kalıyoruz… Yağlı ballı lüks yiyeceklerimizden biraz kısıntı yapıp peynir karpuzla karın doyuruyoruz diye sızlanmaya başlıyoruz. Allah aşkına düşünün; bu cennet ülkeyi bize vatan bırakmak, bağımsızlık ve bekamızı sağlamak… Namusumuzu, onurumuzu ve huzurumuzu korumak uğruna, 15’inden 65’ine kadar, nice yiğit atalarımız; bir parça kuru ekmek ve birkaç kaşık çorbayla, kendilerinden silah ve sayı bakımından onlarca kat fazla bir düşmanla aylarca savaşmış; hanımlarını, evlatlarını, ana babalarını, evlerini, barklarını feda edip canlarını kurban etmekten sakınmamış bu şehitlerimizi saygıyla ve şükranla hatırlamamız ve onların Milli ve Manevi mirasına sahip çıkmamız bir iman ve insanlık icabıdır. Bugün de aynı kutsal amaçlar uğruna ve aynı Haçlı Siyonist odakların kışkırtmasıyla üzerimize saldırtılan, PKK ve FETÖ ile savaşan Kahraman Ordumuza ve güvenlik kurumlarımıza destek olmamız, Milli birlik ve dirliğimizi mutlaka ve gözümüz gibi korumamız lazımdır.

ŞİİR

Gafletle yürüme ey can, hürmet şükranla hatırla
Buralar kanla yazılmış, tarihin tam göbeğidir…
Evliya kokar vadiler, tepeler dolu yatırla
Bastığın yer bir şehidin, belki de gözbebeğidir…
Unutma Çanakkale’yi, geçilmez kılan imandır
Şimdi imana saldırırlar, bu ne çetin imtihandır
Ye’se düşme ve gevşeme, sahip Hazreti Rahman’dır
Bil ki vesveseler kalpte, şeytanın köstebeğidir…

 

 

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..

 

 

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi