Abdullah Akgül’ün hazırladığı Ahmet Akgül Hocamızın yorumladığı MEAL-İ KERİM’İN FAZİLETİ VE FARKI
1- Tefsir-Meal konumundadır.
Mevcud meallerin bir kısmı; çeviri kısırlığı yani Arapça bilip Allah’ça bilmemekten kaynaklı, Kur’ani kelime ve kavramların içinin gereği gibi doldurulamamasından; diğer bir kısmı ise Osmanlıca kelime ağırlıklı oluşundan, yani güncel dil kullanılmamasından dolayı yetersiz kalmaktadır. Onlarca cilt tefsirleri ise pratik olarak okumak ve anlamak zorlaşmaktadır.
Bu Meal-i Kerim’in en belirgin özelliği; açık-net ifadelerle, güncel bir Türkçe ile ve parantez içi kısa bilgilendirmelerle, ayrıca bir tefsir okumaya gerek bırakmamasıdır. Zaten Üstadımız gerekli gördüğü yerlerde de yine parantez içinde uzun izahatlar yapmıştır.
2- Net ve keskin dil kullanılmıştır
“Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı” isimli Meal-i Kerim’de keskin ve sert bir dil kullanıldığı söylenilip eleştirilebilir ama bu doğru değildir. Keskin ve sert olan Rabbimizin uyarılarıdır. Asıl eleştirilmesi gereken bir husus var ise; bu da bazı meallerin neden yeterince açık ve net ifadeler içermediğidir.
Kâmil iman sahibi bir mü’min için tek ölçü ‘Allah Rızası’dır. Allah’tan gayrı bir çekincesi korkusu olmayan Muhterem Zâtın yazacağı mealin de “Allah’ça” olmasından ve bugünün zalim odaklarını ve işbirlikçilerini rahatsız etmesinden daha doğal bir şey yoktur. Zaten Cenâb-ı Allah; Kur’an’da, zalim güç odaklarından ve işbirlikçi iktidarların güdümüne giren sözde din âlimlerinden, istismarcı din bezirgânlarından sıkça bahsetmektedir. Bu yüzden de çoğu iktidar güdümlü günümüz din bezirgânlarından sağlıklı bir meal yazmalarını beklemek en azından saflıktır.
“Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri (ama bu bilgi ve becerilerini nefsî hevesler ve dünyevî hedefler için istismar edenleri ve halk arasında âlim ve fâzıl bilinen münafık tipleri) görmez misin? Onlar Tağut’a (Şeytanî rejimlere ve zalim güçlere) ve Cipt’e (Siyonist ve Haçlı liderlere) inanıp (peşlerine takılıyorlar) ve (saldırgan) kâfirler için: “Bunlar, (Hakk nizam kurulsun diye fitne çıkaran) mü’minlerden daha doğru bir yoldadır” diyorlar. (Oysa asıl kendileri fâsık ve münâfık kişilerdir.)” (Nisa: 51)
“Hakkı batıl ile karıştırıp (gerçeği) örtmeyin ve (güç odaklarından korkarak veya menfaat umarak) Hakkı gizlemeyin. (Kaldı ki) Siz (gerçeği) biliyorsunuz. (İşinize gelmediği için üzerini örtüyorsunuz. Öyle ise bile bile Hakkı batıl ile karıştırıp yozlaştırmayın ve Hakkı saklayıp saptırmaya çalışmayın.)” (Bakara: 42)
3- Rabb-İlah-Allah-Hakk-Batıl-İman-İnkâr-Mü’min-Münafık-Kâfir-Münkir-Müşrik-Bel’am-Şeytan-Tağut gibi kavramların içi doldurulmaktadır.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…