Anasayfa » ADALET DÜZENİ VE SİSTEM ÜRETİMİ

ADALET DÜZENİ VE SİSTEM ÜRETİMİ

Yazar: yonetici
0 Yorum 319 Görüntüleyen

ADALET DÜZENİ VE SİSTEM ÜRETİMİ

 

(Not: Ahmet Akgül Hocamızın Kırgızistan-Bişkek Konferans Notlarından Çıkarılmıştır.)

İslam: Farklı din ve düşünceden, ayrı kültür ve kökenden bütün insanların birlikte ve barış içerisinde yaşama şartlarıdır; karşılıklı hak ve hürriyetlere saygı amaçlıdır. İnsan imtihan için yaratılmıştır ve dünya bir imtihan ve olgunlaşma sahasıdır. Bu imtihanın programı Kur’an-ı Azimüşşan, ders Hocası Hz. Peygamber Aleyhisselamdır. Bu imtihanı kazanmanın çok önemli ve gerekli bir şartı da ülkemizde ve yeryüzünde Adil Bir Düzen kurmaya çalışmak, yani aklın ve İslam’ın emrettiği huzur ve onur ortamını farklı din ve düşünceden, ayrı köken ve kültürden bütün insanlara sağlamaktır. Bunun da iki ayağı vardır: 1- Bağımsız ve adil bir devlet kurmaya ve korumaya çalışmak (cihat); 2- İlmi ve evrensel kurum ve kurallar oluşturmak (içtihat). İçtihat: Değişmeyen doğruları esas alarak, değişen şartlara ve gelişen ihtiyaçlara uygun İslami, insani ve ilmi çözümleri ortaya koyma çabasıdır. Cihat ise; bu ilmi programları uygulayacak imkân, iktidar ve fırsatları hazırlama çabasıdır.

Yeni ve Adil bir Düzen hazırlanırken bugünkü Batı Medeniyetince akıl ve araştırma sonucu ulaşılan, İslam’a ve insanlığa da uygun bulunan hukuki ve idari (siyasi) kural ve kurumlarından da yararlanılmıştır. Bu İslam’daki “örf=hayırlı gelenekler ve yararlı adetler” sınıfına sokulmaktadır. İmam-ı Azam, bazen örfü kıyastan üstün tutmaktadır.

Doğu-Batı sentezi ve “uygar insan” kavramı öne çıkmaktadır:

Genel kanaat ve kanıtlar şu yöndedir ki;

Doğulu maneviyatçı, batılı maddeci ve menfaatçidir. Ama hem inançlı, hem de iz’anlı olmak gerekir.

Doğulu içten ve hasbi, batılı art niyetli ve hesabidir. Ama hem merhametli, hem de dikkatli olmak gerekir.

Doğulu duygularıyla ve metafizikle, batılı beş duyusuyla ve matematikle hareket etmektedir. Ama hem imanlı ve insaflı, hem de planlı ve itidalli olmak gerekir.

Doğulu vefalı ve fedakâr, batılı fırsatçı ve hilekâr bilinir. Ama hem yüreği yanık (şefkatli), hem de uyanık (ferasetli) olmak gerekir.

Doğulu tevekkül ehli, batılı tedbirlidir. Ama hem müdbir (tedbirli), hem mütevekkil (teslimiyetli, kanaat ehli ve geniş yürekli) olmak güzeldir.

Doğuya gönül ve ilham, batıya akıl ve felsefe hâkimdir. Ama hem vicdana dayanmak, hem de aklını kullanmak gerekir.

Doğuda din ve duygu, batıda bilim ve kurgu öndedir. Ama dinin değerleri, bilimin verileriyle yorumlanmalı ve yürütülmelidir.

Doğulu ölüm ötesine, batılı ölüm öncesine önem verir. Ama ahiret burada kazanılacaktır, dünya ahiretin mezrası ve mektebidir.

Doğulu sevgiye ve sadakate, batılı zevke ve hıyanete yöneliktir. Ama sadakat gösterirken, saflığa düşmemelidir.

Aşk deyince doğuda sevda, batıda şehvet hatıra gelir. Doğuda genellikle hikmet, batıda özellikle edebiyat üretilir. Ama hikmetsiz edebiyat gevezelik, edebiyatsız hikmet zevzekliktir.

Doğuya din ve maneviyat geldi. Ama yobazlık ve istismarla yozlaştırıldı. Batıdan laiklik ve demokrasi geldi. Ama dinsizlik ve ahlaksızlıkla yozlaştırıldı.

Doğudan hisler, sevgiler geldi. Ama hayalcilik ve hasetçilikle yozlaştırıldı. Batıdan düşünme ve akıl yürütme geldi. Ama şehvet ve şeytaniyetle (hile ve desise ile) yozlaştırıldı.

Doğudan edep ve hürmet geldi. Ama şuursuz gelenek ve ruhsuz görenekle yozlaştırıldı. Batıdan serbestlik ve medeni cesaret geldi. Ama haksızlık ve hayâsızlıkla yozlaştırıldı.

Doğulu kaba görünümlü ama insancıl, batılı kibar görünümlü ama barbardır. Hâlbuki hem insancıl, hem kibar olmaya çalışmalıdır.

Doğulu “sen”cil, batılı “ben”cildir. Ama doğrusu “biz”cil olmaktır. Yani farklı köken ve kültürden herkesi kendimizin bir azası, kendimizi de âlemlerin bir parçası görme olgunluğuna ulaşmalıdır. Kısaca yerli düşüncenin ve milli değerlerin çağdaş ve evrensel bir yorumcusu ve savunucusu konumuna ve şuuruna kavuşmalıdır.

Öyle ise, dindar olalım, ama yobazlaşmayalım! Demokrat olalım, ama soysuzlaşmayalım! Devletimize bağlı kalalım, ama ruhumuzu köleleştirip yozlaşmayalım!

Hikmet ve hakikat, İlim ve sanat, Hürriyet ve huzurlu hayat, bunların hepsi İnananların ve insanlığın kaybettikleri ortak malıdır. Nerde bulursak alalım, sahip çıkalım. Ama asla Hak yoldan sapmayalım, yalpalamayalım! Doğuya da Batıya da yanaşalım, anlaşalım… İnsani değerler ve milli dengeler çerçevesinde yüzleşelim, uzlaşalım. Danışalım, yardımlaşalım. Ama asla yalvarmayalım, yavşaklaşmayalım!

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi