AMERİKA’NIN ULUDERE TUZAĞI DEŞİLİYOR VE SORU: TÜRKİYE’Yİ ABD Mİ, AKP Mİ YÖNETİYOR?
Uludere faciası yaşandığı günlerde, yani üç ay kadar önce Milli Çözüm Dergisi’nin tespit ve tahlillerini: “peşin fikirli bir AKP karşıtlığı ve hayali komplo kurguları” olarak yorumlayanlar bari şimdi olsun, uyanacak ve utanacaklar mıydı? Çünkü o tarihlerde Milli Çözüm’ün bütün saptamaları, bugün aynen ispatlanmıştı ve bizzat Başbakan ve içişleri Bakanı tarafından itiraf edilmek zorunda kalınmıştı.
Irak sınırında kaçakçılık yapan, çoğu lise talebesi 34 gencimizin ölümüyle sonuçlanan bombardımanın ardından, doğru verilere, tarihi ve tabii gerçeklere dayanılarak tarafımızdan şu tahminler yapılmıştı:
1- Bu talihsiz olay kesinlikle TSK’nın kasıtlı bir katliamı olmayıp, ABD’nin Predatör görüntüsü diye MİT üzerinden silahlı kuvvetlerimize aktardığı, yanlış ve kasıtlı bilgiler sonucu acele ve acemilikle yol açılan bir faciadır.
2- Amerikanın hedefi:
- TSK ile halkımız arasına itimatsızlık ve düşmanlık sokmak
- İktidarı ve Genelkurmayı suçlu ve sorumlu duruma düşürüp daha çok avucuna almaktır. Ve tabi MİT’in tavrı ve tarafı bir daha sorgulanmalıdır.
3- Bölge halkının koyu bir fakirlik ve çaresizlik sonucu mecbur kaldıkları kaçakçılık ve hatta PKK’ya mahkûm bırakılan açlık sorunu, Türkiye’ye çağ atlattığını savunan AKP iktidarının yüzkarası ve sosyal yarasıdır; ve ne kadar kalkınmışlığımızın aynasıdır.
4- Bu elim ve vahim olayların ABD’nin yanlış ve yanıltıcı istihbaratı sonucu meydana geldiğini o günden bu güne hala inkâr eden Sn. Başbakanın ve Genelkurmay Başkanının bu tavırları:
- Ya koyu bir bilgi noksanlığından, yani gaflet ve cehaletten kaynaklanmaktadır.
- Veya stratejik tanrıları ABD’yi aklamak veya hıyanetini saklamak hatırına “önek ve yüksek bir fedakârlık(!)” rolü oynanmaktadır!?
5- Tam bu hengâmede kalkıp: “Her kürtaj bir Uludere’dir” diyen Recep Erdoğan, acaba Uludere’de cinayet işlediklerini mi itiraf ediyordu, yoksa “zaten her gün yüzlerce kürtaj yapılıp cana kıyılıyor, Uludere’de 34 kişinin öldürülmesi niye bu kadar abartılıyor?” demeye mi getiriyordu. Evet, Türkiye’nin en acil sorunu, bu kafalardan ve kuşatmadan artık kurtulmak oluyordu! Ve tabi bu benzetmelerin, nasıl bir zekâvet seviyesi ve basiret göstergesi olduğunu da psikologlara sormak gerekiyordu.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…