Anasayfa » Semamızdan bir kutup yıldızı kaydı

Semamızdan bir kutup yıldızı kaydı

Yazar: yonetici
0 Yorum 266 Görüntüleyen

Semamızdan bir kutup yıldızı kaydı

Hayatımızın, ülkemizin, İslâm aleminin ve insanlığın bir kutup yıldızı idi Prof. Dr.Necmettin Erbakan. Bir kutup yıldızı kaydı; Allah rahmet etsin, peygamberimize komşu eylesin, ruzu mahşerde Livaülhamd Sancağı altında huşru cem eylesin. Amin… Ya Muîn… Ya Afuv, ya Kerim, ya Rahim… Bihurmeti cemiil enbiyai velmurselin…

23 Ekim 2005`te vefat eden eşinin ardından Hocamız; şu hayırlı yâdı dile getiriyordu: “Dava kardeşlerini orada karşılayacak inşallah. Kendisi tam bir hanımefendiydi. Başsağlığına elen ziyaretçilerin ilk ifade ettikleri özelliği de hep bu olmuştur. İnsan bazı şeylerin değerini kaybedince daha iyi anlıyor” Pazar günü 11.40`ta Hocamıza emrihak vaki oldu, saat 12`de Türkiye yasa boğuldu, bütün televizyonlar canlı yayınla bunu dile getiriyor, herkes hayırla yad ediyordu. Hocayı Türkiye biraz zor anladı. O dışardaki dostları ve muarızları tarafından daha çabuk anlaşıldı. Hocayı anlamakta zorlananların, vefatında hayırla yâd etmeleri Bâkî`yi anmamıza da vesile oldu: “Kıymetin sengi musallada bilinir ey Bakî/Davud gibi avazeni bu cihana sal/Bâki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş.”

Pazar günü hüzünle, gazeteden eve dönerken, Gökçen; “Ben Hocayı geç tanıdım ama hastanedeki haliyle bile bizim için ne büyük bir güvence idi, şimdi boşluğa düştük. Taa başından beri yanında olan, mücadelesinde birlikte olanlar için ne büyük bir yıkım olduğunu anlayabiliyorum” diyordu. Vefat haberinin ardından Mekke ve Medine`de, 60 ülkede gıyabi cenazeler kılınıyor, muhalif ve muvafık herkes ortak bir hüznü paylaşarak, ortak şeyleri söylüyordu; “Siyasete büyük bir soluk getiren, siyaset dünyamızın çınarlarından biriydi.” “Bu kadar temiz bir yüz, bu kadar zevk ve zerafetle giyinen pırıl pırıl bir insan, nazik, kibar, çelebi bir İstanbul beyefendisini hayatımda görmedim.” “İmanı, azmi, gayreti, sabrı ve metaneti herkesi hayrete bırakacak bir insandı O. Ümmet, millet ve insanlık için, Allah rızası için hizmet aşkıyla dolu, hiçbir engele aldırmayan, hayatının son anına kadar gönlü bu heyecanla çarpan, beyni bu yolda çalışan bir dava adamı, bir Mücahiddi O. Arzusu; malıyla, canıyla cihad eden bir insan olarak yâd edilmekti.”

Millî Şairimiz Mehmed Âkif`in arkadaşı, Sebilürreşad dergisinin yayıncısı Eşref Edip Bey, yıllar önce, Erbakan için, “Lider Olacak Adam” başlıklı yazısında şunları yazıyordu: “Güzel bir siması var, başını dimdik tutuyor, kibirli değil vakur, asık suratlı değil güleryüzlü, inandığı bağlandığı ve bütün emirlerini yerine getirdiği İslâmiyet`in temizliği yüzünde billurlaşmış, yavaş sesle, çok düzgün bir Türkçe ile konuşuyor, kızmıyor. İcabında en saçma şeyi bile sonuna kadar dinliyor. Konuşunca çok mukni. Dediklerinin doğruluğuna, en aksi insanı, en ters fikirliyi bile inandırıyor. Çünkü söylediklerine önce kendisi inanıyor. Bilgi ve ilim sahibi, halk çocuğu. Bizde bazı çevrelerin pek önem verdiği garbi de çok iyi biliyor. Oranın en iyi mekteplerinde okumuş. Alman fabrikasında tank mühendisi olarak çalışmış. Çok muhtaç olduğumuz bir teknik mevzuun profesörü. Enerji dolu ve memleketine hizmet etmek istiyor. Manevi tarafı çok kuvvetli, sinirlenmiyor, azimli, sabırlı. Halkını çok iyi tanıyor, onların içinde yetişti tekrar içlerine döndü ve hep onların yanında kalacak.” Efradını cami, ağyarını mani, bir tasvir. Seksenbeş yıllık bir ömrün, 42 yıllık bir siyasi hayatın ardından farkedilenleri; Eşref Edip daha mücadelesinin başında iken teslm ederek feraset gösteriyordu.

İTÜ`de lakabı; “Hocaların hocası”ydı. Peygamber sancaktarı Eba Eyyub el Ensarı; Hoca`nın sıkça andığı ve model aldığı bir sahabeydi. Eba Eyyub doksan küsür yaşında Peygamber müjdesine nail olmak için, at sırtında, mevzinin en son noktasına varıp şehid olduğu gibi; Erbakan Hoca da son nefesine kadar, ümmet, millet ve insanlığın barışı için çarpan bir yürekti. Çileli Tunus halkının doğal lideri Raşid el Gannuşi`yi hasta yatağında kabul için hazırlanıyordu, ömrü vefa etmedi. Bir kutup yıldızı kaydı ama sancak yere düşmedi, yeniden tüm gönüllerde dalgalandı.

Makamın Cennet olsun Hocam.

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.

MİLLİ GAZETE – 2 MART 2011 – İBRAHİM BALCI

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi