JP Morgan Chase; Siyonist Yahudi sermayesinin kurduğu küresel bir tefeci ağı ve özel sömürü sermayesini koruma bankasıdır. JP Morgan, “Amerikan Yatırım Bankası ve Finans Sağlama Aracı” olarak tanıtılsa da, aslında Türkiye gibi bütün ülkeleri “Faizli borçlandırma yoluyla kendi tuzağına alıp kontrol altında tutma” yapılanmasıdır. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın 11 Temmuz 2024’te İstanbul’da yapılacak JP Morgan yatırımcı toplantısına katılacakları açıklanmıştı.[1] Hatta, 11 Temmuz 2024’te güya emeklilerin maaşında iyileştirme yapma amacıyla, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılacak toplantıda Mehmet Şimşek’in de bulunacağı açıklanmasına rağmen, Maliye Bakanı bu görüşmeye katılmamıştı. Çünkü İstanbul’daki JP Morgan toplantı ve talimatları daha önemli ve öncelikli sayılmıştı…
Aynı günlerde Washington ziyaretinden dönen Numan Kurtulmuş’un ifade ve itirafları da mide bulandırıcıydı!
ABD NATO Parlamento Başkanları Zirvesinden dönen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un, Türkiye’yi F-35 ortaklığından çıkaran, üstelik parasını yıllar önce peşin verdiğimiz bu savaş uçaklarının teslimatını yapmadığı gibi onların yerine eski model F-16’ları bile bize satmayan ABD için kullandığı şu sitemli sözler, köleleşme ve dışarıdan güdülme zihniyetini açığa vurmaktaydı:
“Biz ülke olarak en az Müttefiklerimizin yararları kadar, kendi Milli Çıkarlarımızı da düşünmek durumundayız!..” (9 Temmuz 2024)
Yani, asıl önceliğimiz NATO ve AB gibi müttefiklerimizin talimatlarıdır… Bu arada Türkiye’nin ihtiyaçlarını da düşünmemiz lazımdı!? İşte bu kiralık işbirlikçi kafasıydı…
Peki Milli Çözüm dışında bu acı ve alçaltıcı gerçekleri niye duyan ve gündeme taşıyan çıkmamıştı… Cumhur Hükümeti de Muhalefeti de aynı oranda sağır mıydı?
Şu sorunun da yanıtı aranmalıydı:
Sn. RT. Erdoğan’ın da katılacağı NATO Liderler Zirvesi öncesinde, Rusya’nın Ukrayna’nın Kiev kentine 40’tan fazla füzelerle saldırması ve hele bir çocuk hastanesinin hedef alınması sonucu çoğu masum çocuk 50 kişinin acımasızca ölümüne yol açılması, acaba “Siyonist güdümlü NATO’nun varlık amacına hizmet etmek ve Rus tehdidinin devam ettiğini göstermek üzere, danışıklı dövüş gereği, Putin’in özel bilgisi dahilinde” yapılmış olmasındı?! Üstelik bu kirli savaşın başından itibaren Ukrayna’da katledilen çocuk sayısı 600 (altı yüze) ulaşmıştı.
Dünyayı Yöneten Güçler Kimler Olmaktadır?
“Dünyayı yöneten gizli güçler, dünyadaki tüketim ve üretim maddelerinin ve sistemlerinin daha iyi kontrol edilebilmesi için kurulmuş gizli örgütlenmelere verilen genel bir tanımdır. Bugün dünyayı aslında gizli güçler değil, Küresel Elit ve Küresel Sermaye dediğimiz bir yapı yönetmeye çalışmaktadır. Gizlilik, bunların politik sistemlerinin, siyasi yapılarının ve çok uluslu şirketlerin kurmuş olduğu gizli topluluklardan dolayıdır. Bazı ülkelerde istihbarat örgütleri, sivil örgütler, düşünce kuruluşları ve üniversitelerdeki bazı yapılarla kendini gösteren Derin Devletler, hem kendi ülkesini hem de dünyayı kontrol etmeye, yönetmeye çalışır! Bu, ister Ulus Derin Devlet olsun (Rusya, Çin, Fransa, Almanya, İskandinav ülkeleri vb.), ister Şirket-Derin Devlet olsun (ABD, İngiltere vb.) çok sistemli bir istihbarat – gizli örgüt – bilim camiası – üniversite – sivil toplum örgütü ağıyla örülmüş durumdadır.
Bahsedilen Küresel Elit, aslında eski hanedanlardan ve krallıklardan çok da farklı bir yapıya sahip değildir. Yani bugün pek çok ülke totaliter bir oligarşi ile yönetilmektedir. Küresel Elit’in; eski hanedanlarla, krallarla ve toprak sahipleri ile ilgisi olduğu gibi; çok zengin, uzun süredir dünyadaki üretim ve tüketim sistemini kontrol eden bir gizli yapıyla da ilişkisi vardır. Bu Küresel Elit’in temel felsefesi; bugün için var olan tüm tüketim sistemlerini, enerjiyi ve üretimi kendi kontrolünde tutmak, sınırsız bir egoizmle kendi sınıfları içinde 50 bin civarındaki Elit’i ve onlara destek sağlayan 20-50 milyonluk nüfusu sınırsız olarak, dünyanın geri kalanlarının aç kalması pahasına zenginleştirme çabasıdır. Bu Küresel Elit’in sayısı tam olarak saptanamamıştır. ABD’deki yaklaşık 25 bin kişi, tüm ülkedeki gelirin yaklaşık olarak %80’ini elinde tutmaktadır. Dünya’nın diğer ülkelerinde de benzer bir durum mevcuttur, özellikle kapitalizmin kayıtsız şartsız geçerli olduğu Batı ülkelerinde de yaklaşık bir 25 bin kişi Küresel Elit’in Amerika dışındaki kısmını oluşturmaktadır.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..