ALLAH’IN İNTİKAMI: KALİFORNİYA YANGINI
VE
DONALD TRUMP MUAMMASI
Kuduz İsrail’in Filistin’deki vahşi soykırım katliamlarını ve yıkımlarını alkışlayan ve arka çıkan; çoğu Yahudi Siyonistlerin ve zengin Evanjelik artistlerin; fiyatları 5 milyon dolardan başlayıp 30 milyon dolara varan süper lüks villalarının bulunduğu on binlerce dönümlük alanlar, Siyonist sermaye güdümlü film endüstrisinin kalbi Hollywood dahil, Kaliforniya eyaletinin ve Los Angeles kentinin önemli kısımları haftalardır süren ve bir türlü söndürülemeyen yangınlarla küle dönmüş durumdaydı. Bugüne kadar 20 bin evle birlikte 40 kişinin yandığı ve toplam zararın 300 milyar dolara yaklaştığı konuşulmaktaydı. Bizdeki Maraş merkezli büyük depremin maliyeti bile toplam 100 milyar dolar kadardı. Kaliforniya, ABD’nin Pasifik (Büyük Okyanus) kıyısındaki ve Meksika sınırındaki en zengin eyaletlerinden biri sayılmaktaydı. Siyonist sermaye güdümlü Süper Hiç Amerika’nın; ne askeri yığınakları, ne yapay zekâları, ne teknolojik imkânları ve ne de uzay araçları bu korkunç yangını önlemeye yaramamış, yani Amerika Allah’la başa çıkamamış ve vahşetine koşulsuz destek çıktıkları Kuduz İsrail’in 1,5 yıldır yakıp yıktığı Gazze Şeridi kadar alan kül olmaktan kurtulamamıştı!?
İşte bütün bunlar, elbette Adil olan Allah’ın açık bir intikamıydı ve hele bekleyip görelim Cenab-ı Hak daha ne ibretli intikamlar alacaktı!?.. Demek ki, neymiş; Koca Amerika fos ve kof bir kartondan dev konumdaymış… Kendi yangınlarını söndürmekten bile aciz ve çaresiz durumdaymış!.. Ve hâlâ, ABD’ye tapınanların ve hâlâ “Bakınız, Trump bile beni övüyor ve önemsiyor” diyerek, daha geçen dönemdeki hakaretlerini bile unutanların, artık utanması lazımmış!..
“Niye bu yangın felaketi İlahi bir intikamdır?” diyoruz; çünkü eski Bunak Biden taraftarı, şimdi Manyak Trump yandaşı Siyonist milyarder Elon Musk soytarısı, bir kutlama etkinliğinde HAMAS’a karşı şu küstahlıkları kusmuşlardı:
– Bu insanların hepsi, ya öldürülmeli ya da hapse atılmalıdır!.. (Gazzeli Müslümanlar ortadan kaldırılmalıdır!..)
– Aksi takdirde bunlar tüm İsraillileri öldürmeye, Amerikalıları bile öldürmeye kararlıdır!..
– HAMAS tamamen yok edilmeden insanlık huzura kavuşamayacaktır!..
– Gazze’de her çocuk bu nefretle donatılmaktadır. Bunu değiştirmek kaçınılmazdır!..
– Daha önce Japonya ve Almanya’da yaptığımız gibi, Filistin’in ve tüm İslam Ülkelerinin eğitim sistemlerini değiştirip, İslam’dan tamamen soyutlamamız lazımdır!..
Trump; Kanada, Grönland ve Panama’nın ABD sınırlarına katılması gerektiğini açıklamıştı. Ordudaki eşcinselleri atacağını vurgulamıştı. Ukrayna Savaşı’nı sonlandıracağını hatırlatmıştı. Yani böylece Siyonist planlara dolaylı cephe açmıştı. İtalyan Başbakanı Meloni bile “Trump’ın Kanada hedefinin, eşcinsellik nefretinin bize zararı dokunmayacaktır. Ben bir anneyim, Katolik Hristiyan’ım ve İtalyan’ım” diyerek Siyonizm’in esir aldığı tüm Avrupa’da Trump’a arka çıkan tek kadın yönetici konumunda olmuşlardı. Böylece Trump’ın Kanada ve Grönland’ı ABD’ye katma girişimlerine sıcak baktığını ortaya koymuşlardı.
Çünkü, Trump’ın Kanada ve Grönland hesapları şu amaçları taşımaktaydı:
1- ABD askeri üs alanlarını Kanada ve Grönland gibi Kuzey Kutup sahasına taşıyarak ABD’yi görünürde Çin ve Rusya’dan ama ileride Avrupa ve Asya’dan gelecek saldırıların doğrudan hedefi olmaktan kurtarmaya çalışmaktaydı.
2- Küresel ısınma sonucu giderek yumuşayan Kuzey Kanada ve Grönland Adası’ndaki donmuş topraklar yumuşamaya başlamıştı; buralardaki zengin maden ve petrol yataklarını Amerika, Avrupa’ya kaptırmamalıydı!..
Özetle; ABD’nin Demokrat Biden Hükümeti 900 milyar dolarlık savunma bütçesi hazırlıyor, ama Kaliforniya Eyaletine 170 milyon dolarlık itfaiye ödemesini vermiyordu!.. Los Angeles civarındaki Deniz ve Hava üslerindeki askerlerinden ve Kara birliklerinden bu müthiş yangını söndürme desteği bile göndermiyordu!.. ABD’deki Demokratlar ve Cumhuriyetçiler ayırımı giderek kızışıyor ve Amerika parçalanmaya doğru sürükleniyordu!..
Süper Güç(!) Amerika, Sıfırı Tüketmiş Durumdaydı!
ABD’nin Kaliforniya Eyaletinde şiddetli rüzgârların etkisiyle yayılan orman yangınında ölü sayısı 40’a yükselirken bölgede 300 binden fazla kişi tahliye edilmişti. Yüzlerce evin küle döndüğü bölgede ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in evi için de tahliye emri verilmişti. Ekonomik kayıp 300 milyar dolara yaklaşırken Başkan Joe Biden İtalya’nın başkenti Roma’ya yapacağı ziyaretten vazgeçmişti. ABD’nin Kaliforniya Eyaletinde yer alan Los Angeles’ta Eaton, Palisades, Hurst ve Woodley’deki orman yangınları hâlâ söndürülememişti. Santa Monica Dağları ve Pasifik Okyanusu arasındaki lüks bir yerleşim bölgesi olan Pacific Palisades bölgesinde başlayan yangın 10 binlerce dönümden fazla yeri küle çevirmişti.
Büyük Bir Kaos Yaşanmaktaydı
Kuru hava şartları ve güçlü rüzgârların etkisiyle çıkan yangınlar, felaket bölgelerinin dışında da kaosa sebebiyet vermişti. Yangın nedeniyle bölgede yaklaşık 300 bin kullanıcıya elektrik verilememişti, ayrıca Los Angeles’ın bazı bölgelerinde hava kirliliği tehlikeli seviyelere erişmişti. Yetkililerden; yaşlılar, çocuklar, hamileler ve kalp ya da akciğer hastalığı olan bireylere tedbir alma ve aktivite düzeylerini düşük tutma çağrısı gelmişti.
Ekonomik Kayıp 300 Milyar Dolara Çıkacaktı!
Dünya çapında hava tahmini hizmeti veren AccuWeather, Kaliforniya’daki orman yangınlarının ekonomik maliyetine ilişkin öncü tahminlerini bildirmişti. Buna göre, Kaliforniya’daki orman yangınlarından kaynaklanan toplam hasar ve ekonomik kaybın 270 milyar dolar ile 300 milyar dolar arasında olabileceği tahmin edilmişti.
Amerika Yanarken, Trump; Panama Kanalı, Grönland ve Kanada’yı İşgali Gündeme Taşımıştı!
ABD’de tekrar Başkan seçilen Donald Trump, Beyaz Saray’da görevi devralmadan önce, Panama Kanalı’nı ve Grönland’ı ele geçirmek istediğine yönelik açıklamalarıyla kaygı uyandırmıştı. Bu bölgelere askeri operasyon ihtimalini hatırlatan Trump, Panama Kanalı’nın da Grönland’ın da ABD’nin ekonomik güvenliği için gerekli olduğunu vurgulamıştı. Trump, aynı zamanda Kanada’ya da ABD’nin bir parçası haline gelmesi için ekonomik baskı uygulayacağını aktarmıştı. Bu açıklamalara Panama’dan, Grönland’dan, Grönland’ın otonom bir bölge olarak bağlı olduğu Danimarka’dan ve Kanada’dan sert tepkiler yağmıştı.
Panama Kanalı
ABD, 20. yüzyılın başında Panama Kanalı’nı elinde bulundurmaktaydı. Yıllarca süren müzakerelerin ardından buranın kontrolünü 1999’da Panama’ya devretmiş durumdaydı. Trump ise kanalın şimdi fiilen Çin kontrolünde olduğunu öne sürerek, “Panama Kanalı bizim ülkemiz için hayati önemdedir. Ama şimdi Çin tarafından kontrol ediliyor! Ancak biz burayı Panama’ya verdik, Çin’e vermedik. Bu hediyemiz istismar edildi” ifadesini kullanmıştı.
Grönland Adası
Danimarka’nın çatısı altında otonom bir bölge olan Grönland, dünyanın nüfus oranı en az yerlerinden biri konumundaydı. Trump, Grönland’ı satın alma fikrini ilk kez 2019 yılında Başkanlığının birinci döneminde de gündeme taşımıştı. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, göreve gelecek olan Trump yönetimi ile iş birliği yapmak istediklerini ancak Grönland’ın ada insanlarına ait olduğunu hatırlatmıştı. “Bölge değerli mineraller ve enerji kaynaklarıyla doğal kaynaklar açısından çok zengin. Grönland’ın insanları dilleri ve kültürleriyle gurur duyuyor. Daha önce de söylediğimiz gibi Grönland satılık değildirve enerji kaynaklarıyla doğal kaynaklar açısından çok zengindir.” diye karşı çıkmıştı.
Dünyanın en büyük adası olan Grönland’da altın ve platinyum gibi değerli metallerin yanı sıra; lityum, titanyum ve başka nadir elementler de bulunmaktaydı. Kömür, uranyum, elmas ve yakut da önemli doğal kaynakları arasındaydı. Ada’da ayrıca geniş petrol ve gaz rezervleri olabileceği düşünülüyor; büyük buz kütlelerinin iklim değişikliğinden dolayı erimesi sebebiyle bu kaynaklara ulaşmak da kolaylaşmıştı. Ayrıca batarya üretiminde kullanılan nadir metallerin varlığı da adanın kaynaklarını değerli kılmaktaydı.
Ada’da ABD’nin bir askeri üssü vardı!
Grönland’ın başında şu an bağımsızlık yanlısı Başbakan Múte Bourup Egede vardı. Egede, Ada’nın satılık olmadığını vurguladığı gibi, nisan ayında parlamento seçimlerinin yanı sıra bağımsızlık oylamasının da yapılabileceğini vurgulamıştı.
Kanada Hesapları
Trump, ABD’nin en büyük sınır komşusu olan Kanada’nın 51. eyalet olması gerektiği ve sınırın yapay olduğu iddiasında bulunmuşlardı. Trump, ABD’nin Kanada’yı korumak için milyarlarca dolar harcadığını öne sürerek Kanada’dan ithalatı yapılan arabalara, kereste ve süt ürünlerine sahip olmaları gerektiğini hatırlatmıştı. Meksika gibi Kanada da Trump yönetiminde %25 gümrük vergisiyle yüz yüze gelmeye hazırlanmaktaydı. Malikanesinin bulunduğu Mar-a-Lago’daki basın toplantısında ise Trump, Meksika ve Kanada sınırlarından geçen uyuşturucuya vurgu yapmıştı.
Trump’ın Grönland Hevesine AB’nin İtirazı!
ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın Grönland açıklamaları Avrupa Birliği’nden tepki görmeye başlamıştı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, Birliğin “sınırlarına saldırılmasına” izin verilmeyeceğini açıklamıştı. 20 Ocak’ta görevi devralacak Donald Trump, Florida’da bir basın toplantısında, Grönland konusunda askeri yöntemler kullanma seçeneğinin de masada olduğunu vurgulamıştı. Ada’nın, ABD’nin ulusal ve ekonomik güvenliği için “kritik” olduğunu savunan Trump, Danimarka’ya bağlı özerk yönetimi satın alma isteğini de tekrarlamıştı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ise buna yanıt olarak “Avrupa Birliği, kim olursa olsunlar, dünyadaki diğer ulusların, Birlik sınırlarına saldırmasına izin vermeyecek” diye uyarmıştı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz da “Sınırların dokunulmazlığı ilkesi her ülke için geçerlidir… İster çok küçük, ister çok güçlü olsun” diye çıkışmıştı. Oysa olası bir saldırıyı Avrupa Birliği’nin önleyebilmesi imkânsızdı. Birliğin kolektif bir savunma kapasitesi bulunmadığı gibi, 27 üye devletin çoğu ABD liderliğindeki NATO ittifakının bir parçasıydı.
Trump’ın 7 Vaadi!
Göç, ekonomi ve Ukrayna Savaşı konusunda harekete geçme sözü veren Donald Trump, yeniden Beyaz Saray’a taşınacaktı. Cumhuriyetçi Parti’nin Senato’nun kontrolünü ele geçirmesiyle, siyasi olarak çok daha büyük bir destek arkasındaydı.
Trump, zafer konuşmasında “Basit bir ilkeyle yöneteceğim: Söz verilir ve söz yerine getirilir. Biz sözlerimizi tutacağız” ifadesini kullanmıştı. Ancak bazı konularda, amaçlarına nasıl ulaşacağı konusunda ayrıntı vermekten sakınmıştı.
İşte Trump’ın 7 Vaadi!
1- Düzensiz göçmenlerin sınır dışı edilmesi.
Trump, kampanya sırasında, ABD tarihindeki en büyük “düzensiz göçmenlere yönelik kitlesel sınır dışı hamlesine” girişeceğini açıklamıştı. Ayrıca, ilk Başkanlık döneminde başladığı Meksika sınırındaki duvar inşasını tamamlayacağını vurgulamıştı.
2- Ekonomi, vergi ve gümrükte yeni düzenlemeler.
Sandık çıkış anketleri, ekonominin seçmenler için başlıca sorun olduğunu ortaya koymaktaydı. Trump, Biden döneminde tarihi seviyelere çıkıp, sonra düşen enflasyonu “sona erdireceğini” hatırlatmıştı. Ancak, Başkanın fiyatları doğrudan etkileme gücü kısıtlıydı.
Cari açığı kapatmak için yabancı ürünlere karşı en az %10’luk yeni gümrük vergileri koyacaktı. Çin menşeli ürünlere ise ek %60 vergi koyacağını açıklamıştı. Bazı ekonomi uzmanları, bu tür hamlelerin tüketici fiyatlarını artırabileceği uyarısında bulunmuşlardı.
3- Bazı Kongre saldırısı hükümlülerine af getirilmesi.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..