ARAKAN
YANIYOR ERBAKAN’I ARIYOR!
En büyük katliam
Son 3 günde 3 bin Müslüman’ın öldürüldüğü Arakan’da 2012’de yaşanan katliam gölgede kalmış durumda…
“Durum hiç bu kadar kötü olmamıştı” diyen Avrupa Rohingya Konseyi (ERC) Sözcüsü Dr. AnitaSchug, “Arakan’da son 3 günde ordu mensuplarının yaptıkları saldırılarda 2 ila 3 bin arası Müslüman katledildi, 100 binden fazla Müslüman da yerinden edildi. Katliamlar 2012 ve geçen yıl ekim ayında yaşananlardan kat kat daha fazla. Sadece Saugpara köyünde dün 900-1000 arasında Müslüman öldürüldü” dedi.
Sözcü Schug, “Arakan’da son günlerde Müslümanlara karşı ordu mensuplarının yaptığı katliamlar 2012 ve geçen yıl Ekim ayında yaşananlardan kat kat daha fazla. Durum hiç bu kadar kötü olmamıştı. Arakan’da yaşanılan yavaşlatılmış bir soykırım ile karşı karşıyayız” dedi. Sadece Arakan’ınRathedaung kentine bağlı Saugpara köyünde önceki gün 900-1000 arasındaki Müslüman’ın öldürüldüğü bilgisini aktaran Schug, bu katliamdan sadece bir erkek çocuğun hayatta kaldığını belirtti.
SADECE BİR KÖYDE BİN MÜSLÜMAN ŞEHİT EDİLDİ
İsviçre’de tıp doktoru olarak çalışan Schug, Arakan’da sahada bulunan tüm aktivist ve yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre, son üç günde Arakan’ın çeşitli köylerinde en az 2-3 bin Müslüman’ın katledildiğini söyledi.
3 GÜNDE 3 BİN MÜSLÜMAN ŞEHİT EDİLDİ
Schug, katliamların arkasında Myanmar ordu mensuplarının olduğunun altını çizdi. Arakan’da 100 binden fazla sivilin dün itibariyle yerinden edildiğini anlatan Schug, 2 bin Arakanlı Müslüman’ın Myanmar-Bangladeş sınırında mahsur kaldığını, sınırın Bangladeş tarafının hükümet tarafından kapatıldığını belirtti.
DÜNYANIN NÜFUSU ARTIYOR ARAKAN’DAKİ MÜSLÜMAN SAYISI AZALIYOR
Tüm dünyada nüfus artarken dünyanın en çok zulüm gören topluluklarından” Arakan’daki Müslümanların sayısı sürekli azalıyor. 1950’de 2 milyondan fazla olan nüfusun bugün artması gerekirken, yarıya düşmesi soykırım olduğunun en açık göstergesi. Arakanlıların birçok haktan yoksun bırakılmış durumda. Evlilik ve çocuk yapma konusundan tutun da, kendi dilini konuşmalarına dahi izin verilmiyor. Arakanlılar İslam’ı yaşayamıyor. Hatta özgür biçimde seyahat edemiyorlar. Eğer Müslüman ismi taşıyorlarsa eğitimlerini devam ettirmelerine müsaade edilmiyor.
Arakan Rohingya Ulusal Örgütünün (ARNO) Başkanı Nurul İslam, Myanmar hükümetine eski Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan öncülüğünde hazırlanan rapordaki tavsiyeleri tam bir şekilde yerine getirmesi ve Arakan’da Müslümanlara karşı devam eden katliamların soruşturulması için bağımsız bir komisyon kurması çağrısında bulundu. Merkezi Londra’da bulunan ARNO’nun Başkanı İslam, Myanmar’daki son gelişmeleri AA muhabirine değerlendirdi. İslam, Annan öncülüğünde, Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San SuuÇi’nin desteğiyle oluşturulan Arakan Danışma Komisyonunun hazırladığı tavsiye raporunun memnuniyet verici olduğunu ancak rapora karşı olan çevrelerin kışkırtıcı eylemlere giriştiğini söyledi.
SAHTE GÜVENLİK ALARMI VERİLDİ
Arakan’daki Budist liderlerin, Arakan Ulusal Partisi (ANP) milletvekillerinin ve 2012’de Arakanlı Müslümanlara (Rohingya) karşı yürütülen şiddet kampanyasının arkasındaki isim olarak bilinen Dr. AyeMaung’un en başından itibaren Arakan Danışma Komisyonuna karşı olduğunu belirten İslam, şunları kaydetti: “ANP milletvekilleri, Kuzey Arakan’a asker sevkini öngören bir teklifi parlamentoya getirdi ancak geçiremedi. Sözde ‘İslami teröristlere’ karşı ve Budistleri korumaya yönelik olduğu savunulan teklife askeri kanat destek vermişti. Daha sonra Dr. AyeMaung liderliğindeki ANP milletvekilleri ve General MinAungHlaing, 9 Ağustos’ta bir toplantı yaptı ve Kuzey Arakan’dakiMaungdaw’da sahte güvenlik alarmı verildi.”
