BDP’NİN ÖZERKLİK EZANI VEYA T.C.’NİN CENAZE NAMAZI
Diyarbakır’da aralarında Osman Baydemir’in de olduğu BDP’li belediye başkanları ve il genel meclis üyeleri, bölge genelinde “ikili hukuka” geçeceklerini açıklıyordu.
Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un eşbaşkanlığını yaptığı Demokratik Toplum Kongresi’nin alt organı olan Amed (Diyarbakır’ın Eski adı) Demokratik İl Konseyi’nin “ikili hukuka uyun” çağrısına olumlu yanıt verdiklerini belirten Diyarbakır’daki yerel yönetimler, kurumsal yetkilerin yerellere devredilmesini istiyordu!
BDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde bir araya gelen ve aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de bulunduğu belediye başkanları, İl Genel Meclisi ve Belediye Meclis üyeleri adına hazırlanan açıklamayı, Diyarbakır İl Genel Meclisi Başkan Vekili Fatma Emel Sümbül okuyordu!
Kürdistan’a Özerklik Hazırlığı!
Fatma Sümbül, son dönemde Türkiye’de ve özellikle Kürtlerin yaşadığı bölgede yaşanan siyasal ve toplumsal sorunların, kaygı verici bir boyuta ulaştığını söyleyen Sümbül, şöyle konuşuyordu: “Demokratikleşme talebinde bulunan toplumun beklentilerine cevap verilmemesi durumunda, toplumun kendi demokratik kanallarını açma ve ‘haklar, yasalardan önce gelir’ şiarıyla çözüm kararlarını alma hakkı doğacaktır. Türkiye demokrasinin en büyük handikabı, halkı, karar aşamasına katmamasıdır. Devletin, katı merkeziyetçi tutumu, toplumun bütün ihtiyaçlarına rağmen devam edip durmaktadır. Yurttaş katılımı, gerek ileri demokrasilerde, gerekse de uluslararası sözleşmelerde olmazsa olmazdır. Oysa Türkiye’de başta Anayasa olmak üzere, yerel yönetimler yasası ve diğer yasalar, yurttaş katılımı önünde engel oluşturmaktadır. Bu temelde devlet yurttaş ilişkileri güvenlik konseptinden çıkarılıp, demokratik bir işleyişe kavuşturulmalıdır’.
“Kürtler, kendi statüsünün belirlenmesini talep etmektedir. Kürtler, demokratik bir cumhuriyette, demokratik bir anayasada kendi statülerinin belirlenmesini istemektedir. Artık devletin katı merkeziyetçi bir yapıdan uzaklaşıp, yerel yönetimlerin güçlenmesine dönük adımlar atılmalıdır. Yerel yönetimlerde, kararların halk ile beraber alınması ve halkın, yönetim süreçlerine doğrudan katılım mekanizmalarının oluşturulması gerekir. Bu da demokratik bir cumhuriyette, demokratik özerkliğin geliştirilmesiyle mümkündür.”
“Ortadoğu’daki gelişmeler, demokrasi değerleriyle bütünleşmiş ve halkın demokratik katılımını esas alan anayasaları elzem görmektedir. Yeni anayasada, kamusal alanda Kürtçenin ve farklı dillerin kullanılması kabul edilmelidir. Siyaset ve mevcut iktidarlar, toplumun bu beklentilerine cevap vermezse toplumun kendi demokratik işleyiş mekanizmalarını da oluşturacağı bilinmelidir”[1]
15 Hazirandan sonra fiili durum ve Özerklik ilanı
Diyarbakır’daki ‘ikili hukuk’un nasıl uygulanacağı konusunda açıklama yapılmazken, ‘ikili hukuk’a 15 haziranda fiilen geçeceklerini belirten Fatma Emel Sümbül, şu tehditleri savuruyordu: “çatışmasızlık sürecinin değerlendirileceği 15 Haziran tarihinden önce hükümet, demokratik bir anayasanın oluşturulması konusunda açıklama yapmalıdır. Eğer yeni bir şey söylenecekse, Başbakan’ın Diyarbakır’a gelişinin bir anlamı olacaktır. Hükümeti Kürt sorunu ve demokratikleşme konusunda adım atmaya çağırıyoruz!?”
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…