Anasayfa O Hep Haklı Çıktı Çoğu Gitti Azı Kaldı ORDUMUZ YIPRATILMADAN, YURDUMUZ YIKILAMAZDI!

ORDUMUZ YIPRATILMADAN, YURDUMUZ YIKILAMAZDI!

Yazar: yonetici
0 Yorum 343 Görüntüleyen

ORDUMUZ YIPRATILMADAN, YURDUMUZ YIKILAMAZDI!

 

28 Şubat, Erbakan’la beraber, asıl TSK’ya tezgâhlanmış bir kumpastır!

Yanlış”ın en tehlikelisi, “doğru”ya en yakın olanıydı; çünkü doğru diye yutturulması kolaydı. Ve yine en tahripçi “doğru” eksik anlatılan ve yanlış yorumlanan doğrulardı. Yakın tarihimizin, böyle en tertipli “yanlış”larından birisi de “28 Şubat darbesinin TSK tarafından Erbakan’a karşı yapıldığı” iddiasıydı. Bunda elbette doğruluk payı vardı; ancak kasıtlı olarak “eksik anlatılmakta ve hedefinden saptırılmaktaydı” Çünkü bu olayın aslı: “ABD derin devleti sayılan Yahudi Lobileri, hem Erbakan’ı hem de TSK’yı yıpratmak ve etkisiz kılmak üzere 28 Şubat’ı tezgâhlamıştı!”. Evet, Refah-Yol’un yıktırılması ve Milli Görüş’ün parçalanıp, AKP’nin parlatılarak iktidara taşınması; ardından Cemaat ve Hükümetin araç olarak kullanılıp Ergenekon ve Balyoz tertipleriyle TSK’nın hizaya sokulması(!) süreci 28 Şubat’la başlatılmış ve maalesef bu işte bazı paşalardan da maşa olarak yararlanılmıştı.

TÜSİAD toplantısında: “28 Şubat’ın utancını yaşıyorum” diye günah çıkartan Yahudi ve Mason iş adamı İshak Alaton, işte bu gerçeğin anlaşılmasından duyduğu kuşkuyu, böyle bir kılıfla gündeme getiriyordu. ALARKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton’un TÜSİAD 44. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma sırasında gergin anlar yaşanıyordu. Prof. Dr. Bülent Tanör anısına düzenlenen “Türkiye’nin Demokratikleşme Evreleri” konulu özel oturum Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Prof Dr. Zafer Üskül’ün katılımıyla gerçekleşiyordu. Konuşmaların ardından, soru sormak için söz alan İshak Alaton, kürsüye çıkarak ilginç bir konuşmasına: “Nihayet TÜSİAD epey geç de olsa uyanmaya başladı diye düşündüm. 17 yıl boyunca TÜSİAD’dan uzak durdum, toplantılarına gitmedim, bugün boykotumu noktalamaya karar verdim. TÜSİAD’la barışmaya geldim” diye başlıyordu. İshak Alaton, “1997 yılında TÜSİAD tarihinde ilk defa yönetim kurulunun ibra edilmediği utancını yaşadım. ‘Bizim demokrasi arayışıyla işimiz yok’ diyerek, ‘Bizim işimiz para kazanmak’ demeye çalışıldı. “Aradan sadece 36 gün geçtikten sonra 28 Şubat 1997’de askerin darbesi yapıldı. Şimdi sizlere soruyorum; Genelkurmay bu darbe adımını kaleme alırken TÜSİAD’ın bir ay önce yaktığı yeşil ışığın bu darbeye katkısı ne kadardır?” sözleriyle günah çıkarmaya çalışmıştı. Anlaşılan TÜSİAD’cılar başlarına gelecekleri anlamaya başlamıştı ve Alaton’un bu sözleri ortalığı fena karıştırmıştı. Bu nedenle sadece Ergenekon ve Balyoz davaları değil, Erbakan’a ve partilerine yönelik mahkemeler de yeniden açılmalıydı.

27 Mayıs 1960 Darbesinin tamamen ordunun sırtına yıkılması da kasıtlıdır ve yanlıştır.!

Aslında Kırım kökenli Yahudi dönmeleriyle, İspanya kökenli İzmirli Sabataistlerin bir rekabet ve husumet hesaplaşması olan 27 Mayıs 1960 ihtilalinin bütün suçunun ve acı sonucunun TSK’nın sırtına yıkılması da yanlıştır, kasıtlıdır ve gerçeklerin çarpıtılmasıdır. Maalesef eften püften sebeplerle idam edilen merhum Adnan Menderes, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun dedelerinin Kırım göçmeni olması (AKP’li Ahmet Davutoğlu, Cemil Çiçek, Ali Babacan gibi) ve İzmirli Sabataist Evliyazadelerin kızlarıyla evlenip akrabalık kurmaları bile (ki bilindiği üzere Yahudi kökenli olmayanlara kız verilmemektedir)  bu gizli haset ve husumeti ortadan kaldıramamıştır.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi