Anasayfa O Hep Haklı Çıktı Çoğu Gitti Azı Kaldı AKP İKTİDARININ TOHUM VE TARIM TAHRİBATI

AKP İKTİDARININ TOHUM VE TARIM TAHRİBATI

Yazar: yonetici
0 Yorum 338 Görüntüleyen

AKP İKTİDARININ TOHUM VE TARIM TAHRİBATI

 

Yerli tohum üretimi yasaklanıyordu!

Geçen sene Giresun’un Espiye ilçesinde kurulan haftalık pazarda kendilerine ayrılan yerde ürettikleri lahana, kıvırcık, maydanoz, yeşil soğan, tohum ve fidelerini satan köylü çiftçilere, İl Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden gelen ekiplerce fidelerin ve tohumların satışının yasak olduğunun tebliğ edilmesi köylü çiftçileri şaşkına çeviriyordu. Bu uygulamanın nedeni; 2006 yılında TBMM’de yasalaştırılan ve tohum tekelinin önünü açan, 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunuydu. Ve sadece Giresun’da değil, Türkiye’nin tüm bölgelerinde ve illerinde bu sorun yaşanıyordu. TBMM’de 31 Ekim 2006 tarihinde kabul edilen 5553 sayılı Tohumculuk yasası 8 Kasım 2006’da yürürlüğe giriyordu. Bu arada 2007 başında “Tohum alanından kamunun çekilmesinin ve sektörün tümüyle çok uluslu şirketlere verilmesinin, yerli tohum çeşitliliğini yok edeceği” gerekçesiyle Anayasa mahkemesine dava açılıyor, ama Yüksek mahkeme Ocak 2011’de aldığı kararla sadece kısmi iptal getiriyordu. Yasa kısmen iptal edilse de esas sorunlu kısım halen yürürlükte bulunuyordu. Bu yasaya göre köylü, kendi ürettiği tohumu ya da fideyi satamıyordu, ancak başka köylülerle TAKAS yapabiliyordu. Genleriyle nasıl oynandığı bilinmeyen tohumları genellikle İsrail’den tonla döviz ödeyerek satın alan AKP iktidarı, ekip diktikten sonra gerekli olan gübre ve zirai mücadele ilacını da aynı yerlerden yani Yahudi şirketlerden temin ediyordu.

Yerli tohum satan üreticiye hapis şoku

Bu gelişmeler üzerine Türkiye’deki üreticilerin yerli tohum konusundaki sıkıntılarından yola çıkılarak geliştirilen “Yerel Tohum Üretimi ve Takas Projesi”nin çalışmalarına başlanıyordu. Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı, Seki beldesi ile Kayaköy, Yaka ve Nif köylerinde yürütülecek olan projeyle, hibrit tohum kıskacındaki üreticilerin yerel tohumlarla üretim yapmaları teşvik edilirken, tüketicilere de daha sağlıklı ürünler sunulması hedefleniyordu. İlgililer 2006 yılında çıkartılan tohum yasasının ardından yaşanan sıkıntılar üzerine bölge köylerinde incelemeler yaparak böyle bir girişimde bulunmaya karar verdiklerini dile getiriyordu. Üretimde hibrit tohum kullanan üreticilerin, bu tohumlardan elde ettikleri ürünleri kendilerinin yemediğini ortaya çıkıyordu. Bu, Türk tarımının içinde olduğu durumu gösteren trajik bir örnek oluşturuyordu. Üretici köylümüz tarlasını ekmekten vazgeçiyor, ekmediği ürün bedeli karşılığı devletten aldığı parayla yetinmek zorunda kalıyordu. Senelik verilen para öyle yüksek miktar değil ancak üretici öyle bir durumda ki, ektiği zaman hasat sonu elde ettiği gelir, neredeyse devletin verdiği “ekilmemiş alan parası” kadar bile tutmuyordu.

Tohum yasası ile küresel şirketlere pazar yaratılıyordu.

Ocak 2004’te çıkartılan 5042 sayılı ‘Islahatçı Haklarının Korunması Kanunu’ ile birlikte 3 binden fazlası endemik olmak üzere 11 bin çeşit bitki türünü barındıran Anadolu toprakları bu yasayla birlikte devlet eliyle çok uluslu tohumculuk şirketlerine açılıyor, ardından ise, Ekim 2006’da yasalaşan 5553 sayılı Tohumculuk kanunu ile tohum ıslahı yapan şirketlerin hakları düzenlenerek devlet eliyle ıslahçı şirketlere pazar yaratılmasının güvencesi sağlanıyordu. Aslında “çiftçilik ertesi yıl kullanılacak tohumun bir önceki yılın mahsulünden ayrılıp saklanmasıyla yapılıyordu. Üreticimiz yıllardır hasadının bir kısmını satıyor, bir kısmını kendi tüketiyor, bir kısmını da tohum olarak bir sonraki seneye ayırıyordu. Aynı tarlada her sene aynı ürün ekmemek içinde takas yapıyordu. İşte bu bir dayanışma oluşturuyordu. Şimdi tam da yok edilmek istenen buydu. Üretici, yeni düzende Kısır-F1 hibrit tohumlarla uluslararası tohum şirketlerine bağımlı, kendi toprağında tarım işçisi konumuna itiliyordu. Söz konusu yasal düzenlemeler “tohuma kayıt ve sertifika şartı” getiriliyor, üreticiye verilen 5 yıllık geçiş süreci Ekim 2011’de doluyordu. “Kayıt altına alınacak tohumun değişmeksizin aynı kalması” şartı dayatılıyordu. Oysa doğada tohumlar aynı kalmıyor, tozlaşma, arılar vs. ile yıldan yıla bile değişiklik gösteriyordu.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi