AKP’NİN KIBRIS VE KIRIM DUYARSIZLIĞI VE AKIL ALMAZ KUR’AN SAYGISIZLIĞI
AKP Bakanları Kur’an’la alay ediyordu!
Piyasaya servis edilen iki ayrı kasette yine Egemen Bağış vardı. İlkinde İranlı Reza Zarrab’ın kendisine gönderdiği 500 bin dolar yer almıştı. İranlı, güvenilir adamı Abdullah Happani ile konuşmaktaydı; konu, Egemen’e elden teslim edilecek olan 500 bin dolardı. Öncesinde Egemen’i arayıp “Müsaitseniz bir çayınızı içmeye geleyim” diyor, olumlu yanıt aldıktan sonra adamı Abdullah’ı arıyordu. (Bu konuda bir kuşku olmasın diye belirteyim, İranlı’nın bütün konuşmaları Türkçe yapılıyordu)
Reza: “Abdullah 500 bin dolar hazırla. Ortaköy’de sağlam bir adamınla gönder.”
İş biraz gecikince Reza bozuluyor:
“Saat 4’de adamın yanına gidecem, gönder yaaa!.. Bugünkü ayakkabı kutusunda olsun.” diye çıkışıyordu. (Daha öncekinde çikolata paketine konulmuştu!)
Sonra uyarıyor: “Dolar yolladın di mi, sakın euro olmasın!..” diyordu. (Euro doların iki misli, malın ucuzunu gönderiyordu!)
İkinci kasetteki konuşmalar üst düzey AKP’lilerin ayarını ve ahlakını yansıtıyordu. Tayyip’in Bakanı Egemen Bağış bu kez Hürriyet’in Ankara temsilcisi gazeteci Metehan Demir’le konuşuyordu:
Bu edepsizlikleri sandıkla temizleyeceklerini sananlar aldanıyordu!
AKP’nin Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’la Hürriyet gazetesi yazarı Metehan Demir’in arasında geçtiği iddia edilen bir ses kaydı bunların din istismarından öte nasıl soysuzlaştıklarını ortaya koyuyordu. Söz konusu ses kaydında eski Bakan Egemen Bağış ve yazar Metehan Demir, Kur’an-ı Kerim ayetleriyle edepsizce dalga geçiyordu. Hakkında rüşvet suçlamasıyla fezleke hazırlanan eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın gazeteci Metehan Demir’le yaptığı iddia edilen skandal konuşmalar, siyasi çekişme ve güç savaşının ötesine geçiyordu. İkilinin konuşurken Bakara Suresi’nin ayetlerinden (hâşâ) dalga geçerek bahsetmeleri, ayetleri alay konusu yapan ahlâksızlıkların gerçek ayarını yansıtıyordu. Dinimize uzanan bu “namahrem eli”, “özel hayatın mahremiyeti” kılıfını aşan bir niteliğe bürünüyordu. Bakanın boyunu da aşan bu rezaleti kulağının üzerine yatarak geçiştirebileceğini düşünen iktidar partisi tüm hücreleriyle bilmeli ki bu edepsizliklerin sandıkla temizleneceğini sananlar aldanıyordu. Çünkü sizin hasmınız, artık bizzat Kur’an oluyordu.
“Her cuma bir ayet sallayanlar” sonunda nerede sallanacaklarını unutuyordu!
“Ve la entüm ma ağbüd” diye başlayıp daha sonra aklınca ayeti-i kerimeyle dalga geçmeye çalışan Hürriyet gazetesi yazarı Metehan Demir’e Egemen Bağış, “Oğlum ben her gün her Cuma bir tane ayet sallıyorum” diyor ve ekliyordu: “Google’a gir, Kur’an’da atıyorum kardeşlik, Kur’an’da nankörlük, Kur’an’da bilmem ne diye ara hepsi çıkıyor. Oradan beğen bir tane salla gitsin” demekten utanmıyor, sıkılmıyordu. İşte AKP buydu. Bu sözler, bu ülkede iki defa bakanlık koltuğunda oturmuş bir “Adam”ın ağzından çıkıyordu. Her defasında yüzde 50’si ile övünen bir hükümette bakanlık yapmış birisi bunları söylemişse, bu soytarılıktan çok öte açık bir soysuzluğu ve gizli bir gâvurluğu gösteriyordu. Bu “Adam” kalkıyor ve Allah’ın kitabıyla, kendisine oy veren milyonlarca insanı aptal yerine koyarak dalga geçiyordu. Surelerle dalga geçmek için anlamsız sesler çıkartan Demir’e Bağış, “O Almanca’ya döndü Metehan” diyerek destek veriyordu. Bakara Suresi’ne “Makara” diyerek büyük bir hezeyana imza atan Bağış, yıllardır halkı İslâmi argümanlar ile nasıl kandırdığını da itiraf ediyordu.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…