Anasayfa Genel Değerli Milli Gazete Yazarımız İBRAHİM HALİL ER’E HATIRLATMA

Değerli Milli Gazete Yazarımız İBRAHİM HALİL ER’E HATIRLATMA

Yazar: yonetici
0 Yorum 512 Görüntüleyen

Değerli Milli Gazete Yazarımız İBRAHİM HALİL ER’E HATIRLATMA

Milli Gazete yazarımız İbrahim Halil Er’i dikkatle ve istifade ederek takip etmekteyiz. İslam’ın genel prensiplerine ve Ehli Sünnet çizgisine sahip çıkma konusundaki duyarlı ve tutarlı tavrını da takdir etmekteyiz. Ancak doğru tespitler ve olumlu teşhisler yaparken “hissi hamasetlere değil, ilmi hassasiyetlere” dikkat edilmesi gereğini hatırlatmak isteriz. 06 Aralık 2015 tarihli “Osmanlıdan Cumhuriyete Meal serüvenimiz” yazısında, Kur’an’ı Kerim meallerinin mutlaka ehil ve emin şahsiyetlerce yapılması, bu meallerin haşa Kur’an sanılması hususundaki kaygı ve uyarılarını bizler de haklı görmekte ve desteklemekteyiz. Ancak Mustafa Kemal’in Mehmet Akif’e meal yazdırma niyeti ve bu girişimin mahiyeti konusundaki gereksiz ve zaten ilmen ve hukuken de geçersiz bazı ön yargılı iddia ve ithamlara rağbet edilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. İbrahim Halil Er Bey şunları söylemektedir:

Atatürk’ün meal çalışmasındaki asıl amacı

“14 Ağustos 1923 yılında Maarif Programı’nı tespit edecek Heyet-i İlmiye şerefine Ankara Türk Ocağı’nda verilen çay ziyafetinde Mustafa Kemal Atatürk, “Kur’an-ı Kerim’i Türkçeye aynen tercüme ettirmek” meselesini ortaya atar. Bu projenin namazların Türkçe kılınmasına kadar götüreceğini gören Kazım Karabekir, Atatürk’e itiraz edince, tartışma başlar. Karabekir, “Bir devlet reisinin din işlerini kurcalamasını doğru bulmadığını, ilim ehlinden mürekkeb bir heyetin toplanarak bu Kur’an’ın tercüme mi, tefsir mi edilmesi lazım geldiğine karar verebileceğini” söyler. Buna karşılık “Din adamlarına lüzum olmayıp doğrudan doğruya tercüme ettirmenin daha muvafık olacağı” şeklinde bir fikir ortaya atılarak kendisine itiraz edilir. Karabekir “Devlet otoritesinin yıpranacağı böyle bir projeden hayır çıkmayacağını belirtince” Atatürk hiddetle şöyle der: “Evet Karabekir! Arapoğlunun yavelerini Türkoğullarına öğretmek için Kur’an’ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.”

Akif ve Kur’an Meali

Atatürk’ün isteği üzerine Mehmet Akif’ten Türkçe Kur’an meali yapması istenir. Aslında onların istediği meal, ibadetlerde kullanılacak formatta olmasıdır. Yani şiir diline uyarlanmış bir meal olmasıdır. Mehmet Akif, meal çalışmasına başlar. Fakat yapacağı bu meal çalışmasının asıl amacının Arapça ibadetin yerine Türkçe ibadet için kullanılacak olması olduğunu anladığından çalışmasını bitirmez ve var olanı da yok eder. Gerçi son yıllarda Mehmet Akif’in Türkçe mealinin bir kısmı bulunup basıldı. Ama bu Mehmet Akif’in çalışmasını ilgili ekibe vermediğini gösterir. Akif bir anlamda yapılacak olan dinde reform olayına alet olmak istememiştir.”

Peki, Akif, böyle bir çalışmadan imtina etmesi üzerine neden başka bir kimseye meal siparişi verilmedi? Bunun temel nedeni de Akif’in güçlü bir şair olmasının yanında iyi bir Arapça ve Kur’an bilgisine de sahip olmasıdır. Çünkü yapılmak istenen sadece bir meal değildir. İbadetlerde de kullanılacak şekilde şiirsel bir mealdir. Bunu da Akif’ten başkası yapamazdı.

Cumhuriyet dönemindeki ilk Türkçe mealler de fetva ile sakıncalı bulundu!

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi