Anasayfa ŞiirlerDİGER ŞİİRLER Alevi-Bektaşi Geleneğinin 7 Büyük Şairinden SEYYİD NESİMİ’nin (1369-1417) ALLAH’A İMAN VE VAHDET MESNEVİSİ

Alevi-Bektaşi Geleneğinin 7 Büyük Şairinden SEYYİD NESİMİ’nin (1369-1417) ALLAH’A İMAN VE VAHDET MESNEVİSİ

Yazar: yonetici
0 Yorum 361 Görüntüleyen
1
Derya-yı muhit, bak cûşa geldi;
Kevn ile mekân hep, hurûşa geldi.
(Okyanuslar ve hikmet deryaları coştukça coştu.
Yer gök İlahi yaratılış aşkıyla çağıldadıkça çağıldadı.)
2
Sırr-ı ezel oldu, gör âşikâra;
Arif nice eylesün ki müdârâ?
(Ezel sırrı ve yaratılış harikaları ortaya döküldü.
İrfan sahibi artık inkârcıların yüze gülüp riyakârlık
yapma gereğini neden duysun?)
3
Her zerre güneşden, oldu Hak zâhir;
Toprağa secde kıldı, her aslı tâhir.
(Güneş Hak’tan olan her zerreyi ortaya çıkardı.
Aslı temiz olanlar bu nedenle toprağa ve topraktan
yaratılan Adem babamıza secde ettiler.)
4
Hem nakkaş bilindi, her nakş içinde
Gör lâ’l oldu ayân, bedahş içinde
(Her nakış görüldüğünde, onu nakşeden anlaşılmalıdır.
Kızıl süs taşı içindeki lâl mücevheri açığa çıkmıştır.)
Evet, her resim ressamını, her muhteşem yapı mimarını,
her alet ustasını hatırlatır. İşte her biri harika san’at eseri
olan tüm canlı ve cansız varlıklar da, Yüce Yaratıcı’nın
varlığının kanıtlarıdır.
5
Acı su şırâ-i, Kevser oldu bak;
Har-zehre nebât-i, şeker oldu bak…
(Bak ki acı su Kevser şırası olup döküldü.
Har-zehre [Ebû Cehl karpuzu] şeker kamışına dönüştü.)
6
Tiryâk mizâcına, döndü hem âğû;
Lü’lü-yi müdevver, oldu bak dârû.
(Allah’a iman sayesinde, zehir bile tiryâk gibi, zehirlerin
öldürücü özelliğini giderme vasfını kazandı.
Lü’lü-yi müdevver, yani zehir olarak kullanılan yuvarlak
inci, panzehire dönüştü.)
7
Külli yer ve gökler, Hak oldu mutlak;
Söyler def ü çeng ü ve ney; “Ene-l Hak!”
(Yer ve gökler baştan başa Cenab-ı Hakkın tecellisi oldu.
Bu yüzden, tef, saz ve ney “Hak Benim” diye ses
veriyordu.)
1 Alevi-Bektaşilerin 7 büyük şairinden birisi sayılan SEYYİD NESİMİ, 1. Murad döneminde İran’dan
Anadolu’ya geçmiş, Ankara’daki Hacı Bayram-ı Veli ile görüşme talebi, bazı Hurufilik ve Bâtınilik
fikirleri nedeniyle kabul edilmemiştir. Sonunda Suriye’de Memlük Sultanlarınca “fitne çıkardığı ve
İslam itikadını saptırıcı fikirleri yaydığı” gerekçesiyle idam edilmiştir ve kabri Halep’tedir. Meşhur
Hallac-ı Mansur misali, İlahi aşk sarhoşluğu yolunda canını fedadan çekinmemiştir. Fuzuli’den sonra
Azeri Türkçesinin en önemli şairi bilinmektedir.

 

BU MUHTEŞEM MESNEVİYİ OKUMAK İÇİN LÜTFEN LİNKE TIKLAYINIZ..

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi