AZİZ ERBAKAN HOCAMIZIN, BİR RÜYA ALEMİNDE ”NUH” SURESİNİ İZAHI VE İKAZLARI
FATMA BETÜL ERİŞKİN / 09.04.2020 / KONYA
Rüyamda:
Yemyeşil, uçsuz bucaksız bir bahçede oluyorum. Bahar gelmiş, bembeyaz papatyalar tarlayı doldurmuş, ağaçlar çiçek açmış. Kendi kendime: “Allah’ım, şükürler olsun, ne güzel donatmışsın dünyamızı, cennet gibi her yer!’’ diyorum. Bir taraftan da papatyalar topluyorum elime. İleride, bembeyaz papatyaların içinde, bembeyaz yüzleri ve yine bembeyaz saçları ile Erbakan Hocamız oturuyor oluyorlar. Topladığım papatyalarla Erbakan Hocamıza koşuyorum. Mübarek ellerini öpüp, çiçekleri uzatıyorum. Çiçekleri alıp mübarek kalpleri hizasına getiriyorlar. Erbakan Hocamız: “Rabbimiz onca hata, onca günaha rağmen, yeryüzünü yine cennete çevirdi bak! Sonra da herkesi eve hapsedip “Bu cennete pencerelerinizden bakın” buyurdular herkese. Yeryüzü cennet, lâkin kimse bu cenneti göremez, dokunamaz, koklayamaz hale geldi. Ancak bu durumdan yine de kurtulmak, buradaki cenneti yaşamak mümkün. Hatanı anlar, telafi yoluna gidersen dünyanı da, ahiretini de cennete çevirirsin. Ama artık nefeslerin bitti ve hesaba çekildiysen; ya sonsuz azaptasın veya cennette. Ahirette sevdiklerinle camdan bile bakıp yaklaşamayacak, dokunamayacak, sohbetlerine katılamayacak konumdasın. Bak, burada bir aydır evden, camdan bakmaya dayanamadınız dünyadaki cennete, orada sonsuz zaman dilimine dayanabilecek misiniz?” buyurdular. Ben: “Dayanamayız Aziz Hocam! Gözümüzün önündeki baharın dokunamadan geçip gittiği gibi, ömrümüz de dokunamadan geçip gitmesin!.. Ne yapalım? Nasıl yapalım? Hatalarımızı nasıl telafi edelim?” dedim. Erbakan Hocamız: “Rabbimizin rızasını arayın ve gönlünü alın!’’ buyurdular. Ben: “Aziz Hocam, insanların gönlünü almayı öğrenememişken, Rabbimizin gönlünü nasıl alalım? Rabbin gönlü nasıl alınır ki?” dedim. Erbakan Hocamız: “En kolay alınan gönül, Rabbimizin gönlüdür aslında. Samimiyet ve pişmanlık yeterli olur. Samimiyetle pişman olun ve isteyin! Samimiyet ve sadakatinizi, imanınızı ve hayrınızı artırmasını isteyin. O size dönecektir. İsteseniz de istemeseniz de o size dönecektir.” “Neden Hocam? Nasıl olur? Biz istemeden neden döner bize Rabbimiz?” “Çünkü bunu Rabbimizden Nuh istemiştir!” buyurdular. “Aziz Hocam, Rabbimiz bize olumlu mu döner, olumsuz mu?” dedim. Erbakan Hocamız: “Rabbimiz, siz neyi hak ederseniz, neye layık iseniz o şekilde döner!’’ buyurdular. Ben: “Aziz Hocam, dün Berat Kandiliydi. Metin ve Meal olarak okumamızı tavsiye buyurduğunuz sureleri okudum, üzerinde de düşündüm. Fakat içim rahatlamadı. Son günlerde yaşadığımız sıkıntılarla ilgili muhtemelen. Çok daraldı içim. Keşke aklımızı başımıza getirecek, bizi hem rahatlatıp hem silkeleyecek yeni bir sure olsaydı, Aziz Hocamızın tavsiye edecekleri diye, dua etmiştim!’’ dedim. Erbakan Hocamız: “Böyle tavsiyelerimizden sonra yükünüz artıyor farkındasınız değil mi? Gerçi bu ayetler indiği gün sorumluluğumuz, yükümüz artmıştı zaten değil mi? Tam da bugünlerde, yaşanılmış azgınlıklar, önüne geçilmesi, sonu-sınırı olmayan çılgınlıklardan sonra aklınız başınıza gelsin diye üzerinize gönderilen belâ ve sıkıntılar üzerine, çok uygun bir sure tavsiye edeyim size. Okudukça sıkıntınızı giderecek, imanınızı ve ihlasınızı artırdıkça huzurunuzu artıracak bir sure. Nuh Suresi!’’ buyurdular. Ben: “Aziz Hocam, Nuh Suresi diye bir sure mi var? O kadar meal okuyorum güya, hiç dikkatimi çekmemiş” diyerek üzüldüm. Erbakan Hocamız: “Şeytanın dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyin. Bu sure ve bu suredeki uyarıları dikkate almak sizi cennete, ama almamak ise cehenneme götürür. Çünkü Nuh, “Ya Rabbi, yeryüzünde zalimlerden ve kâfirlerden yurt tutan, onlarla beraber olan, onlarla gönül bağı olan, onlarla dönüp dolaşan hiç kimseyi bırakma!’’ diyerek dua etmiştir. Başınıza gelen musibetler bu dua sebebiyledir. Kim bilir belki Efendimiz (SAV) de bu duaya “âmin” demiş, belki aynı duayı etmiştir. O halde ya onların azgın ve sapkın kavimleri gibi helâk olanlardan olacaksın veya “Rabbim beni annemi, babamı, mü’min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla!” duasına mazhar olup, kurtuluşa erenlerden olacaksın! Seçim senin.