BAŞBAKAN BEKİR COŞKUN’A MAAŞ BAĞLATSINDI!
Bekir Coşkun, Cumhuriyetteki “Bu Terör Bitmez” başlıklı yazısında Başbakan Recep T. Erdoğan’ı ve ABD güdümlü AKP iktidarını kastederek “Bu terör nasıl bitsin, çünkü bizzat sen terörsün” diyor ve yargı sürecinde, demokrasi dalaveresinde ve diplomasi densizliğinde estirilen “terör” eylemlerine örnekler veriyordu. Bunlar doğruydu ve Milli Çözüm olarak defalarca “AKP sorunların ortadan kaldırıcısı değil, bizzat kaynağıdır! Yaşanan sıkıntılarımızın ıslahçısı değil, ifsatçısıdır!” dediğimizi okurlarımız hatırlıyordu.
Ancak Bekir Coşkun, İslam düşmanlığına kılıf olarak geçirilen Ulusalcılık dürtüsüyle, hızını ve hıncını alamayıp bizzat İslam’ın “terör kaynağı” olduğunu söyleyip zırvalıyordu. Evet “dil kalbin tercümanıydı. Dil sürçmeleri aslında, bilinçaltını açığa vurmakta”ydı. Yani Bekir Coşkun, bu fırsat ve bahane ile kinini kusuyordu.
“Sevişmen dahi terör, kanlı çarşafı sallamadan olmuyor.” Sözleriyle Bekir Coşkun; Anadolu’da eskiden gerdek gecesi sabahı yapılan yanlış, akıl ve ahlak dışı bir geleneği İslam’ın emriymiş gibi gösterip Recep T. Erdoğan’ın şahsında tüm Anadolu halkına edepsizce saldırıyordu.
“İbadetin terör, barış ve sevgi kitabı Kur’an da olmadığı halde, üçayağını bağlayarak, bir canlı hayvanı keseceksin, illaki kan göreceksin.”
Sözleriyle, hem Kevser Suresinde emredilen, hem de Hz. Peygamberin, bütün sahabelerin ve tüm İslam âlimlerinin uyguladığı Kurban ibadetini vahşilik olarak niteleyip, yine AKP bahanesiyle İslam’a ve Müslüman halkımıza saldırıyordu!
Bekir Coşkun, kürtajın serbest bırakılmasını ima ederken, yahu nasıl bir çarpık kafadır ki, kurban bayramında bir hayvanın kesilmesine karşı çıkıyor, ama anne karnında şekillenmiş bebeklerin katline alkış tutuyor? Sorusu aklımıza takılıyordu.
Bay Bekir Coşkun, “Terör senin çağdaşlığı ve uygar dünyayı reddeden kafanın eseridir…” diyerek, Recep T. Erdoğan ekibinin ve AKP’nin “İslam’dan kaynaklanan kafa yapılarıyla bütün bu yanlışlık ve haksızlıkları yaptıklarını.” İma ediyordu. Oysa bu, inkarlarını açıkça ortaya koymaktan bile korkan karanlık kafaların tapındığı çağdaş ve uygar dünyayı, siyonizmin güdümündeki emperyalist Batı oluşturmuştu. Ülkemizdeki ve yeryüzündeki bütün işgal, terör zulüm ve sömürü çarkı işte o uygar ve çağdaş dünyanın eserleri oluyordu.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…