İRAN VE SURİYE GERÇEĞİ VE AKP TÜRKİYESİNİN GELECEĞİ
PKK ile barış tuzağı!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bazı şartlar gerçekleşirse “Apo’nun ev hapsine çekilebileceğini” yumurtlamıştı.
Arınç’ın sözlerini Leyla Zana’nın ve Şerafettin Elçi’nin açıklamalarıyla birlikte okuduğunuzda “silahların susması” yönünde çok önemli adımlar atılmakta olduğunu hissedip sevinenler yanılmaktaydı; çünkü, “silahları susturma” kılıfı altında “PKK’yı siyasallaştırma ve Özerk Kürdistan’ı masa başı oyunlarıyla kurdurtma” kararını kimlerin aldığını ve Türkiye’ye nasıl bir tezgâh kurgulandığının farkına varılmamaktaydı.
Oh ne güzel “silahlar susar, Apo ev hapsine çıkarılırsa, “Kürt hakları” konusunu daha rahat bir ortamda tartışma imkânı da doğar” sanıp umutlananlar aldanmaktaydı; çünkü Leyla Zana’nın ABD yetkilileriyle görüşüp talimat aldıktan, yani Leyla Zana Amerikalı Siyonist patronlarıyla fikir zinası yoluyla gebe kaldıktan sonra bu radikal(!) açıklamaları yaptığını ve tabi hangi şeytanlıkların tasarlandığı hesaba katılmamaktaydı.
“En azından Kürtlerin “haklarını” inkâr edenlerin elinden “silah” mazereti alınacakmış… Daha “normal” bir zeminde konuşulacakmış.. ve en önemlisi insanlar ölmeyecek ve kan akmayacakmış”!?
Hatırlanacağı gibi Sn. Recep T. Erdoğan ABD Yahudi Lobilerinden CESARET madalyası almıştı. Şimdi de ABD Başkanı İsrail Cumhurbaşkanına “Özgürlük Nişanı” takmıştı. Bu arada Şimon Peres’le Recep Erdoğan madalya kardeşi mi olmuşlardı?
ABD Başkanı Barack Obama, ülkesinin en yüksek sivil nişanı olan “Özgürlük Madalyası’nı” kurulduğu günden bugüne binlerce Filistinliyi katleden İsrail’in Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e takmıştı. Bunca masumun kanına giren iki lider utanmadan barıştan, işgal ettikleri ülkelerde akan gözyaşlarına aldırmadan özgürlük ve huzurdan dem vurmuşlardı. Kan kardeşler törende birbirlerini yere göğe sığdıramazken, Obama’nın “İsrail’in güvenliği müzakere edilemez” sözleri acaba Obama’nın yakın arkadaşı(!) Recep T. Erdoğan’da hangi duyguları uyandırmıştı?
..
makalenin tamamı için tıklayınız…