İKTİDARIN İNSİCAMI(!)
VE
ALLAH’IN İNTİKAMI
Cenab-ı Hakkın bir ismi de “El Müntakim=İntikam alan”dır. Ve yine “Zu-İntikam=İntikam Sahibi” olandır. Arapça “Suçluyu cezalandırmak ve hak ettiği akıbete uğratmak” anlamındaki NAKM (Nükum) kökünden ve iftial kalıbından türetilmiş olan MÜNTAKİM=Öç alan ve zalimlerin yaptıklarını yanlarına bırakmayan manasında kullanılır. Bütün bunlar Allah’ın ADİL sıfatının da bir icabıdır. Ancak intikam sıfatında; asilere ve zalimlere bir zaman fırsat tanıma, bir müddet yularlarını uzatıp kendi hallerine bırakma ve hiç ummadıkları bir anda belaya çarptırma vardır.
“Kendisine Rabbinin ayetleri (İslam’ın hakikatleri) hatırlatıldıktan (ve gerçeği anladıktan) sonra, (dünyalık makam ve çıkar hırsıyla) bunlardan yüz çevirip uzaklaşan (ve Hakk yoldan kopup ayrılan)dan daha zalim kim olabilir? Muhakkak ki Biz mücrimlerden intikamımızı alıcıyız.” (Secde: 22)
“Şayet Biz Seni (ölümle) alıp götürürsek (bile), elbette onlardan (yine) intikam alacağız.” (Zuhruf: 41)
“Sakın ha, Allah’ı; elçilerine (ve Hakk davetçilerine) verdiği sözden (ve zafer va’adinden) dönecek sanma(yın). Gerçekten Allah Azîz’dir, İntikam sahibidir. (Ey zalimler ve hainler, sizin de zulüm ve hıyanetlerinizin hesabını soracak, saltanatınızı yıkacaktır.)” (İbrahim: 47)
“Biz de onlardan (sonunda) intikamımızı alıverdik ve ayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan habersizmişler (gibi) davranmaları nedeniyle onları suda boğup (helak ettik).” (A’raf: 136)
Evet; “Cenab-ı Hak imhal eder (mühlet verip erteler), ama asla ihmal etmez (unutup geçiştirmez)di!” sözü bir Kelâm-ı Kibardır.
Peki, AKP ve Erdoğan nasıl bir akıbete uğrayacaktır?
En kritik bir süreçte ve tamamen dünyevi beklentilerle Erbakan Hoca’yı ve Milli Görüş Davasını bırakıp ayrılanlar… Malum ve mel’un odakların güdümünde iktidara taşınıp 21 yıldır bunca tahribat ve talanları yapanlar, başıboş mu bırakılacaklardı?
Bunların 2. turda kazanmaları ve iktidarda kalmaları, bize Kur’an’daki “Gazap Bulutlarını” hatırlatmıştı!
“Derken, onu (azabı ve yıkımı) kendi vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, (işte herhalde) ‘Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur’ demişlerdi. (Ve boşuna sevinmişlerdi. Zaferi ve izzeti; İslami cihadda değil, zalim güçlere yaranmakta arayanların boş umutları ve kuruntuları, rahmet zannedilen musibet bulutları gibidir.) Hayır o, kendisi için acele ettiğiniz (felaket olayıdır. Bu öyle) bir rüzgârdır ki (zafer ve bereket sanıldığı halde;) onda acı bir azap (ve yıkım) vardır. (Ve sizi kum fırtınasıyla boğacaktır!)”
“O, Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eden (bir âfattır). Böylece (o korkunç kasırga yüzünden) meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düşmüş (ve perperişan olmuşlardı). İşte Biz, suçlu-günahkâr bir kavmi böyle cezalandırırız.” (Ahkaf: 24-25)
“(Ancak her türlü imkân ve iktidara kavuşturulduğu halde) Ayetlerimizi yalanlayanları (Kur’ani hükümleri gereksiz ve geçersiz sayanları, yetki ve fırsatları olduğu halde dini emirleri uygulamaya çalışmayanları) ise, onları bilmeyecekleri (ve fark edemeyecekleri) bir yönden derece derece (yükseltip, riyakârlık ve istismarcılıkla yüreklendirip, sonunda çok acı ve alçaltıcı akıbetlerine) yaklaştıracağız.”
