Anasayfa » AHMET TAŞGETİREN’LE AHMET HAKAN FARKLI KARELERDE AMA AYNI KRAKTERDEDİR

AHMET TAŞGETİREN’LE AHMET HAKAN FARKLI KARELERDE AMA AYNI KARAKTERDEDİR

Yazar: yonetici
0 Yorum 245 Görüntüleyen

AHMET TAŞGETİREN’LE AHMET HAKAN FARKLI KARELERDE AMA AYNI KRAKTERDEDİR

 

Bir zamanlar Kanal 7’nin milli şuurlu spikeri, Batı emperyalizminin ve Yahudi Siyonizminin sinsi oyunlarını deşifre eden dava eri, masonların vahşi ayinlerinin görüntülerini ele geçirip yayınlayan kahraman haberci AHMET HAKAN, sonunda yıllarca aleyhine konuştuğu mahfillerin, kaza süsü verilmiş evcilleştirme ve hizaya getirme marifetleri sonucu hemen tırsıp değişmiş, yeşilden mora dönekleşmiş ve Hürriyet’e transfer edilmişti. Bir anda geçmişini ve kendisini inkar eden biri olup çıkıvermişti. Yeni görevi; her fırsatta Erbakan Hoca’yı yermek ve Milli Görüş davasını kötülemekti. Ara sıra Fetullah Hoca’ya, Recep Tayyip Erdoğan’a, AKP Kurmaylarına ve eski arkadaşları olan yandaş medya medyumlarına verip veriştirmesi bile, aslında Erbakan’a yönelik tenkit kılıflı tahkirlerine “haklılık ve tarfsızlık” havası katmak içindi.

RADİKAL yazarı Ezgi Başaran’ın Erbakan’la yaptığı bir röportajda:

-“Hiç IQ’nuzu ölçtünüz mü?” gibi kasıtlı olmasa bile, nezaket ve hürmet dışı bir soruya, Hocanın:

“Hayır çünkü benim zekamı ölçmeye makine dayanmaz” şeklindeki espirili bir edep dersi içerikli yanıtını; Ahmet Hakan denen kiralık kalem;

“Zeka körleşmesi…” “gurur abidesi”, “kibir göstergesi”[1] olarak niteleyip saldırıya geçmişti. Eh zaten bu günler ve görevler için beslenmekteydi.

Irkçı Emperyalizmin İslamcı Emirberleri Birbirlerini Ele Veriyordu!

Başka bir yazısında:

“Eskiden “Radikal İslamcılar” vardı… “Kürt İslamcılar” vardı… “Osmanlıcılar” vardı… “Mealciler” vardı… “Yazıcı Nurcular” vardı… “Okuyucu Nurcular” vardı… “Fetullah Hocacılar” vardı… “Tarikatçılar” vardı… “Tarikat karşıtları” vardı… “Şia’ya yakın duranlar” vardı… “Particiler” vardı… “Sezai Beyciler” vardı… “İrancılar” vardı… “Afgancılar” vardı… “Birlik Vakfı çevresi” vardı… “Enteller” bile vardı. Var oğlu vardı yani… Kıyasıya mücadele ederlerdi birbirleriyle.  Bin fikir çatışır, bin çiçek açardı. “Dergiler” vardı, “aykırılıklar” vardı, “renkler” vardı, “isyan” vardı, “çeşitlilik” vardı, “mavra” vardı, “mizah” vardı… Kafa tutmalar, meydan okumalar, bireysel çıkışlar, dalga geçmeler gırla giderdi.

Peki, bugün ne oldu bu İslamcılara? Ne olacak, birkaç istisnayı saymazsak hepsi “iktidarcı” oldu… Hepsi “Tayyip Erdoğancı” oldu… Hepsi “istikrarcı” oldu… Hepsi “sağcı” oldu… Hepsi “ılımlı” oldu… Hepsi “muhafazakâr” oldu… Hepsi “ağırbaşlı” oldu… Hepsi “Avrupacı” oldu… Hepsi “Amerikancı” oldu… Hepsi “Yeni Osmanlıcı” oldu…

Ve artık… Yanlarına aldıkları liberallerle birlikte “biricik iktidar” için savaşıyorlar. Kendilerinden olan iktidarın en kabul edilmez çıkışlarını bile canla başla savunuyorlar. Kendilerinden olan rektörün despotik çıkışını görmezden geliyorlar. Kendilerinden olmayanların yaptıkları aykırı çıkışlar karşısında “tahammül sınırımız zorlanıyor” diyorlar. Kendilerinden olmayanları gammazlıyorlar. Kendilerinden olmayan siyasilere her taraftan laf çakmayı “büyük mücadele” sanıyorlar. Kendilerinden olmayanların yaptıkları gösterilerde polisten yana çıkıyorlar.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi