İRAN’I SİNDİRME GİRİŞİMLERİ VE TÜRKİYE’NİN RÖNTGENİ
Ilımlı İslamcılar cihat ruhunu söndürmeye çalışıyordu!
Fetullahçı Zaman yazarı Mustafa Armağan “Fetih-1453” filminin bazı bölümlerini, “fazlaca dinci” ve “aşırı milliyetçi” bulup eleştiriyor; örneğin “Bizans’ın kralını ve yönetici kadrolarını, Papayı ve Haçlı Batılıları: Aciz, kalleş, korkak ve barbar” göstermeyi yersiz ve gereksiz buluyordu. Tarihçi Armağan, herhalde bu gerçeklerin dile getirilmesini, Fetullahçıların “Dinlerarası Diyalog” projelerine aykırı görüyordu.
Mustafa Armağan: “Fatih, Fetihten 10 yıl sonra, “şimdi küçük cihattan, büyük cihada başlıyoruz” dediğini nakledip, “öyle ise biz de şimdi, orduyu güçlü kılma ve Milli Savunma hazırlıklarını bırakıp, Fetullahçıların eğitim seferberliğine katkı sağlamalıyız” demeye getiriyordu. Oysa, her çağ ayrı ve yeni bir fetih gerektiriyordu ve küçük cihat olan askeri zaferi ve Hakkın galibiyet ve hakimiyetini kazanmadan “büyük cihat” sayılan şeylerle uğraşmanın, şeytani güçlere figüranlıktan başka işe yaramayacağını göz ardı ediyordu. Bugünün fethi, ABD ve AB’yi güdümüne alıp zulüm düzenini yürüten Siyonist emperyalizmin burnunu kırmak ve etkisiz kılmaktır. Bu haksızlık ve ahlaksızlık sisteminin patronlarına piyonluk yapanların “nefis terbiyesi ve neslin eğitimi” kılıflı gayretleri sadece Siyonizme hizmetkârlıktır.
Görünüşü farklı ama görüşü aynı olan Gülay Göktürk’ün Bugün Gazetesindeki yazısında (20 Şubat 2012):
“Yunanistan artık tehdit olmaktan çıkmıştır. Ekonomik krizlerle boğuşmaktadır. Hem zaten Türkiye’nin de sırada beklediği AB’nin ortağıdır. Üstelik bizim de bulunduğumuz NATO ittifakındadır. Bu nedenlerle, Ege Ordusunu lağvetmemiz lazımdır”
Teklifiyle, Mustafa Armağan’ın tavsiyeleri, aynı kapıya çıkmakta ve aynı sonucu doğurmaktadır: Amerika ve Avrupa’nın himayesinde ve Siyonist sömürü düzeni içerisinde, demokrat vatandaşlık ve dindarlık rolü oynanmalıdır! Amerika’nın 27 İslam ülkesini yeniden kurgulama ve Büyük İsrail hedefini yakalama amaçlı BOP’un eşbaşkanlığından şeref duyulmalıdır! Bu kutsal(!) amaç uğruna gerekirse, Suriye’ye bile saldırmalı, hatta İran’la kapışmalıdır! Fetullah’ın hoşgörü havarileri ve Amerika’nın gönüllü ve dindar süvarileri olarak, İslam’ın cihat ruhunu ve Kur’an’ın adalet hukukunu unutturmaya ve Yahudi uşaklığını, Mevla aşıklığı gibi yutturmaya çalışmalıdır!?:
Amerika’nın himayesine sığınan Fetullah Gülen, Samanyolu TV’nin de verdiği Herkül.org sitesindeki “Fazilet dersinde”:
“Şahsıma yapılan her türlü hakaret ve haksızlığı affediyor, herkese kucağımı açıyorum. Ama Dinime, Kur’an-ı Kerime, Rabbime ve Hz. Peygamberime yönelik bir hakaret tavırları varsa, onları sahiplerine havale ediyorum, bunlar beni ilgilendirmiyor, öbür tarafta hesaplarını vereceklerini biliyorum” diyerek gerçek ayarını ortaya koyuyordu. Oysa müminlerin; Allah’a, İslam’a Kur’an’a, Resulüllaha yönelik hakaretler karşısında susması, bu küstahlığı yapanlara tepkisiz kalması, hadisi şeriflerde “dilsiz şeytanlık ve münafıklık” olarak şiddetle kınanıyordu.
İran ve Suriye İsrail’de masaya yatırılıyordu!
..
makalenin tamamı için tıklayınız…