Ahmet Akgül Hocamızın Konya Konferans Notları:
AKP’NİN TAHRİBATLARI
ve
ADİL BİR DÜZEN İNKILABI
Erbakan Hocamız fabrikalar yaptı, ülkeyi yatırımlarla donattı. Ama Erdoğan tek tek arsa fiyatının altında hepsini sattı, kapattı. 90 yıllık birikim, haraç mezat elden çıkarıldı. Türkiye ekonomisi iflasın eşiğine dayandı. Erdoğan iktidarı bütün milli kazanımları yabancılara kaptırdı. Üretmeden, sadece borçla günü kurtarma politikaları uygulandı. Sadece savunma sanayi teknolojilerinde olumlu bazı gelişmeler var; o da hükümetin değil, devletin programıdır. Bu bozuk düzen değişmediği sürece, her sene cari açık daha da artacaktır. Şimdi ülkede; devlet, işçi, esnaf, işveren, vatandaş herkes borçlu durumdadır. Şirketler bir bir konkordato ilan ediyor, alacaklarını toplayamıyor. Bunlar birbirleriyle bağlantılıdır, böyle giderse en sonunda devlet konkordato ilan etmek zorunda kalacaktır.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Amerikan Kongresi’ne katıldığı ve kapalı kapılar ardındaki özel görüşmelerde, Cemal Kaşıkçı cinayeti hakkında kongre üyelerine bilgi aktardığı basına yansımış ve çok tartışılmıştı. Hakan Fidan’ın kendi inisiyatifiyle mi yoksa davetli mi ABD Kongresi’ne gittiği konusundaki sorular henüz yanıtlanmamıştı. Zaten CIA Başkanı Gina Haspel cinayetten kısa süre sonra, bir gece yarısı Türkiye’ye uçmuş ve hem MİT yetkililerinden hem de devlet üst yönetiminden olayla ilgili delilleri almıştı. Hatırlayınız, 2015-2016 yıllarında Türkiye’deki 33 bombalı saldırıda, 363 kişinin hayatını kaybettiği olaylarda, o dönemde Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu bilgi alınması için Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan’ı defalarca çağırdığı halde gidip bilgi aktarmamıştı. TBMM’yi hiçe sayan, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonunu hiçe sayan, muhalif parti liderlerini hiçe sayan Fidan, Amerikan Senatosu’nda önünü ilikleyip bilgi sunmuşlardı. Sanki onun üstü Erdoğan değil de Amerika’ydı, onun için Amerikan Senatosu’na koşup bülbül gibi konuşmaktaydı.
Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan kendisine, MİT Başkanı Fidan’ın Amerikan Kongresi’nde sunum yapmasının sorulması üzerine: “Latin Amerika seyahatlerinden sonra, MİT Başkanımız oradan Kanada’ya ayrıldı. Kanada’dan sonra, böyle bir gelişme varsa haberdar olmadım” diyerek zafiyetini itiraf buyurmuşlardı. Aslında:
1- Sn. Erdoğan’ın stratejik dış politika kararlarından haberi olmamaktadır.
2- Buna karşılık Milli Savunma Sanayi teknolojilerinden de haberi bulunmamaktadır. Erbakan Hocamızın tabiriyle, at yarışı spikeri gibi son aşamayı halka duyurmakta ve sadece hava atmaktadır.
AKP’nin Ekonomik Talanları
Sayıştay, çoğu AKP’li belediyelerde olan büyük çaplı yolsuzluklar tespit ediyor, ama savcılar harekete geçmiyordu!
Çoğu AKP’li belediyelerdeki yolsuzluklarla ilgili Sayıştay’ın 2013 raporlarını ve tespitlerini ihbar kabul eden savcılar 1522 belediyeye soruşturma başlatmıştı. Ancak Sayıştay’ın 2017 raporlarından dolayı hâlâ harekete geçen olmayışı kafaları karıştırmaktaydı. Sayıştay, belediyelerdeki yolsuzluk ve usulsüzlükleri bir bir gün yüzüne çıkardığı halde savcıların sessizliğini koruması “yargının siyasallaşması” olarak yorumlanmıştı.
Evet, yolsuzluklar ortaya çıkmıştı ama harekete geçen yoktu! Son günlerin en dikkat çeken gündemi, hiç şüphesiz Sayıştay’ın raporlarıydı! Sayıştay, çoğu AKP’li belediyelerdeki yolsuzluk ve usulsüzlükleri bir bir ortaya koyarken, savcılar ise harekete geçmek yerine sessiz kalmayı tercih ediyorlardı! Bundan 5 yıl önce (2013) Sayıştay’ın raporları savcılar tarafından ihbar kabul edilirken, Sayıştay’ın 2017 raporlarında tespit ettiği milyonlarca liralık usulsüzlük ve yolsuzluklar hakkında hâlâ işlem başlatılmaması nasıl okunmalıydı? Sayıştay’ın kamu kurum ve kuruluşları denetleyen raporları Türkiye’nin gündemindeki yerini korumaktaydı. Özellikle belediyelerle ilgili yolsuzluk ve usulsüzlüklerin öne çıktığı raporların konuşulduğu dönemde, aniden Sayıştay Başkan Yardımcısı Fikret Çöker’in görevden alınması kafalarda soru işaretlerine yol açmıştı. Yerel seçimlere kısa bir süre kala Sayıştay’ın belediyelerdeki kirli çamaşırları ortaya dökmesi, AKP iktidarını zora sokarken, savcılar şimdilik sessiz kalmaktaydı.
AKP iktidarı Şeker Fabrikalarını satıp, yerine cezaevi kurmaktaydı!
AKP Yozgat Milletvekili’nin yaptığı açıklamayı, önemine binaen dikkatlerinize sunuyorum. AKP’li Vekil diyor ki; “Yakın zamanda açılışını yapacağımız Yozgat Cezaevi’nin inşaat alanında incelemelerde bulunduk. 4 bin kişinin yatacağı, 2.700 personelin istihdam edileceği ve bacasız fabrika gibi çalışacak cezaevinin hayırlı olmasını diliyorum.” Dikkat buyurun yapılacak cezaevinde 4 bin kişi yatacak, 2.700 personel çalışacak ve böylelikle Yozgat; 4 bin suçluyu barındıran il olarak kalkınmış olacakmış. Yozgat’ta, binlerce insanı ilgilendiren şeker fabrikası, Nisan ayındaki özelleştirmede 275 milyon liraya satılmıştı. Şimdi 110 milyon liraya Yozgat Cezaevi yaptırılmaktaydı. Kırşehir şeker fabrikasını 330 milyon liraya satan hükümet, aynı Kırşehir’e KDV’si içinde 338 milyonluk cezaevi konduracaktı. Bu yamuk kafalara göre, Kırşehir, Yozgat’a bakarak daha fazla kalkınmış olacaktı! Fabrika satmayı başarı, cezaevi açmayı yatırım sanan bir iktidarımız vardı. Ne kadar övünsek azdır değil mi?[1]
AKP, IMF Kâhyalığı ve Sömürge Tahsildarlığı Yapmaktaydı!
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…