“REİS”LİK SAPLANTISI VE NARSİZM SAPKINLIĞI
Narsizm: Kişinin kendisini ve görüşlerini kutsallaştırması, daha doğrusu, nefsini putlaştırmasıdır. “Herkesin ve her şeyin kendisine hizmet ve itaat ettiği kadar değer kazandığını” sanmasıdır. Her türlü nimet ve faziletin en iyisine ve en fazlasına kendisinin layık olduğu saplantısıdır. Bu bâtıl ve bencil kuruntuların, bu boş gurur ve kibir sapkınlığının ilk örneği Şeytandır.
“Ve Biz bütün meleklere: ‘(O halde şimdi emrime itaaten ve hürmeten) Adem’e secde edin! (O’nun üstünlüğünü kabullenin!)’ demiştik. Onlar da hemen secde etmişlerdi. Yalnız İblis diretmiş, kibirlenmiş ve kâfirlerden (inatçı ve inkârcı nankörlerden) olup (gitmişti).” (Bakara Suresi: 34)
“Andolsun, Biz sizi (hiç yoktan) yaratıp var ettik, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: ‘Adem’e secde edin!’ dedik. Onlar da hemen secde ettiler; sadece İblis (emrimizi tutmadı) ve secde edenlerden olmadı. (Kibirlendi ve küfre kaydı.)”
“(Allah ona) Dedi: ‘Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?’ (İblis) Dedi ki: ‘Ben ondan hayırlıyım. (Çünkü) Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın’ (‘üstünlük benim hakkımdır’ demeye yeltendi). [Not: Şeytan bu kıyasında da yanılıvermişti. Çünkü toprak, her bakımdan ateşten daha yararlı ve hayırlı bir nesneydi.]”
“(Allah:) ‘Öyleyse oradan (cennetten defolup aşağı) in, orada büyüklenmen senin (hakkın) olamaz. Hemen (huzurumdan ve nimet ortamımdan) çık. Gerçekten sen, küçük (basit ve değersiz) düşenlerdensin (artık zelil ve hakirsin)’ dedi.”
“O da: ‘(İnsanların öldükten sonra) Dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele)’ diye (mühlet istedi).”
“(Cenab-ı Hakk bu isteğini kabul etmiş ve) ‘Haydi sen kendisine mühlet (ve fırsat) verilenlerdensin’ demişti.”
“(Şeytan) Dedi ki: ‘Madem öyle, (Hz. Adem’e secde etmek gibi nefsime ağır gelen bir imtihana tâbi tutmakla) beni azdırmana karşılık; ben de onları (Ademoğullarını saptırmak için) Senin (İslamiyet ve) istikamet yolunun üzerinde oturup (tuzak kuracağım. Her dönemdeki en haklı ve hayırlı davanın ortasında pusu kurup duracağım).
Sonra; ön taraflarından, arkalarından, sağlarından ve sollarından muhakkak (kullarına) sokulup (saptıracağım). Ki onların çoğunu (artık dinin ve nimetlerin sayesinde eriştikleri lezzet ve faziletlere) şükredici bulmayacaksın. (Çünkü onlara nankörlük ve hıyanet yaptıracağım!?)”
“(Cenab-ı Hakk da: ‘Haydi defol!) Aşağılanmış ve kovulmuş olarak çık oradan! Yemin olsun (insanlardan) onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım’ buyuruvermişti.” (A’raf Suresi: 11-18) ayetleri Şeytanın kibir ve Narsistlik damarıyla nasıl azgınlaştığını anlatmaktadır.
Başkanlık gururuyla ve Firavunluk damarıyla şımarıp şaşıranlar da Narsizme kaymaktadır.
“Firavun ise: ‘Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu (benim mülkümde, benim dışımda bir kanun koyucu bulunduğunu) bilmiyorum (ve kabul etmiyorum). Ey Haman, (özel fırınlarda) çamurun üstünde bir ateş yak da, bana (tuğladan) yüksekçe bir kule inşa et, belki Musa’nın İlahına çıkarım (da varsa O’na rastlarım, ama) gerçekten ben onu yalancılardan (biri) sanıyorum’ diyerek (halkın kafasını karıştırmayı denemişti).” (Kasas Suresi: 38)
“Sonunda (yardımcı güçlerini) toplamış (onlara şöyle) seslenmişti;”
“(Firavun, kibir ve cehaletle:) ‘Sizin en yüce rabbiniz benim! (Hayat sisteminizi tanzim ve sizi dilediğim gibi terbiye ediciyim)’ demişti.”
“Bu yüzden Allah onu, ahiret ve dünya azabıyla yakalamış (ve zulüm saltanatını yıkmış)tır.”
“Gerçekten bunda ‘içi titreyerek korkacak’ kimse için elbette bir ibret (dersi) vardır.” (Nazi’ât Suresi: 23-26) ayetleri Firavunların kapıldıkları gurur ve Narsistlik damarıyla nasıl sapıttıklarını hatırlatmaktadır.
Evet, Narsizm: İnsanın kendi kendisine hayran olması, etrafında hürmet ve rağbet edenlerin artmasıyla şımarıp “BEN”lik ve “BİRİNCİ”lik havasına kapılması… Kendisinden etkin, yetkin ve zengin odaklara uşaklık, kendisinden zayıf ve sürü mantıklı kalabalıklara “Başkanlık” rolüne yapışmasıdır.
“Firavun, kendi kavmi içinde bağırıp dedi ki: ‘Ey kavmim, Mısır’ın mülkü ve şu altımda akmakta olan nehirler (Nil’in kolları ve kanalları) benim (hükmümde) değil mi? Hâlâ bunları görmeyecek (ve basiretli davranıp bana tâbi olmayacak mısınız?)’”
“Yoksa ben, şundan (Musa’dan) daha (üstün ve) hayırlı değil miyim ki; o, aşağı (sınıftan) bir zavallı ve neredeyse (sözü) açıklamaktan (rahat konuşmaktan aciz ve) yoksun olan (bir adam)dır.”
“Bu durumda (eğer Musa doğruysa), üzerine (gökten) altından bilezikler atılmalı, ya da yakınında yer almış vaziyette onunla birlikte melekler gelip (dolaşmalı) değil miydi? (Şimdi bu zavallının peşine mi takılalım?)”
“(Firavun) Böylece kendi kavmini küçümseyip hafife aldı (onları basit ve haysiyetsiz ayaktakımı kimseler saydı). Buna rağmen, yine onlar kendisine (hürmet ve) itaatini (artırdı). Gerçekten onlar fasık (duyarsız, davasız ve bayağı insanlardan oluşan) bir kavim olmuşlardı. (Çünkü Firavun kendilerini hakir gördükçe, ona daha çok yanaşmışlardı.)” (Zuhruf Suresi: 51-54)
“(Onları küçümseyerek ve önemsiz görerek) ‘İnsanlara yanağını şişirip (yüzünü çevirip büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez (ve onları alçaltır).’” (Lokman Suresi: 18) ayetleri bu benlik saplantısından insanları uyarmaktadır.
Narsistik kişilik bozukluklarına, toplumun bütün tabakalarında ve her yaştan insanda rastlanmaktadır. Toplum içerisinde görülme oranları ise %6,2 kadardır. Yapılan araştırmalarda, narsistik kişilik bozukluğunun kadınlara göre erkeklerde daha yaygın görüldüğü saptanmıştır.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..