Anasayfa » ”LİKAULLAH” ALLAH’LA KARŞILAŞMAK VE RIZASINI KAZANMAK

”LİKAULLAH” ALLAH’LA KARŞILAŞMAK VE RIZASINI KAZANMAK

Yazar: yonetici
0 Yorum 353 Görüntüleyen

”LİKAULLAH” ALLAH’LA KARŞILAŞMAK VE RIZASINI KAZANMAK

 

Lika;bir kimse, bir nesne veya bir hadise ile karşı karşıya kalmak, arzulayıp aradığı veya korkup kaçındığı bir şeyle karşılaşıp yüz yüze bulunmak, şuurlu olarak veya şartların zorlamasıyla buluşup karışmak ve yine, bir şeyi bir şeyin üzerine atmak, bırakmak manasındadır.

Kur’an’ı Kerim’de “El-Lika” ve türevleri yaklaşık 146 yerde geçip tekrarlanır. Fiil olarak dördüncü babdan, “Yelkahü-Lekiyehü”; mastarı ise “Likaün-Lükiyyün” şeklinde kullanılır. “Lika= Kavuşma” kavramı, hem beş duyu vasıtasıyla ve maddi olarak buluşup karşılaşmayı, hem de marifet ve hikmet yoluyla manevi-ruhani olarak matlubuna ulaşmayı anlatır.

“Andolsun, siz (düşman önünde) ölümle karşılaşmadan önce (hani) Onu temenni ediyor Ve kahramanlık taslıyordunuz)?” (Al-i İmran:114) ayeti böyle bir buluşmayı aktarır.

Bizim özellikle üzerinde duracağımız Likaullah-Allah’a mülaki olmak, Rabbının rızasına ve huzuruna kavuşmayı arzulamaktır. Mü’minler buna iman ederek, gayret ve istikamet göstererek, hasret ve hürmetle o anı bekleyerek, Allah’a kavuşmayı arzulamakta ve amaçlamaktadır.

“Ey insan, sen gerçekten, hiç durmaksızın Rabbine (Onun va’dine, müjdesine ve ru’iyetine) doğru çabalayıp durmaktasın; sonunda Ona varıp kavuşacaksın (mülaki olacaksın)” (İnşikak: 6) ayeti bunu anlatmaktadır.

“…Bizimle karşılaşmayı (Allah’a mülaki olmayı) ummayan ve hoşlanmayan kimseler ise (Allah’ın hükümlerinden ve kulluk yükümlülüklerinden kaçmak için) “Bundan başka bir Kur’an getir veya bunun (bazı bölümlerini) değiştir!” derler” (Yunus: 15) ayeti ise Müslüman geçinen münafıkların ve inkârcıların durumunu haber buyurmaktadır.

“Allah, “Yevmet-telak-buluşma ve hak ettiğine kavuşma günü ile (insanları) uyarıp hatırlatmak için, kendi emrinden olan ruhu (vahyi, cebraili ve vicdani ilham hissini) kullarından dilediğine indirir” (Mü’min: 15) ayetinde, kıyamet ve mahşer saati için “Kavuşma-buluşma günü” tabiri kullanılmaktadır. Bu herkesin kendi amelleriyle (tıynet, zihniyet ve hareketiyle) karşılaşacağını vurgulamaktadır.

“Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azapla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.  O gün, ne hileli-düzenleri kendilerine herhangi bir şeyle yarar sağlayacak, ne yardım görecekler” (Tur: 45-46) ayetleri, kâfirlerin ve zalimlerin, istemeseler de mutlaka hesaba ve Mahkeme-i Kübra’ya kavuşacaklarını beyan buyurmaktadır.

“Başlangıç noktasına ve zuhurat makamına geri dönmek” anlamındaki “reca-rücu” kelimeleri de Allah’a kavuşmayı anlatan kavramlardır.

“İlellahi merciuküm- Hepinizin dönüşü Allah’adır” (Maide: 48)

“Biz Allah içiniz (Ona aitiz) ve şüphesiz Ona dönücüleriz” (Bakara: 156) ayetleri bu anlamdadır.

Çokça sevip önemsediği, derin bir hürmet ve rağbet beslediği devlet başkanı veya mürşidi kâmil olan üstadı tarafından, eğitilmek ve imtihan edilmek üzere, uzak bir diyara gönderilen, oradaki görevleri ve sorumlulukları, emirleri ve yasakları kendisine bildirilen, 24 saati hassas kameralarla izlenen ve belirli bir müddet sonra Onun huzuruna döneceğini bilen akıllı inançlı ve vicdanlı bir insan hangi duygu ve duyarlılıkları, hangi kuşku ve korkuları taşırsa, Allah’a kavuşacak kimselerin de en azından aynı hürmet ve haşyeti, aynı dikkat ve riayeti, aynı muhabbet ve hasreti duyması lazımdır! Bu şuur ve huzura erenlerin, ölümü ve kabri bir canavar ağzı değil bir vuslat kapısı gördükleri saptanmıştır.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi