Anasayfa » ”KÜÇÜK KIZLARIN EVLENDİRİLMESİ HEM İSLAM’A HEM İNSANLIĞA AYKIRIDIR!!!

”KÜÇÜK KIZLARIN EVLENDİRİLMESİ HEM İSLAM’A HEM İNSANLIĞA AYKIRIDIR!!!

Yazar: yonetici
0 Yorum 521 Görüntüleyen

KÜÇÜK KIZLARIN EVLENDİRİLMESİ

HEM İSLAM’A HEM İNSANLIĞA AYKIRIDIR!

      

Biz yıllar önce; küçük yaştaki kız çocuklarının evlendirilmesinin, ne İslam’a, ne insafa ve ne de insanlığa sığmadığını yazdığımız, bunun yanlışlığını ve Yüce Dinimize yakışmadığını Ayet ve Hadislerle ve bilimsel verilerle açıkladığımız zaman, nice yobaz takımı, şeriat ve tarikat istismarcısı bize karşı çıkmış ve hücuma kalkışmıştı. Bazıları da “Dini kitaplarda bu konuda birtakım fetvalar bulunsa da, gerçek hayatta küçük yaştaki çocukların evlendirilmesine hiç rastlanmadığı” mazeretine sığınmışlardı. Ama şimdi, en meşhur ve malum bir Tarikatın, en ileri Hocalarından sayılan ve üstelik Hiranur Vakfı Kurucusu olan Y.Z.G. isimli şahıs, hiç utanmadan ve vicdanı sızlamadan, güya Şeriatte izin verildiği safsatasıyla henüz 6 (altı) yaşındaki minik kız çocuğunu, tutup 29 yaşındaki K.İ. isimli arsız ve ayarsız bir sözde dervişe nikâhlaması… Yıllarca cinsel bayağılık ve barbarlığa mahkûm bırakılan kız çocuğunun aklı ermeye başlayınca, başından geçenleri ses kayıtları gibi delillerle savcılığa sunması ve şikâyetçi olması sonucu, toplumun önemli bir kısmının “şeriat böyle fetva veriyor!..” kılıfı altında nasıl bir yozlaşmanın tuzağına takıldığını ortaya koymaktaydı. Kendi mel’anet ve rezaletlerine gerekçe hazırlamak için “Göz alıcı güzellik ve özellikteki (birbirleriyle uyumlu ve huzurlu), genç ve yaşıt (cennet) yavukluları.” (Nebe: 33) ayetine “Göğüsleri yeni tomurcuklanmış turunç memeli küçük kızlar…” gibi alâkasız, asılsız ve ahlâksız manalar uyduran… Hz. Peygamber Efendimizin, hâşâ “Hz. Aişe ile 6 yaşında nişanlanıp 9 yaşında evlendiği…” yalanına sığınan ve böylece Kur’an’a, Vicdana ve Akla aykırı uygulamaları “Şeriatın icabı…” diye yutturmaya çalışan bu yobaz zihniyetleri artık tanımamız ve bunların Dini-Ahlâki ve ailevi tahribatlarına karşı ciddi tedbirler almamız hayati önem taşımaktadır.

Şimdi Ağustos 2016’da Milli Çözüm Dergimizde yayınladığımız… Ağustos 2017 yılında; TBMM Başkanlığı’na, Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na bir rapor halinde yolladığımız o yazımızı, önemine binaen tekrar Aziz halkımızın dikkatlerine sunuyoruz.

AKP, 2016 Kasım’ında Meclis’e getirdiği bir yarı gece yarasalığı ile “Tecavüzcüye af yasası” diye algılanan yeni ve gereksiz bir tartışma başlatmıştı. Öneride şu ifadeler yer alıyordu: “Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın, 16.11.2016’ya kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda… Cezanın infazının ertelenmesine karar verilir…”

Bu eleştirilere yanıt veren dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ise, yasayı şöyle savunmaktaydı: “Olay şudur. Yaşı tutmayan, erken yaşta evlenenler var. Bilmiyorlar yasaları, dolayısıyla çocukları oluyor. Baba hapse giriyor. Çocuklar anasıyla yalnız başına kalıyor. Bu şekilde 3 bin aile olduğu biliniyor. Bir seferliğine, bu mağduriyetin giderilmesine yönelik bir çalışmadır.”

Ancak bu tasarıya ve bu yaklaşıma, yandaş yazarlar bile itiraz ediyordu. Öncelikle “yasaları bilmemek”, dünyanın hiçbir yerinde hukuki bir bahane olarak sunulmuyordu. İkincisi; “bir defalık” çözüm arayışlarına, her zaman için “ikinci kez” de ihtiyaç duyulurdu. Bu son girişimde de yasalara aykırı olarak kurulmuş 3 bin ailenin mağduriyetini gidereyim derken, kamuoyunda erken yaşta evlendirme ve kız kaçırma gibi olayların “normal” olduğu algısı yaratılıyordu. Bu algı da kuşkusuz yeni mağduriyetlere kapı aralıyordu. Üçüncüsü ise; cinsel istismar suçlarında, toplumsal ahlâk kalıplarından ötürü, sessizlik sarmalı derinleşiyordu. Mağdurlar genellikle ya konuşamıyordu ya da onur kırıcı şekilde uzlaşmaya zorlanıyordu. Ama eğer yasa önericiler, bu tasarıda olduğu gibi “mağdurla evlenildiyse suç ortadan kalkmıştır” derse; mazlumun değil, fiilen failin yanında durmuş oluyordu. Ve hele çocuk yaştaki kızların evlendirilmesine “Dini kılıf” sarmakla İslam’a iftira atılıyordu ve marazlı din düşmanlarına fırsat sağlanıyordu.

Maalesef Türkiye’deki cinsel istismar davalarının sayısı hızla artmaktaydı. Adalet Bakanlığı’nın son 10 yıllık verileri, dehşete düşüren bir tablo ortaya çıkartmıştı. Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı, son 10 yılda yaklaşık 3 kat artmıştı. Bu konudaki son gündem tartışmalarından biri de, TBMM’de görüşülen ve kamuoyunda büyük tepki çeken, cinsel istismarla ilgili (2016’daki) son kanun tasarısıydı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, son 10 yılda 482 bin 908 küçük kız çocuğu evlendirilmeye zorlanmıştı. 2015 yılında evlendirilenlerin 31 bin 337’si kız, bin 483’ü erkek çocuğuydu. Bu sayı, 2015’teki toplam evlilik oranında; kızlarda yüzde 5.2’ye, erkeklerde yüzde 0.2’ye denk geliyordu. En çarpıcı rakamlara ise ‘çocuk anneler’de rastlanıyordu. Yine TÜİK rakamlarına göre, 2015’te 15-17 yaş arası tam 17 bin 789 kız çocuk doğum yapmıştı. Kız çocuklarında 15 yaş altı doğum yapanların sayısı ise aynı yıl 250 civarındaydı.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi