AKP TÜRKİYE’Sİ; 18 ALTINDA KALAN
“Rıza Yaşındaki” Çocukların Çarpık Cinsel İlişkilerine
İZİN VEREN ANLAŞMAYI NASIL İMZALADI?
AKP Türkiye’sinin de imzaladığı “Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması” kılıflı Lanzarote Sözleşmesi’yle, aslında 12-13-14-15 ve 16 yaşlarındaki Erkek ve Kız çocuklarının kendi rızalarıyla ve güya cinsel ilişkileri öğrenme amacıyla; erkek erkekle, erkek kızla, kız kızla cinsel ilişkilerine serbestlik sağlayan ahlâksız anlaşmayı imzaladığı ortaya çıkmıştı. Bu anlaşma, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı, Recep T. Erdoğan’ın Başbakan ve şimdi Gaziantep Belediye Başkanı olan, dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından imzalanmıştı.
Kur’an’ın özüne aykırı olarak verilen bazı fetvaları ve uygulamaları bahane ederek, “Çocuk evliliklerine izin veriyor” diye haksız ve dayanaksız bir şekilde İslam’a sataşan; Darwinist, Feminist, Sosyalist, Komünist ve Kemalist takımı: Japonya’da 13, Belçika, Avusturya, Almanya ve İtalya’da 14, Fransa ve Yunanistan’da 15, İngiltere, İspanya ve Lüksemburg’da 16, İrlanda, Malta ve Güney Kıbrıs’ta 17 yaşında; Türkiye’de ise 15, 16 ve 17 yaşlarındaki kız ve erkek çocukların karşılıklı rıza ile her türlü cinsel ilişkiye girmelerini serbest bırakan bu rezaleti devlet politikası olarak kolaylaştıran ve hoş karşılayan LANZAROTE SÖZLEŞMESİ’ne hiç ses çıkarmamaları ise tam bir çifte standart ve sahtekârlıktır.
Bu konuda duyarlı ve vicdanlı bazı Uzman Hukukçularımızın çok önemli tespit ve tahlilleri vardır.[1]
İstanbul Sözleşmesi’nin ve toplumsal cinsiyet eşitliği eleştirilerinin çok yoğun bir şekilde yaşandığı bir zaman diliminde, 2007 yılından bu yana hiçbir şekilde ilgi çekmeyen ve gündem haline gelmeyen/getirilmeyen, ancak 7 Mayıs 2020 tarihinde Afyon Kocatepe Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Mücahit Gültekin’in şahsi YouTube kanalında yayınladığı bir video üzerine bazı çevrelerin dile getirdiği, sözde çocuklara karşı cinsel sömürü ve istismara karşı korunma yollarını, bazı tedbir ve yaptırımları öngören ama cinsel rıza yaşını belirterek, çocukları daha küçük yaşlarda her türlü istismara açık hale getirebilme potansiyeline sahip Lanzarote Sözleşmesi ile ilgili sinsi girişim ve gelişmeleri artık kamuoyuna taşımak Milli ve manevi bir mesuliyettir. Bu nedenle yerel ve ulusal bazda ülke gündemini sarsacak düzeyde haber, makale ve her türlü görsel yayının maalesef yapılmadığı bir süreçte; söz konusu uluslararası metni ve bu metin için açıklayıcı kılavuz ve terimler niteliğinde olan Lüksemburg Raporu’nu birbiriyle bağlantılı ve tamamlayıcı bir şekilde izah edebilecek bir makale yazmak, bu vesile ile sivil ve siyasi her alanda gündem oluşturmak bir zorunluluk haline gelmiştir.
İşte bu makalede; Lanzarote Sözleşmesi hukuk tekniği bağlamında değerlendirilmiş, Milli ve Manevi değerlerimize, Anayasa’ya ve İnsan Haklarına aykırı görülen ‘en önemli maddeleri’ Lüksemburg Raporu’nun ilgili tespitlerine de sürekli atıfta bulunarak hukuki anlamda tahlil edilmiştir.
Sözleşmenin Türkiye açısından neler ifade ettiği, Türkiye üzerindeki pratik yansımalarının neler olabileceği, Taraf Devletlerce oluşturulmuş Taraflar Komitesi-Lanzarote Komitesi tarafından günümüze kadar hangi uygulamaların icra edildiği ve hangi raporların düzenlendiği konuları değerlendirilmiştir. Lanzarote Komitesinin yönlendirme ve yaptırım gücünün nasıl işletildiği, özellikle cinsel rıza yaşı kavramı ile neyin hedeflendiği, uluslararası hukukun dünya çocuklarını cinsel sömürü ve istismara daha küçük yaşlarda iken nasıl açık ve müsait hale getirdiği irdelenmiştir.
Yine çocukların küresel moda endüstrisinin sömürü aracı olması için bazı metinlerin nasıl el birliğiyle ve şeytani bir tuzak diliyle kaleme alınabildiği gibi konular üzerinde de durularak, bu zamana kadar bu Sözleşmenin neden hiç irdelenmemesi ve gündem haline getirilmemesi ile ilgili eleştirilerimiz dile getirilmiştir. Nihayet bu makalede, neslimizi, geleceğimizi olumsuz yönde etkileyebilecek, görünüşte güya çocukların cinsel istismardan korunması amaçlı Lanzarote Sözleşmesi’nin gerçekte çocukların nasıl cinsel istismar edilmesine yarar bir durum arz ettiğini, yine Sözleşmenin denetim organlarının Raporu üzerinden açıklığa kavuşturmak hedeflenmiştir. Umarız bu makale, benzeri araştırmalara ve uluslararası sözleşmelerin kamuoyu ile paylaşılıp değerlendirilebilmesine bir vesile teşkil edecektir.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…