Yazar: yonetici
0 Yorum 326 Görüntüleyen

Kitabını, ER-BAKAN’ın Dilimize Çevirdiği Maxime Rodinson’un Tespitleriyle; HZ. MUHAMMED’İN (SAV) SİYASET VE STRATEJİ PRENSİPLERİ

 

Yahudi asıllı Fransız bilgin ve Marksist Maxime Rodinson “Hz. MUHAMMED” isimli bir kitap yazmış ve çok büyük bir yankı uyandırmıştı. Bugüne kadar 25 (yirmi beş) dile çevrilen bu eserin, Fransa’daki satışı, daha ilk üç ayında yüz bine ulaşmıştı. Hz. Muhammed’in yetişme çevresi, fikir ve düşünce iklimi, üstün meziyet ve psikolojisi, yüksek siyaset ve stratejisi, tarihin en büyük devrim ve değişim önderi olarak geçmişe ve günümüze etkileri konusunda; başka araştırmacıların farkına varamadığı veya gündeme taşımaktan sakındığı çok önemli tespit ve tahliller yapan Maxime Rodinson’un bu kitabını, Aziz Hocamız “Muhammed’in İzinde” başlığı ve ER-BAKAN imzası ile tercüme edip, 15 Kasım 1973’te İslam Külliyatı Yayınları arasında Özdemir Matbaası’nda bastırmıştı. ER-BAKAN’ın, onca kitap arasında Maxime Rodinson’un eserini tercüme etmesi, dikkatimizi bu eserin önemi ve özelliği üzerinde yoğunlaştırmıştı.

 

Bu kitabın; 1968’de Gün Yayınları, 1980’de Hürriyet Yayınları tarafından bastırılan Atilla Tokatlı tercümesi ve yine ayrıca Cemil Meriç’in bir tercümesi de vardı. Bunların hepsinin birer örneği elimizde bulunmakta ve bize karşılaştırma imkânı sağlamaktaydı.

 

“Tam başarmak imkânı olmasa da, mümkün mertebe tarafsız ve önyargısız bir yaklaşımla bakıldığında, başka hiç kimsede rastlanmayan seçkin ve özgün bir şahsiyet nurunun parıldadığını görmemek, ya ahmaklık veya kasten gerçeği gizleyip saklamaktır. Ama ne yazık ki, O’nun yüksek düşünceleri ve örnek eylemlerinin gerçek mana ve mahiyeti, siyasi ve stratejik niyeti hakkında, hâlâ pek az şey bildiğimizi itiraf etmemiz lazımdır.” diyen ve Hz. Peygamber Efendimizi:

 

“Batılı Sosyalistlerin 1200 sene sonra bile, sadece bazılarını fark edip dillendirdikleri en adil ve insani ilkeleri buyurup hayat düsturu haline getiren Hz. Muhammed’i, tarihe yön vermiş pek ender dâhilerden birisi, hatta birincisi” olarak gören Maxime Rodinson’un, ER-BAKAN tarafından tercüme edilen bu kitabı, bizlere yepyeni ufuklar kazandırmaktadır. ER-BAKAN’ın tercümesinde:

 

1- Sahabe-i Kiram’ın, birtakım beşeri hususiyet ve zafiyetlerini konu alan ve okurların kafasını karıştırıp suizanna yol açacak olan bazı bölümler atlanmıştır.

 

2- Hz. Peygamber Efendimizin İlahi vahiyle yönlendirilen ve inançsız Batılı kafasıyla doğru değerlendirilmesi zaten beklenmeyen, bazı özel duygu ve davranışlarının, nefsi ve siyasi tutkuları için yapılmış zannedilmesine yarayacak birtakım tutarsız tespit ve tahliller, haklı olarak bırakılmıştır.

 

3- Maxime Rodinson’un, “Hz. Peygamberimize hayranlığını ve ancak O’nun izinden giden bir zâtın bugün insanlığı içine düştüğü bunalımdan kurtaracağını” belirten, çok kısa ama oldukça önemli ve samimi önsözü, Atilla Tokatlı’nın tercümesinde nedense bulunmamasına rağmen, ER-BAKAN tercümesine alınmıştır.

 

4- Atilla Tokatlı’nın tercümesi:

 

1- Bir Dünyanın Doğuşu,

 

2- Bir Ülkenin Doğuşu,

 

3- Bir Peygamberin Doğuşu,

 

4- Bir Dinin Doğuşu,

 

5- Bir Stratejinin Doğuşu (Silahlı Peygamber),

 

6- Bir Devletin Doğuşu,

 

7- Bir Zaferin Doğuşu,

 

Şeklinde 7 ana bölümden ibaret iken;

 

ER-BAKAN çevirisi:

 

1- Bir Dünyanın Görünüşü,

 

2- Bir Toprağın (Coğrafyanın) Görünüşü,

 

3- Bir Peygamberin Doğuşu,

 

4- Peygamberlik Görevine Doğru,

 

5- (Hz. Muhammed’e) Muhalefet ve Reddetme,

 

6- Fikir Çarpışmaları (ve Zulme Direnme),

 

7- Medine’ye Hicret,

 

8- İlk Sefer (ve Silahlı Hareket),

 

9- Yahudilerle Aranın Açılması,

 

10- Savaşlar (ve Sonuçları)

 

Şeklinde 10 bölüm halinde tamamlanmıştır.

 

Peygamberimiz Hz. Muhammed’in Tevhid Mücadelesi, Yüksek Siyaset ve Stratejisi:

 

Hz. Muhammed’in bütün mücadelesi; 1- Kelime-i Tevhid’deki iman hakikatini kavratma ve hayatı bu iman merkezine oturtma. 2- İnsanları her türlü zulüm ve zorbalıktan kurtarıp, tam bir huzur ve hürriyet ortamını sağlama kapsamındadır.

 

İLAH: “Elehe-(Taptı)” kökünden geldiği kabul edilirse; ibadet edilmeye layık ve müstahak yegâne ZÂT anlamını taşır.

 

İLAH: “Velehe-(Hayrette kaldı)” kökünden geldiği kabul edilirse; azameti ve hikmetli eserleri karşısında insanların hayranlık duyup, hayret ve haşyet içinde rızası aranan ve Kendisine sığınılan yegâne ZÂT karşılığıdır.

 

İLAH: “Vilah”tan geldiği kabul edilirse; her yaratığın sevgilisi, velisi ve Rabbi olarak kanun ve kural koymaya yetkili ve emrine uyulmaya ehil yegâne ZÂT manasındadır.

 

İLAH: “Lahe-Yelehû (Gizlendi, gizlenir)”den geldiği kabul edilirse; kudret ve rahmet eserleriyle bilinen, ama herhangi bir şeye benzemekten münezzeh olup gözlerden gizlenen, âlemlerin mutlak hâkimi olarak kullarını imtihan ve iptilaya çeken yegâne ZÂT olmaktadır.[1]–[2]

 

İşte Hz. Muhammed Aleyhisselam; insanları şeksiz ve şeriksiz bir iman huzuruna, dünya ve ahirette sonsuz bir mutluluğa çağırmaktadır.

 

Cenab-ı Hakkın Esma-i Hüsna’sı (güzel isimleri ve mükemmel sıfatları) arasında, ilk bakışta birbirine zıt (karşıt) gibi görünen, ama gerçekte vahdeti (birliği) gerektiren ve adaleti gözeten İLAHİ DENGE, Hz. Peygamber Efendimizin, farklı durumlar ve ihtiyaçlar karşısındaki tavrında da göze çarpmaktadır.

 

Örneğin Allah-u Teâlâ Hazretleri:

 

Hem RAHİM ve HALİM (Şefkatli ve yumuşak), hem ALİYYÜL AZİM’dir (Yücelik ve Azamet sahibi).

 

Hem AFÜV ve KERİM (Af ve ikram edici), hem ŞEDİDÜL İKAB ve MÜNTAKİM’dir (Şiddetle cezalandırıcı ve intikam alıcı).

 

Hem SETTAR ve GAFFAR (Günahları örten ve bağışlayan), hem CEBBAR ve KAHHAR’dır (Dilediğini zorla yaptıran ve kahra uğratan).

 

Hem MUİZ ve RAFİ’ (Şereflendiren ve yücelten), hem de MÜZİLL ve HAFİD’dir (Zelil ve rezil edip alçaltan).

 

Cenab-ı Hak; hem HİDAYET’e erdirici, hem DALÂLET’e terk edicidir.

 

Hem HAYRÜN RAZİKİN (Rızık verenlerin en hayırlısı), hem de HAYRUL MAKİRİN’dir (Hile yapıp tuzak kuranların en akıllısı ve en başarılısı).

 

Yüce Rabbimizin en mükemmel tecellisi, en güzel halifesi ve temsilcisi olan Hz. Muhammed Aleyhisselamın, bir arada olmaz ve uzlaşmaz görülüp tenkit edilen bazı zıt (karşıt) tavırlarını da, işte bu hakikat terazisinde tartmalı ve anlamaya çalışılmalıdır. Çünkü zaten adalet, zıtlar arasındaki dengeyi sağlamak ve her şeyi yerli yerince yapmaktır.

 

İşte Maxime Rodinson’un, Hz. Muhammed’le (SAV) İlgili Çarpıcı Saptamaları:

 

(Aşağıdaki tespitlerin ufuk açıcı önemini kavramak için, bunları bir mü’minin inancı değil, insaflı ve hür akıllı bir Yahudi’nin bakış açısı olduğunu asla unutmamalıydı.)

 

Müslümanlarda Hz. Peygambere olan bağlılık, yüzyıllar geçtikçe biraz daha artmıştır. Milyonlarca Müslümana hayat nedeni sağlayan ideoloji, Allah kelâmının son taşıyıcısı olan bu eşsiz adamın eseri değil midir? Ve Muhammed böylece, Müslümanlar arasındaki ideolojik ve manevi birliğin kökeni olmakla kalmayacak, sembolü haline de gelecektir. “Güneş nasıl Ay’dan ve deniz nasıl bir damla sudan daha üstünse, Muhammed de öteki peygamberlerden öyle üstün birisidir. Bütün geçmiş peygamberler tarafından ortaya konan kolyenin en güzel incisi, yaratılan şiirin en ulaşılmaz mısrası Hz. Muhammed’dir.

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi