Anasayfa » EHL-İ SÜNNETİN İNANCI VE TEMEL ESASLARI

EHL-İ SÜNNETİN İNANCI VE TEMEL ESASLARI

Yazar: yonetici
0 Yorum 417 Görüntüleyen

EHL-İ SÜNNETİN İNANCI VE TEMEL ESASLARI

Sünnet’i Terk Etme Tehlikesi ve Sapkın Sonuçları

“Şayet örneksiz ve rehbersiz, Kur’an’ı Kerim’i doğru anlamak ve uygulamak mümkün olsaydı, Cenabı Hak ayrıca Peygamber göndermez, bizzat yaparak ve yaşayarak öğretmek üzere Aleyhissalatü Vesselam Efendimizi görevlendirmezdi. Kur’an ayetlerini yazılı nüshalar halinde Kâbe’nin damına indirir “gidip alın, okuyun anlayın ve uygulayın” diye emrederdi. Ama o takdirde Müslümanlar nasıl namaz kılacağını, nasıl oruç tutacağını, nasıl Hac yapacağını ve Zekât emrini nasıl uygulayacağını dahi bilmezdi. Bugün “Kur’an bize kâfidir. Hadis’i Şerifler ve Sünnet gereksizdir” diyenler, aslında Kur’an’ı Kerim’i keyfince yorumlayıp yozlaştırmak, böylece mesuliyet ve mükellefiyetlerden kurtulmak hevesinde olan kimseler ve onlara uyan cahillerdir.”

Prof. Dr. Necmettin Erbakan

Dinin elden çıkışı sünnetin terkiyle başlar. Halat nasıl lif lif kopup parçalanırsa, din de sünnetin birer birer terkiyle ortadan kalkar.[1]

İslam tarihinde çeşitli dönemlerde çeşitli sapmalar yaşanmıştır. Farklı mezhepler, İslam’ın özünden uzaklaşarak çeşitli sapkın itikatlara sahip olmuş, sapkın uygulamalara başlamıştır. Hariciler’den Batiniler’e, Fatımiler’den Mutezile’ye kadar çeşitli fırkalar, çeşitli sapkınlık dereceleriyle, Kur’an’ın ve Allah Resulü’nün (s.a.v.) yolundan sapıtılmıştır. Son dönemlerde bu sapmalara bir yenisi daha katılmıştır. Bazı insanlar, Resulullah’ın (s.a.v.) sünnetini gereksiz ve geçersiz saymaktadır. “Kur’an’ı okuyup anlarız, Resulullah’tan (s.a.v.) gelen bir açıklamaya muhtaç olmadan onu kendi başımıza uygularız” diyenler çıkmıştır. Böylece Kur’an’ın hayata geçirilmesi ve uygulanması anlamına gelen sünnete yüz çevirip İslam yozlaştırılmaktadır.

Oysa “yalnızca Kur’an” sloganı ile ortaya çıkan bu “sünnet’i terk etmiş İslam” akımı, bizzat Kur’an’ın hükümlerini göz ardı etmektedir. Çünkü sünnet, Kur’an’ın bir açıklamasıdır ve daha da önemlisi, Kur’an’da bizzat emredilmiştir. Allah (c.c.), bizleri yalnızca Kitap’a itaatle yükümlü kılmamış, aynı zamanda Resulullah’a (s.a.v.) itaati de farz olarak emretmiştir. Bu nedenle, İslam ancak sünnetle birlikte gerçek din haline gelir. Kur’an, ancak sünnetin yardımıyla ümmet tarafından anlaşılıp uygulanabilir. Sünnet ise, Resulullah’ın (s.a.v.) sahih hadislerinin toplanması ve sonra da büyük âlimler tarafından yorumlanması ile oluşan Ehl-i Sünnet düşüncesiyle belirginleşir.

..

Makalenin tamamı için tıklayınız…

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi