Anasayfa O Hep Haklı Çıktı Çoğu Gitti Azı Kaldı İRAN’A NÜKLEER DESTEĞİ KİMLER SAĞLAMIŞTI?

İRAN’A NÜKLEER DESTEĞİ KİMLER SAĞLAMIŞTI?

Yazar: yonetici
0 Yorum 544 Görüntüleyen

İRAN’A NÜKLEER DESTEĞİ KİMLER SAĞLAMIŞTI?

 

Irkçı emperyalizm, önce kendi çıkarlarını ve vahşi amaçlarını belirler, sonra bunlara gerekçe olacak bahaneler üretir.

Yahudi siyonizminin güdümündeki ABD’nin Irak, Afganistan’ın ardından şimdi İran’a saldırı hazırlıkları da bu açıdan değerlendirilmelidir. Bizim, bazı gerçekleri halkımıza hatırlatmak ve AKP iktidarını uyarmak için yaptığımız tahlilleri; “komplo teorisi ve felaket davetiyesi” olarak kötüleyenler, aslında; yaklaşan musibetleri gizlemek isteyenlerdir.

 

İsrail’in yaklaşık 1400 ölü 6000 yaralıya mal olan son Gazze saldırısı da, bir İran müdahalesi sırasında, başını ağrıtacak Hamas ve Hizbullahı etkisiz bırakma girişimidir. Ayrıca, daha önce Lübnan’da Hizbullah karşısında aldığı acı yenilginin yarasını tamir etme ve imaj tazeleme hareketidir.

Bu arada, iki yıllık geçici üyeliğine seçilmekle hava atan AKP’nin, BM Güvenlik Konseyindeki etkisizliklerini ve çaresizliklerini görmeleri de milletimiz için uyarıcı bir gelişmedir. İsrail vahşetine karşı, BM’den medet beklemek safdilliktir. Çünkü BM, zaten İsrail’i kurmak ve korumakla görevlidir.

İşte Doç. Dr. Yaşar Onay’ın iki sene öncesinden tespit ettiği şu girişimler çok ciddi ve gerçekçi verilere dayanmakta ve muhtemel gelişmeleri haber vermektedir.

Ve zaten ülke ve bölge dengelerini değiştirecek tarihi olayların “vukuundan önce şuyu bulması!” yani, meydana gelmeden önce o konunun sıkça konuşulur ve tartışılır olması, tecrübelerle sabittir ve ortak önsezidir.

İran’ın Nükleer Güç Olmasında ABD’nin Katkısı

Soğuk Savaş’ın devam ettiği dönemde, ABD için İran’ın jeopolitik önemi tartışılmayacak kadar büyüktü. Bir başka ifadeyle İran, ABD için İranlıların yönetimine bırakılmayacak kadar önemliydi. Ancak Musaddık olayından çok etkilenen ABD, İran’da bir daha hata yapmak niyetinde değildi. Bu nedenle de Şah’ın iktidarının mutlak haline getirilmesi gerekliydi. Bu amaçla 1957’den başlayarak İran’daki ABD askeri varlığının arttırılmasına ve İran’ın nükleer çalışma programlarının desteklenmesine karar verildi ve ABD, İran’a sağlanan nükleer teknoloji desteğinin sadece barışçıl amaçlarla kullanılacağını tüm dünyaya ilan etti. Bunu 1958’de İran’ın Uluslararası Nükleer Enerji Ajansı’na (İAEA) üye olması izledi. Görünürde yanlış hiçbir şey yoktu, İran tümüyle barışçıl amaçlar taşıyarak, nükleer teknolojiyi elde etmeye başlamıştı.

1968’de ABD tarafından beş megavatlık bir araştırma reaktörü kuruldu. Amerikan AMF firması tarafından Tahran Üniversitesi’nde kurulan bu reaktör, %93 saf zenginleştirilmiş uranyum kullanıyordu ve bu reaktörle birlikte yüksek seviyede zenginleştirilmiş 5 kg uranyum da İran’a verildi.[1]

Şah Rıza Pehlevi, İran’ın nükleer bir güç olmasını ve bölgesel güç olmaktan daha da öte küresel bir güç olmasını hedefliyordu. 1973 Dünya Petrol Krizi, İran’a nükleer güç olmak için büyük fırsat sağlamıştı ve bu dönemlerde altı nükleer reaktör kuruldu. Gene 1974’te 20 bin megavat gücünde 20 adet nükleer reaktör inşa etmek istediğini açıklaması da bu isteğinin bir yansımasıydı.

 

..

 

makalenin tamamı için tıklayınız…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi