ABD’DE TRUMP’A GÖZDAĞI
VE
SURİYE’DE ROJAVA1 BATAĞI
Tüm dünyadaki, özellikle Amerika’daki ve Ortadoğu’daki olayları, Siyonist odaklardan irtibatsız yorumlamak sakattır ve bu şekilde gerçeğe ulaşmak imkânsızdır. Büyük İsrail Hedefi (BİP) ve Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) hesaba katılmadan, her türlü yaklaşım, toplumu oyalamaktan ve Siyonist planları kolaylaştırmaktan başka işe yaramayacaktır. Ve hele BOP Eşbaşkanlarının güdümündeki iktidarlar, maalesef en tehlikeli sorunlarımızın kaynağıdır.
ABD’de 1 Ocak 2025 tarihinde bir aracın kalabalığa dalması sonrası ilk belirlemelere göre 15 kişinin öldüğü, en az 35 kişinin yaralandığı açıklanmıştı.
New Orleans polisi, bir aracın Bourbon Caddesi’nde kalabalığa daldığını, olayda ilk belirlemelere göre 15 kişinin öldüğünü, en az 35 kişinin yaralandığını açıklamıştı.
Olay, kentin “Fransız Mahallesi” olarak tanınan bölgesinde, yılbaşı kutlamalarının düzenlendiği, Canal ve Bourbon caddelerinin kesiştiği yerde, yerel saatle 03.15’te yaşanmıştı. CNN’in haberine göre, bölgeye sevk edilen acil durum yetkilileri, olayı “kitlesel bir can kaybı” olarak tanıtmıştı. Bu saldırıdan 1 gün sonra Las Vegas’ta ve Trump’ın International Oteli önünde Elon Musk’ın ürettiği “Cybertruck” patlatılmış, 2 kişi ölmüş, 7 kişi yaralanmıştı! Bunların Trump’a “Suriye’den çıkmayalım” mesajı olduğu yorumlanmıştı.
Kalabalığa dalan aracın sürücüsünün, olay sonrası araçtan inerek çevreye ateş açtığı vurgulanmıştı. New Orleans resmi afet hazırlık kurumu “NOLA Ready” de açıklamasında, yaralıların kent geneli 5 hastaneye kaldırıldığını aktararak, olay yerine yaklaşılmaması uyarısı yapmıştı. Hastanelerde tedavi gören yaralılardan bazılarının durumunun ağır olduğu açıklanmıştı.
Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden’a olayla ilgili bilgi aktarıldığını ve New Orleans Belediye Başkanı LaToya Cantrell’le irtibat halinde oldukları hatırlatılmıştı.
Olayın, ülkenin dört bir yanından sporseverlerin bir araya geldiği yıllık “Sugar Bowl” üniversite futbolu maçından birkaç saat önce meydana gelmesi enteresandı. Maçta “Georgia Bulldog” ile “Notre Dame Fighting Irish” takımları karşı karşıya gelmeye hazırlanmaktaydı. New Orleans Polis Departmanı’ndan Komiser Anne Kirkpatrick, gazetecilere yaptığı açıklamada, bir kamyonetin “kasıtlı olarak yüksek hızda” kalabalığın içine daldığını ve sürücünün araçtan çıkmaya çalışırken ateş açarak iki polis memurunu yaraladığını vurgulamış ve “Bu çok kasıtlı bir davranıştı. Bu adam mümkün olduğunca çok sayıda insanı ezmeye çalışmıştı.” itirafında bulunmuşlardı. New Orleans FBI bürosunda görevli Alethea Duncan da basına yaptığı açıklamada, olayı soruşturan yetkililerin, kaza mahallinde el yapımı patlayıcılar (EYP) bulduğunu aktarmıştı. Ulusal medyada dolaşıma giren videoda da yerel kolluk kuvvetlerine ait bir robotun, aracın alt bölgesini incelediği anlaşılmıştı.
Peki, Donald Trump’ın Başkanlık koltuğuna oturmasına haftalar kala tezgâhlanan bu saldırının bir tesadüf olduğunu, veya DEAŞ’lı bir militanın tasarlayıp yaptığını sanmak saflık olmaz mıydı? Saldırı arabasının arkasına DEAŞ flamasının asılması ve hele teröristin sağ yakalanıp konuşturulması yerine, bir yerlerden özel talimat almışçasına, hemen öldürücü bölgelerine ateş açılıp ortadan kaldırılması gibi şüpheler üzerinde durulması lazımdı!
Trump’a seçim öncesi de böyle bir suikast yapılmıştı.
ABD’de, Cumhuriyetçi Başkan adayı Donald Trump, Pensilvanya’da düzenlediği seçim mitingi sırasında kürsüde konuşurken, silah sesine benzer patlamalar sonucunda sağ kulağından yaralanmıştı.
Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, Trump, eyaletin Butler şehrinde kürsüde konuşurken, yaklaşık 7 el silah sesine benzer patlama duyulmaktaydı. İlk patlamanın ardından Trump’ın kürsüde sağ kulağını tuttuğu görülmekteydi. Patlamalar devam ederken, korumalar kürsüye atlayarak, Trump’ın etrafını sarmıştı.
Ama ne hikmetse, yaralı ama sağ olarak yakalanması mümkün iken saldırgan hemen vurulup ortadan kaldırılmıştı.
Saldırganın Trump’a nasıl bu kadar yaklaşabildiğini sormak bile suç sayılmıştı!?
ABD Gizli Servisinin, eski ABD Başkanı Donald Trump’a miting sırasında silahla suikast girişimi düzenleyen saldırganın Trump’a nasıl bu kadar yaklaşabildiğini soruşturduğu vurgulanmıştı.
Associated Press (AP), mitingde çekilen onlarca video ve fotoğrafın yanı sıra uydu görüntüleri üzerinden eski Başkan Trump’a yönelik saldırıyı analiz edip yorumlamıştı. Analize göre, bu veriler, saldırganın Trump’ın konuşma yaptığı sahneye “şaşırtıcı” derecede yaklaşabildiği anlaşılmıştı. Sosyal medyada yayınlanan videolara göre, Trump’ın mitinginin yapıldığı alanın kuzeyindeki bir üretim tesisinin çatısında bulunan gri kamuflaj giymiş bir adamın cesedi görülüyordu. Çatı, Trump’ın konuşma yaptığı yere 150 metre mesafede ve bu uzaklık ABD ordusunda acemi erlerin temel eğitimde M16 tipi otomatik tüfeğiyle insan boyutundaki hedefleri vurmaları istenen mesafeye denk geliyordu.
Yoksa “ABD Derin Devleti” veya “Müesses nizamın yetkilileri” dedikleri Siyonist Yahudi Lobileri mi, Trump’ın Başkanlığından ve iddia ettiği icraatlardan oldukça rahatsızdı?
Çünkü Trump, iktidara gelmesi halinde; Ukrayna’da, Çin Tayvan’ında, hatta Ortadoğu’da savaşıp Amerikan halkının imkânlarını dünya jandarmalığı uğruna feda etmeyeceğini açıklamıştı. Bu ise hem büyük silah şirketlerinin hem de petrol ve gaz kartellerinin -ki büyük kısmı Siyonist sermayenin tekelindedir- kirli çıkarlarına aykırıydı. Onlara göre dünyanın her yerinde savaşlar çıkarılmalı ve anarşi odakları kışkırtılmalıydı…
Hatta, New Orleans saldırganının pikabının arkasına DEAŞ flaması takılması; Kuzey Irak Barzanistanı gibi, şimdi Kuzey Suriye (Rojava) Kürdistanı’na sahip çıkılması için, güya DEAŞ’ın hâlâ büyük bir tehdit kaynağı olduğu bahanesiyle, bölgedeki iki bin ABD askerinin Kürt militanlara destek çıkmasına mazeret hazırlama kasıtlıydı.
Ama çaresi yok, Erbakan Hoca’nın buyurdukları gibi “Aynen Sovyetler misali, ABD de karton gibi parçalanacaktı!”
ABD’de Bazı Güçlü Eyaletler, Ayrılma ve Bağımsızlığını Duyurma Hazırlığındaydı.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Eyaletleri ve Konumları!
Amerika Birleşik Devletleri’nin 50 eyaleti bulunmaktadır. ABD’nin eyaletleri birbirleriyle politik bir birlik oluşturmuşlardır. Her bir eyalet, bir coğrafi bölgede idari yetkiye sahiptir ve egemenliğini federal hükümetle paylaşır. Bundan dolayı Amerikalılar hem federal cumhuriyetin, hem ikamet ettikleri eyaletin vatandaşlarıdır. Eyalet vatandaşlığı ve ikamet esnektir ve bir eyaletten diğerine taşınmak için herhangi bir hükümet iznine gerek bulunmamaktadır. Şartlı tahliyeyle serbest kalmış hükümlüler ve velayeti paylaşan boşanmış ebeveynlerin çocukları gibi belirli bir mahkeme kararıyla bu hakkı sınırlandırılmış kişiler, anılan kuralın istisnası sayılmıştır.
Eyaletlerin nüfusu (Wyoming gibi) 600.000’in biraz altından, (Kaliforniya gibi) 39 milyonun üzerine ve yüzölçümleri 3.140 km²’den (Rhode Island) 1.717.860 km²’ye (Alaska) değişkenlik gösterir. Dört eyalet tam resmi adlarında Commonwealth (İngiliz Milletler Topluluğu) ifadesini kullanmaktaydı.
Eyaletler illere ya da illere eş değer birimlere ayrılmıştır. Bu illere ve birimlere belli ölçüde yerel idari yetkiler tanınmıştır, ancak egemenlikleri bulunmamaktadır. İller ve illere eş değer birimlerin yapıları eyaletten eyalete farklıdır. Eyalet yönetimleri, yetkilerini (her bir eyaletin) halkından, kendi ayrı anayasaları dolayısıyla alır. Bu anayasaların her birinin temelini cumhuriyetçi ilkeler oluşturur ve her biri üç kuvvetten oluşan bir yönetim öngörür, bunlar; yasama, yürütme ve yargıdır.
Birleşik Devletler Anayasası‘na göre eyaletler, aralarında anayasa değişikliklerinin onanmasının da bulunduğu çeşitli yetki ve haklara sahip kılınmıştır. Tarihsel olarak bakıldığında, yerel kolluk kuvvetleri, devlet okullarında eğitim, sağlık hizmetleri, eyalet içi ticaretin düzenlenmesi ve yerel ulaşım ile altyapı genel olarak öncelikle eyaletlerin sorumluluk alanındadır. Öte yandan, günümüzde bunların tamamı önemli ölçüde federal kaynaklarca karşılanmakta ve federal düzeyde yasal düzenlemelere tâbi tutulmaktadır. Zaman içinde ABD Anayasası değişikliklere uğramış ve uygulanışı ile hükümleri farklılaşmıştır. Merkezileşmeye ve Incorporation’a (Mahkelemerin U.S. Bill of Rights’ı eyaletlere uygulaması) doğru genel bir eğilim oluşmuş ve federal hükümetin rolü artmıştır. Eyaletlerin yetki ve egemenliğinin federal hükümet ile bireylerin hakları karşısında sınırları ve içeriğine ilişkin bir kavram olan eyaletlerin haklarına ilişkin tartışmalar yaşanmaktadır.
Eyaletler ve buralarda ikamet edenler çift meclisli bir yasama organı olup 1- Senato ile 2- Temsilciler Meclisi’nden oluşan Federal Kongre’de temsil hakları vardır. Her eyalet Senatoda iki Senatörle temsil edilir ve Mecliste en az bir temsilci ile temsil edilme hakkı bulunmaktadır. Temsilciler Meclisi üyeleri tek üyeli bölgelerden seçime katılır. Temsilciler eyaletler arasında, en son on yıllık anayasal nüfus sayımına göre belirlenecek oranlarla paylaştırılır. Her eyalet ayrıca Devlet Başkanını seçen Seçiciler Kurulu’na belirli sayıda seçici gönderme hakkına sahip durumdadır. Her eyaletin seçici sayısı, o eyaletin temsilci sayısı ile senatör sayısının toplamına eşit olacaktır.
Anayasa; Kongre’ye, Birliğe yeni eyaletleri kabul etme yetkisi tanımıştır. ABD’nin 1776’da kuruluşundan bu yana, eyalet sayısı en baştaki 13’ten 50’ye yükselmiştir. En yeni eyaletler, ikisi de 1959’da eyalet olan Alaska ve Hawaii’dir.
Anayasa, eyaletlerin Birlik’ten ayrılma yetkilerinin olup olmadığı konusunda sessiz kalmıştır. Amerikan İç Savaşı’ndan kısa süre sonra ABD Yüksek Mahkemesi, Texas v. White davasında bir eyaletin tek taraflı olarak bunu yapamayacağını hükme bağlamıştır.
ABD’de Hükümetlerin Yetki ve Sorumluluk Alanı!
ABD anayasa hukuku uyarınca, 50 ayrı eyaletin ve bir bütün olarak Birleşik Devletlerin egemen yargı yetkilisi bulunmaktadır. Eyaletler, ülkenin idari bölümleri sayılmamıştır; Amerika Birleşik Devletleri Anayasası Onuncu Değişikliği ile genel yetkiler Federal Hükümete devredilmemiş durumdadır; tüm hükümet yetkilerini eyaletlere veya halka karşı sorumlu saymaktadır.
Sonuçta 50 eyaletten her biri, halkının uygun göreceği herhangi bir şekilde (ABD Anayasası tarafından belirlenen geniş parametreler ve Kongre tarafından uygulanan Cumhuriyet Garantisinde) kendi bireysel hükümetini oluşturma ve Anayasa ile federal hükümete verilmeyen tüm hükümet yetkilerini kullanma hakkına sahip bulunmaktadır. Federal Hükümetten farklı olarak bir eyalet, halkının refahı için gerekli tüm yasaları genel olarak yapma hakkı olan ordu yerine polis gücü oluşturma yetkisi bulunmaktadır. Sonuç olarak, çeşitli eyaletlerin hükümetleri pek çok benzer özelliği paylaşırken, genellikle biçim ve içerik açısından büyük farklılıkları da vardır. İki eyalet hükümetinin, hiçbir zaman tamamen aynı olmadığı bir yapılanma vardır.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..