Milli Çözüm Dergisi, tam 14 sene önce AKP’nin içyüzünü ortaya koyuyordu!
AKP ACI AKIBETİNE KOŞUYORDU!
Varlıklı bireyler, bağış yapan vakıflar ve sosyal sorumluluk sahibi şirketlerden oluşan küresel bir ağ olan Dünya Müslüman Hayırseverler Kongresinin, güya sosyal ihtiyaçları karşılamak ve hayırseverliği stratejik olarak yaygınlaştırmak üzere, finans ve insan kaynaklarını harekete geçirmek amacıyla oluşturulduğu vurgulanmaktaydı. Oysa bu kongre kapsamında iki yılda bir toplanan Küresel Donörler Forumu ise, ırksal, dinî ve siyasi ayrımların ötesinde, sosyoekonomik değerler oluşturmayı amaçladığı savunulsa da, aslında “Başka hastalara kök hücre üretilsin diye “ilik” bağışlama kampanyası ve hayırseverlik kılıfı geçirilmiş küresel bir organ mafyası konumundaydı. Zaten Küresel Donörler Forumu’nun başkanının Paul Palmer isimli bir Yahudi olması her şeyi açıklamaktaydı. Ayrıca bu organizasyonun, Londra Belediyesinin ev sahipliğinde ve meşhur masonik adres “Mansion House”de yapılması da enteresandı.
Çünkü Emine Erdoğan’a “İnsani Hizmet Takdir Ödülü”nü verenler, Siyonist bağlantılıydı!
Emine Erdoğan, İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen Küresel Donörler Forumu kapsamında “İnsani Hizmet Takdir Ödülü” almıştı. (12 Eylül 2018) Dünya Müslüman Hayırseverler Kongresi’nin (World Congress of Muslim Philanthropists) Londra’da düzenlediği Küresel Donörler Forumu kapsamında verilen “Hayırseverlik Mirası Ödülleri”nden “İnsani Hizmet Takdir Ödülü”, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a aktarılmıştı. Londra Belediyesinin ev sahipliğinde Mansion House’da düzenlenen törenle ödülünü alan Emine Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, “Soykırımlar, tecavüzler ve ayrımcılıklar cüretkârca işlenirken, onurlu duruşların sesi ne yazık ki yeterince güçlü çıkmıyor.” ifadelerini kullanmıştı. Türk milletinin güçlü bir vakıf geleneği bulunan hayırsever bir toplum olduğunu ifade eden Erdoğan, “Türkiye’nin sadece mültecilere yardım etmekle kalmadığını, Afrika ülkelerinden Gazze’ye kadar pek çok coğrafyaya yardım eli uzattığını hatırlatmıştı. Bu anlamlı ödülün gerçek sahibi ülkemdir, devletimdir, milletimdir” diyerek “Türkiye’nin milli gelire oranla dünyada en çok insani yardım yapan ülke olduğunu” hatırlatan Erdoğan, “Bu akşam burada şahsıma tevdi edilen insanlığa hizmetin takdir edilmesi ödülünü, insanlığın vicdanı olan işte bu aziz millet adına alıyorum. Bana hayatım boyunca onur verecek olan bu anlamlı ödülün gerçek sahibi, din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın, nerede bir çığlık varsa yüzünü oraya çeviren ülkemdir, devletimdir, milletimdir.” şeklinde bir konuşma yapmıştı. “Farklı olanı, ötekileştiren değil, zenginlik kabul eden büyük bir medeniyetin mensuplarıyız.” diyen Emine Erdoğan sözlerini: “Sevinçlerimiz kadar acılarımız da ortak. Birimizin canı yandığında, diğerimiz de bunu hissediyor. Bir vücudun azaları gibiyiz. Dünyanın bir köşesinde acı varsa, bu yüreğimize dokunuyor, içimizi sızlatıyor. Sizler, kapitalizmin insan ruhunu duyarsızlaştırdığı bir dünyada, merhametin, vicdanın sesi olmaya çalışıyorsunuz. İnsanlığın yüklerini omuzlama derdinde olan asil ruhlarınız, biliyorum ki hayırseverlik duygularıyla mayalandı. Dünyanın son yıllarda bu çabaya gerçekten çok ihtiyacı var.” diye tamamlamıştı.
“Zarfa değil, Mazrufa bakmak lazımdı!”
Yani, hoş ve boş lafların değil, perde arkası odakların üzerinde yoğunlaşmak zamanıydı!
Evet, Emine Erdoğan bu sözleriyle bazı gerçeklere hem de güzel cümlelerle tercümanlık yapmıştı. Ama başkanı Yahudi olan ve küresel ilik ve organ mafyasının hayırseverlik kılıflı bir organizasyonu sayılan “Küresel Donörler Forumu”nun himayesinde ve ev sahipliğinde gerçekleşen bu güzel konuşmalar, sonuçta kime yaramaktaydı ve hangi zulüm ve sömürü çarkını yağlamaktaydı? Rahmetli Erbakan Hocamızın benzetmesiyle bu tavır; “Havrada namaz kılmaktan ve Siyonist hahamlara müezzinlik yapmaktan farksızdı!” Yani avcıların yabani keklikleri tuzağa çekmek için eğitip yararlandıkları “Evcil Keklik” konumundaydı.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…