MEHDİYET MESELESİ VE BAZILARIN BOŞ HEVESİ
Büyük Larousse Ansiklopedik Sözlüğü’nde Mehdi, Deccal ve Mesih şöyle tarif ediliyor:
Mehdi: İslami inanca göre, kıyametten önce dünyada adaleti, dirlik ve düzenliği sağlamak için çıkıp, dünyayı egemenliği altına alacağına inanılan şahsiyettir.
Deccal: Kıyametten az önce meydana çıkacağına ve Hazreti İsa tarafından ortadan kaldırılacağına inanılan yalancı ve şeytansı bir kişi veya düşünce sistemidir. 40 gün ya da 40 yıl saltanat sürdükten sonra, Filistin ya da Suriye’de, İsa ya da mehdi tarafından öldürülecektir.
Mesih: İbranilerin kutsal kitabı Eski Ahit’te, İsrailoğulları’nın kurtarıcısı ve Yehova’nın saltanatının kurucusu olarak beklenir. Yeni Ahit metinlerinde ve Hıristiyan inancında ise, mesih, (haşa) “Tanrı’nın oğlu”, olarak kötülüğe bulaşmış insanların günahlarını bağışlatacak İsa’nın ruhaniyeti olarak gösterilmektedir.
Sağlam kaynaklarda, büyük medeniyet devrimi yaklaştığında:
1– Bir sürü sahte Mehdi ve Mesihlerin ortaya çıkacağı,
2– Mehdiyet konusunun sıklıkla gündeme taşınacağı, rivayet edilmektedir. Bunlar aynı zamanda tarihi ve talihli değişimlerin yaklaştığına da birer alamettir.
Hz. Mehdi’nin, Deccal düzeni olan Yahudi Siyonizm’inin beyin ekibiyle ve en üst şebekesiyle, yani Mesih-i Deccal ile mücadele edeceği bildirilmektedir. Kur’an-ı Kerim’in Enbiya suresi 18. Ayeti de bunu haber vermektedir. “Hayır, Biz Hakkı Batıl’ın üzerine fırlatırız, O da onun beynini darmadağın eder” ayetinde Mehdi, zalim ve Batıl Dünya düzeninin karar mekanizmalarını ve beyin takımını hedef alıp dağıtırken ve bütün şeytani planlarını boşa çıkarırken, “oldukça etkin, keskin ve kesin ifadeler kullanacağına ve gerçeğin tercümanı olan bu sözlerin asla hedefinden saptırılamayacağına” işaret edilmektedir.
Hz. Mehdinin Alâmet-i Fârikası:
Hz. Mehdi’nin tebliğ ve tespitlerine karşı; “Hafife alıp küçümseme, hayali gösterme” gibi tepkiler dışında, bunları kendi hesapları doğrultusunda kullanmaya asla girişemeyeceklerdir. Yani O’nun sözleri ve tespitleri asla taklit ve istismar edilemeyecektir! İsrail ve destekçisi olan Siyonist Yahudilerin, Hıristiyanların Protestan ve Evanjelik kesiminin; diğer İslam büyüklerinin bazı sözlerini kendi hesaplarına yorumlayıp-yozlaştırıp kullanma gayretleri görülse de, şeytani amaçları için Mehdi’nin sözlerinden yararlanma, hatta onları taklide çalışma hevesleri hep başarısızlıkla neticelenecektir. Bu da Hz. Mehdi’nin bir “alâmet-i fârikası”, yani fark edilen bir fazilet özelliğidir. Evet, Mehdi’nin sözleri, hiçbir kesim tarafından ve hiçbir şekilde istismar edilemeyecektir. Onun tespit ve prensipleri, tebliğ ve projeleri masonik ve münafık çevrelerce, kendi çıkarları istikametinde yararlanılmak üzere asla dile getirilemeyecektir. Yunus Emre, Mevlana, Bediüzzaman gibi mübarek ve muhterem zevatın ifade ettikleri binlerce hakikat içinden cımbızla seçtikleri bazı sözlerini, kendilerine siper ve simge edinerek, “Her şeyi hoş gör, boş ver” safsatalarını “Ilımlı İslam ve Dinler arası Diyalog” tuzaklarını yutturmaya çalışmaları tam bir sahteciliktir.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…