BAŞİKA KAMPI VE MUSUL TUZAĞI
Her hususta olduğu gibi, Suriye ve Irak konusunda da elbette ve herkesin üstünde, Cenabı Hakkın da bir hesabı vardı ve Allah takdir ve tanziminde asla yanılmayandı. Ayrıca Devletimizin ve onun asker ve sivil kademelerinin de herhalde, farklı ihtimallere karşı Milli ve stratejik planları bulunmaktaydı. Ancak AKP daha doğrusu Erdoğan iktidarının, Beşar Esad ve Suriye politikası gibi, şimdi Musul macerasının da hezimetle sonuçlanacağı ve bize pahalıya mal olacağı yönündeki kuşkularımız giderek artmaktaydı. “Misak-ı Milli sınırlarımız içinde bulunan ama gafil ve hain yöneticilerimizce elden çıkartılan Musul ve Kerkük’ü, doğrudan ve resmen olmasa da, dolaylı biçimde ve fiilen, tekrar kontrolümüze alma fırsatını kaçırmayınız!” şeklindeki sinsi ve Siyonist zokayı maalesef yutmuş görünüyorlar ve stratejik zekâdan ve milli duyarlılıktan mahrum kafalar bu istikamette tehlikeli ve tedbirsiz adımlar atıyorlardı. Çünkü aynı heves ve hesaplarla, Kuzey Irak’taki küçük İsrail Barzani Kürdistan’ını da AKP iktidarına kurdurmuşlardı.
Öncelikle şu hususu özellikle vurgulamamız lazımdı:
İnşallah çok yakın bir gelecekte gerçekleşeceğini beklediğimiz, akıl ve ilim terazili, Kur’an ve Resullüllah endeksli, insan ve barış merkezli yeni ADİL DÜZEN medeniyetindeki:
1- İslam (barış projeli) Birleşmiş Milletleri,
2- İslam (Barış) ortak Para birimi,
3- İslam (Barış) Savunma işbirliği,
4- İslam (Barış) ortak Pazar girişimi,
5-İslam (Barış) ortak Bilim ve Teknoloji üretim ve transferi sisteminde ve sürecinde; a)Geçerli ve değerli paraları ortak, b)Anayasa temel kuralları ortak, c)Pasaportları ortak, d)Bilimsel ve teknolojik araştırmaları ortak, e)Ekonomik ve sanayi yatırımları ortak olan ülkelerin:
• Biribirlerinin topraklarında, yer altı ve yer üstü kaynaklarında gözleri olmayacaktır, buna ihtiyaç da kalmayacaktır.
• Bu nedenle hem mevcut sınırlarına, hem de bütün ülkelerin ulusal yapıları ve bağımsızlıklarına asla dokunulmayacaktır.
• Yani ne Türkiye, ne de başka bir ülke, diğerlerini işgal edici ve sömürgeci konumunda olmayacaktır.
Hayret “Barzani üzerinden Musul ve Kerkük’ü kontrolümüze alacağız!” hülyaları kurulurken Kıbrıs satılığa çıkarılmıştı!
Erbakan Hoca yüksek bir dirayet, feraset ve cesaretle başlattığı ve kahraman Ordumuzun başardığı 1974 barış harekâtından sonra Kıbrıs’ta 40 yılı aşkın süredir devam eden müzakerelerde BM’ye Türkiye karşıtı bir teklif ulaştırılmıştı. Teklife göre, Yunanistan ve Güney Kıbrıs, Türkiye’nin ülkedeki çözüm sürecinde ‘garantörlük’ seviyesinden ‘danışmanlık’ seviyesine indirilmesi teklifi sunulmaktaydı. “Lozan zafer değil, hezimettir(!) Abdülhamid Han kahraman değil, dikta kafalı bir sefildir(!)” tartışmaları arasında İsrail’le barış zaferi(!) kazanan AKP iktidarı, bir yandan da AB’ye katılım hatırına KKTC’yi gözden çıkarma şerefine ulaştıracak adımlar atmakta ve yandaş yalaka takımı bu sinsi adımları hiç gündeme taşımamaktaydı.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…