BÖLGE HALKININ TERÖRİZE EDİLMEYE BAŞLANDI
Alarm verilmesinin ardından 11 Ağustos’ta Kuzey Arakan’da Müslümanların yaşadığı bölgelere helikopterler ve tanklarla çok sayıda asker sevk edildiğini anlatan İslam, bölge halkının terörize edilmeye başlandığını söyledi. ARNO Başkanı İslam, Budist rahiplerin öncülüğündeki grupların 13 Ağustos’ta Arakan’daki 15 kentte gösteriler düzenlediğini, başta BM olmak üzere uluslararası kuruluşları Rohingya Müslümanlarının tarafını tutmakla suçladıklarını ve bu kuruluşların Arakan eyaletini terk etmelerini istediklerini kaydetti.
“OLAĞANÜSTÜ BİR ORTAM OLUŞTURULDU”
“Bölgeye asker sevkinin ardından Rohingya Müslümanlarına karşı kışkırtıcı eylemler zaten başlamıştı.” diyen İslam, olayların özellikle Rathedaung kentinde ve çevresinde yoğunlaştığını anlattı. “Birçok Rohingya köyü ablukaya alındı, saldırıya maruz kaldı, taciz, işkence ve keyfi tutuklamalarla olağanüstü bir ortam oluşturuldu.” ifadelerini kullanan İslam, “23 ve 24 Ağustos’ta Rathedaung’a bağlı AukNan Yar köyündeki hemen hemen bütün erkekler silahlı güçlerce alınıp götürüldü. Geride savunmasız kadınlar, yaşlılar ve çocuklar kaldı. Budist milisler ordunun himayesinde köyü kuşattı, tecavüz olayları yaşandı.” diye konuştu. İslam, ordunun çok sayıda köyü basarak toplu öldürmelere devam ettiğini vurguladı.
BM RAPORU
Myanmar ordusunun geçen yıldan bu yana sürdürdüğü operasyonlar nedeniyle 90 binden fazla Arakanlı Müslüman, yurtlarını terk etmek zorunda kaldı. Rohingya azınlığın temsilcileri, operasyonlarda bugüne kadar yaklaşık 400 kişinin yaşamını yitirdiğini belirtiyor. Birleşmiş Milletler (BM) bölgede yaşananları aydınlığa kavuşturmak üzere kendi araştırma komisyonunu görevlendirmiş ancak Myanmar hükümeti komisyon üyelerinin bölgeye erişimini engellemişti. Annan öncülüğündeki Arakan Danışma Komisyonu, tavsiye raporunda, eyaletteki sorunlara çözüm bulunmasının bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasıyla yakından ilgili olduğuna işaret ederek ekonomik kaynakların federal yönetim ile eyalet yönetimi arasında adilce paylaştırılması gerektiği vurgulamıştı. Topraklarına el konulanlara tazminat ödenmesi çağrısı yapılan raporda, Arakanlı Müslümanlara vatandaşlık statüsü verilmesi, diğer vatandaşların sahip olduğu tüm hak ve hürriyetlerden sınırsız faydalanmaları istenmişti. Raporda, hükümetin din, etnik aidiyet veya vatandaşlık statüsüne bakılmaksızın Arakan eyaletinde yaşayan herkese serbest dolaşım hakkı tanıması gerektiği belirtilmiş, herkese eğitim ve sağlık hizmetlerinden eşit oranda faydalanma imkanı sağlanması istenmişti. Raporda ayrıca Myanmar hükümetine, tüm ulusal ve uluslararası görevlilere Arakan eyaletindeki tüm topluluklara her zaman tam ve engelsiz insani erişim sağlaması çağrısında bulunulmuştu. Raporda, 100 binden fazla Arakanlı mülteciye ev sahipliği yapan komşu Bangladeş ile iş birliği yapılmasının önemine işaret edilerek iki ülke hükümetlerinin uluslararası normlara uygun olarak mültecilerin Bangladeş’ten Myanmar’a gönüllü dönüşlerine imkan sağlaması gerektiği kaydedilmişti. Myanmar’da 1982’de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar “devletsiz” sayılıyor. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “eziyet gören dini azınlık” olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.
OLUŞTURULAN ORTAM BARIŞÇIL ÇÖZÜMÜN ENGELLENMESİNE YÖNELİK
Güvenlik bahanesiyle bölgeye takviye asker sevkiyle oluşturulan şiddet ortamını Arakan Danışma Komisyonunun raporunu sabote etmeye yönelik bir “komplo” olarak niteleyen İslam, “Budistler ve askerler, Annan komisyonuna en başından beri karşıydı. Oluşturulan şiddet ortamı Rohingya azınlığının ezilmesine, Bangladeş’e yeni bir kaçış dalgası başlatılmasına ve Rohingya sorununun barışçıl çözümünün engellenmesine yönelik.” diye konuştu. Myanmar hükümetinin Annan raporunda yer verilen tavsiyeleri eksiksiz hayata geçirmesi gerektiğini söyleyen İslam, “Hükümet, Arakan’da devam eden sivillere yönelik katliamları soruşturacak bağımsız bir komisyon kurmalı. Hükümet, Rohingya nüfusuna karşı işlenen suçları soruşturacak bir BM tespit heyetine de izin vermeli.” ifadesini kullandı.
KAYNAK: http://www.milligazete.com.tr/haber/1227281/en-buyuk-katliam