Bu seçimi ille de kazanmak için; bütün devlet imkânlarını, hatta siyaset dışı kalması gereken bütün resmi bürokrat ve elemanlarını hoyratça devreye sokmalarına… Onlarca TV kanalının ve yüzlerce yazar ve yorumcu takımının manipülasyonlarına ve beyin yıkama metotlarına… Muhalif davranacak halk kesimlerine ve sivil örgütlere hatta şirketlere açıkça ve küstahça tehditler yağdırmalarına… Kısaca bin türlü yalan, iftira ve karalama kampanyalarına… Yetmez, Ülkenin ve Milletin geleceğini düşünmeden, seçimi kotarma ve paçayı kurtarma adına sorumsuz bir israf ekonomisi uygulamalarına ve seçim ulufeleri dağıtmalarına… Ve kitabına uydurulan oy hırsızlıklarına ve sandık hilekârlıklarına rağmen… Üstelik Sinan Oğan’ın, kim bilir hangi vaatler karşılığı oylarını Erdoğan’a pazarlamasına rağmen Sn. Erdoğan 2. turda birkaç puan farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmiş durumdaydı. Bu sonucu Erdoğan’ın zaferi olarak yorumlayanlar yanılmaktaydı. Çünkü ekonomisi çökmeye, sosyal birlikteliği ve ahlâki değerleri çürümeye, dış politikadaki dengesizliği yüzünden saygınlığı ve ağırlığı çözülmeye başlamış… Ve tam 21 yıldır bu kötü sonucu kendilerinin hazırlamış olduğu bir enkaz, birkaç ay sonrasında bu iktidarın başına yıkılacaktı!..
Rahmet Pakgül’ün bir dörtlüğünü hatırlatalım:
“Ahmak hain o kişidir, zulümden çark etmiyor
Son nefsani hedefime, ‘Oh be uzandım!’ sanır…
Uçurumun kenarına, geldiğin fark etmiyor
Bir adım sonra düşecek, yine kazandım sanır.”
Sn. Erdoğan’ın 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 2. turunu kazanma şaşkınlığı bize, Kur’an’daki Gazap Bulutlarını hatırlatmıştı:
“Derken, onu (azabı ve yıkımı) kendi vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, (işte herhalde) ‘Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur’ demişlerdi. (Ve boşuna sevinmişlerdi. Zaferi ve izzeti; İslami cihadda değil, zalim güçlere yaranmakta arayanların boş umutları ve kuruntuları, rahmet zannedilen musibet bulutları gibidir.) Hayır o, kendisi için acele ettiğiniz (felaket olayıdır. Bu öyle) bir rüzgârdır ki (zafer ve bereket sanıldığı halde;) onda acı bir azap (ve yıkım) vardır. (Ve sizi kum fırtınasıyla boğacaktır!)”
“O, Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eden (bir âfattır). Böylece (o korkunç kasırga yüzünden) meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düşmüş (ve perperişan olmuşlardı). İşte Biz, suçlu-günahkâr bir kavmi böyle cezalandırırız.” (Ahkaf: 24-25)
CNN TÜRK – YouTube 10 Aralık 2019 tarihli “Cumhurbaşkanı Gençlerle Birlikte” programında “Sizin zihin dünyanızı şekillendiren ve sizi en çok etkileyen Lider kimdir?” sorusunu Sn. Erdoğan şöyle yanıtlamıştı:
“Elbette tek önderimiz, tek rehberimiz, Hz. Peygamberimiz Hz. Muhammed Aleyhisselam Efendimizdir. Sonra Adalet timsali Halife Ömer Hazretleridir. Tabi Osmanlı’da, Selçuklu’da örnek liderlerimiz var… Tabi geliyoruz Cumhuriyet’in kuruluşunda Gazi… Önem arz etmektedir…
Şu anda yaşayan liderlere gelince… Valla bunlara bakıyoruz, oturup konuşuyoruz, tabi dara zora giriyorum. (Yani benim ayarımda kimseyi göremiyorum.) Bu arada Körfez’de genç-dinamik Katar Emiri Şeyh Tamimi’yi gösterebilirim. Çünkü yoksul ve düşkün ülkelere çok yardım edici bir liderdir.”
İşte R. T. Erdoğan’ın hayran olduğu ve örnek sunduğu o Katar Emiri, 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği uğruna 300 milyar dolar harcamıştı. Bunun 400 milyar dolar olduğunu söyleyenler de vardı… Bu para; başta Filistin, Yemen, Arakan, Afganistan, Doğu Türkistan, Sudan, Eritre ve Suriye’de yoksullukla boğuşan İslam ülkelerine dağıtılsaydı… Veya Asya ve Afrika’daki perişan ülkelerin kalkınma altyapısına harcansaydı, aç ve biilaç insan kalmayacaktı…
Sn. Erdoğan’ın en etkili ve önemli lider olarak Hz. Peygamberimizi söylemesi ise, tamamen istismar amaçlıydı ve sahte bir tavırdı. Çünkü iktidarda kaldığı 21 yılını Onun Sünnetini, Sistemini ve Şeriatını yozlaştırmak; bunların yerine AB kriterlerini ve Haçlı zihniyetini yerleştirmekle geçirmiş bir insandı. “Cumhuriyet’in kuruluşunda Gazi… Önem arz etmektedir…” ifadeleri ise tam bir riyakârlıktı… İsmini bile tam zikredemeyip, ortamı yumuşatma çabaları sırıtmaktaydı…
Ve hele; Sn. Erdoğan’ın Türkiye’de tanınmasının, öne çıkarılmasının, İstanbul RP İl Başkanı ve sonra Belediye Başkanı yapılmasının… Ve derken Ona hıyanetinin karşılığı Başbakanlığa ve şimdi Cumhurbaşkanlığı’na oturtulmasının asıl sebebi ve çağımızın tartışmasız en büyük lideri olan Rahmetli Erbakan Hocamızı ağzına bile alamaması, bunların insaf ve iz’an ayarını, iman ve vicdan aynasını, vefakârlık ve kadirşinaslık duyarlılığını ortaya koymaktaydı.
Peki bir insan, Erbakan Hoca’yı ağzına bile almaktan ve hayırla anmaktan, niye bu denli korkardı?.. Çünkü Ona vefalı ve saygılı bir tavrı, kişinin İsrail ve Siyonist merkezler tarafından üzerinin çizilmesine yol açardı!..
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..