“Ben onlara (şahsi ikbal ve ihtirasları için dine ve davaya hıyanete kalkışanlara, bunların gerçek ayarları ortaya çıksın diye) belirli bir süre (mühlet ve fırsat) veriyor (yularlarını uzatıyorum. Ancak) Benim “keyd”im (planım ve tuzağım) sapasağlamdır. (Hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacaktır.)” (A’raf: 182-183)
Faiz, 21 yılın zirvesine çıkmıştı
Siyasi iktidarın iktisadi olmayan “ekonomi politikası”, ne söylenirse tam tersi sonuçlar vermeye devam ediyor. Geçtiğimiz sene başında açıklanan Yeni Ekonomi Modeli’nde cari fazla vereceği söylenen ekonomi, cari açık rekorları kırarken; benzer şekilde faizin düştüğü söylense de mevduat faizleri son 20 yılın rekorunu kırdı. Ortalama mevduat faizi yüzde 40’a ulaşırken, kredi faizleri de yüzde 34’e çıktı.
Bu Nasıl Faiz Karşıtlığı!?
Kamuoyu önünde “faize karşı” söylemlerde bulunan, ancak başta Kur Korumalı Mevduat (KKM) ve devamlı surette faizli borçlanmalar eliyle rantiyeyi ve faizcileri ihya eden siyasi iktidar, Merkez Bankası’nın politika faizini “yüksek enflasyona rağmen” düşürerek yüzde 8,5’e indirdi. Böylelikle Merkez Bankası’ndan yüzde 8,5 ile para alan bankalar, yüzde 30-35’lerden kredi vererek aradaki farktan ötürü kârlarını geçen seneye göre 5 kat artırdı. Kamuoyuna “nas var” söyleminde bulunulurken, göz göre göre rantiyenin kazancını katlamasına imkân sağlandı.
Makas İyice Açıldı; Yüzde 40’a Dayandı
KKM’nin devreye girmesinden sonra bankaların verdiği mevduat faizi ile Merkez Bankası’nın politika faizi arasındaki makas iyice açıldı.
Merkez Bankası’nın istatistiklerine göre, KKM’nin devreye girdiği Aralık 2021’de 3 ay vadeli TL mevduatta ortalama faiz yüzde 17,73 seviyesindeyken; 5 Mayıs’ta yüzde 29,05’e, 12 Mayıs’ta yüzde 30,47’ye çıktı. 14 Mayıs seçimlerinin ardından ise 3 aya kadar vadeli TL mevduatlarda azami faiz oranı yüzde 39,5’e yükseldi.
İşte iflasın fotoğrafı!
• 6 Ocak 2023 kapanışı itibarıyla toplam KKM (Kur Korumalı Mevduat) 73,2 milyar dolardı. 12 Mayıs kapanışı itibarıyla toplam hacim 119,9 milyar dolara ulaştı. Yani yaklaşık 4 ayda 46,7 milyar dolar artmıştı. KKM ile döviz bozanların dövizi, swap ve zorunlu karşılıklarla TCMB’ye aktarılmıştı.
• Böylece TCMB, elindeki yeni kurşunları da sonuna kadar kullanmıştı. Başka kaynaklar da vardı, ancak uzun süredir başrol KKM’de ve bu eğilim ivmesini sürdürüyordu. İhracatçıdan toplanan dövizler ise etkisiz. Hacmi fazla ama ithalat çıktısının çok gerisinde kalıyordu.
• İhracattaki döviz geliri karşılığı sağlanan reeskont kredilerinin de önemli ölçüde düştüğü anlaşılmaktaydı. İkinci ana faktörse Rusya. Yani Türkiye’deki seçimlere hâlâ dolaylı müdahale söz konusuydu. Hatırlayalım, önce Akkuyu için önden para yollanmış, ardından oligark paraları akmıştı.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..