ERDOĞAN İKTİDARININ
PALAVRA POLİTİKALARININ İFLASI
İspanya İçişleri Bakanlığı, İsrailli Guardian LTD Israel ile yaptığı yaklaşık 6,5 milyon euroluk mühimmat alımını ilişkin anlaşmayı iptal kararı almıştı. İspanya İçişleri Bakanlığı, Guardia Civil kolluk kuvveti için yaklaşık 6,5 milyon euro karşılığında İsrailli Guardian LTD Israel’den alacağı 15 milyondan fazla 9 mm mermiye ilişkin anlaşmayı iptal ettiğini açıklamıştı. İspanya, İsrail’e silah satmama taahhüdünü alımları da kapsayacak şekilde genişletmiş olmaktaydı.[1] İspanya İçişleri Bakanlığı, ayrıca söz konusu İsrailli şirketlerin de bekleyen ihalelerden dışlanacağını açıklamıştı. Evet, Erdoğan iktidarının lafta bıraktığı kararı İspanya almıştı.
İktidarın Yalan Beyanları!
İsrail’e mal göndermeyi protesto amaçlı Ambarlı liman eylemine Erdoğan iktidarının biber gazlı müdahalesi başlamıştı. Çok sayıda yaşlı, kadın ve çocuğun olduğu barışçıl eyleme polis biber gazlı müdahaleye kalkışmıştı. “Siyonist şirket ZIM için Filistin dostlarına orantısız müdahaleyi kınıyoruz! Alanı terk etmiyoruz!” diyen duyarlı insanlarımız hakarete uğramıştı.
Sözde, Filistin’e demir-çelik ihracatımız iktidara göre %200.000 (yazıyla yüzde iki yüz bin) artmıştı. Buna göre, Filistin’in şu sıralar dünya tarihinin en büyük sanayi devrimini yaşaması lazımdı. Oysa işin aslı şuydu: İsrail’e milyonlarca dolarlık demir çelik gönderip Filistin’e gönderilmiş gibi kayıt tutulmaktaydı. Çünkü İsrail ve Filistin konusunda bize anlatılan her şey yalandı. Evet, maalesef Gazze’nin yakılıp yıkılmasında Erdoğan iktidarı verilen rolü oynamaktaydı. Açıkça İsrail’e yardımcı olunmaktaydı.[2]
Cübbeli Ahmet, Öcalan Çağrısı Sonrası Bahçeli’ye Çatmıştı. Şimdi Kendi Balonunu Yine Kendisi Patlatmıştı!
Devlet Bahçeli’nim PKK terör örgütünüm elebaşı Abdullah Öcalan’a olan çağrısı Cübeli Ahmet’in de kafasını karıştırmıştı. Bahçeli’yi isim vermeden eleştirmeye başlayan Cübbeli Ahmet filmin sonunda çark edip geri adım atmıştı. Daha önce Devlet Bahçeli için “Muhterem büyüğüm” diye methiyeler dizdiği bir paylaşım yapan Cübbeli Ahmet, Bahçeli’nin PKK terör örgütü elebaşını Meclis’e davet etmesinden sonra Bahçeli’yi eleştiren bir paylaşım yapmıştı.
Bu gelişme üzerine milligazete.com.tr özel bir haber yaparak, “Cübbeli mi çark etti, yoksa Bahçeli mi değişti?” diye sormuştu.[3]
Cübbeli yine çark etmekten utanmamıştı!
Cübbeli Ahmet, Devlet Bahçeli’nin çabaları sonucu cezaevinden çıkan ve Bahçeli’ye oldukça yakın olan Alaattin Çakıcı ile buluşup bir de resim çektirdikten sonra çok ilginç bir gelişme yaşanmıştı. Cübbeli, Çakıcı görüşmesinden kısa süre sonra Devlet Bahçeli’yi eleştiren paylaşımını silip bu sefer Bahçeli’ye methiyeler düzen bir paylaşım yapmıştı. Bizim soru da böylece cevabını buldu.
Cübbeli Ahmet, Alaattin Çakıcı’nın elini öpmeye kalkışmıştı!
Kamuoyunda “Cübbeli Ahmet” olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü’nün, suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın elini öpmeye çalıştığı anların görüntüleri sosyal medyada yayılmış, vicdan ehli bunu nefretle karşılamıştı. Görüntülerde Ünlü’nün el öpmeye yeltendiği ancak Çakıcı’nın elini geri çektiği anlar dikkatlerden kaçmamıştı. Görüşme öncesinde MHP’ye yönelik eleştirilerde bulunan Cübbeli Ahmet, PKK lideri Abdullah Öcalan için çağrı yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştiren bir video yayımlamıştı. Ancak aynı gün akşam saatlerinde Ünlü, Bahçeli’nin Öcalan konusundaki tutumunu destekleyen bir açıklama yaparak, “Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi, bu günkü açıklamasıyla terör sorununun devam ettiğini vurgulamıştır. MHP’nin teröre tâviz verdiğine dair çıkarılan fitnelere itibar edilmemelidir,” diyerek cesaret görüntülü ürkeklik ve döneklik tavrını açığa vurmuşlardı.
Cübbeli Ahmet’in önce eleştirip kınadığı, sonra destekleyici ifadeler kullandığı açıklamaları ve Mafya Babası Alaattin Çakıcı ile olan cıvık ve yılışık temasları, sosyal medya kullanıcıları arasında tartışmalara yol açmıştı.
İktidarın ürkek ve dönek tavırları!
Yaklaşık iki ay kadar önce Sn. Erdoğan’ın yandaş yalakalarınca; “Üç saatte İsrail’in işini bitirir, haddini bildiririz!” havaları atılmıştı. Ardından “İsrail tehlikesi, ülkemizi de tehdit etmektedir. Bu nedenle savunma sanayimize destek olmamız gerekir!” edebiyatı başlamıştı.
Bu Erdoğan iktidarlarında, fırsatçılığın ve istismarcılığın daniskası yapılmaktaydı. “100 bin TL limitli kredi kartlarından, 750 TL katkı payı alınması” kararının yoğun baskılar üzerine geri çekilip ertelenmiş olması, plansızlık ve programsızlığın, çaresizliğin, hatta bitip tükenmişliğin açığa çıkmasıydı.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 100 bin lira limiti olup Kredi Kartı aidatı ödemeye karşı çıkanları “Ermenistan’ı ve Yunanistan’ı savunmakla” suçlamıştı. İyi de bu plansız ve patavatsız kararını sonradan geri çeken ve erteleyen Sn. Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı yandaşları da Destici’ye göre; vatan haini mi sayılmaktaydı? Tabi bütün bunlara rağmen hâlâ Londra’daki Sermaye Piyasaları Konferansı’nda “Türkiye ekonomisine güvendiğini açıklayan ve Mehmet Şimşek’e övgüler yağdıran” Güler Sabancı gibilerden gerçek vergi almaya ise Erdoğan iktidarları asla yanaşamazdı. Çünkü 100 bin TL’den 750 TL vergilerin toplamı Sabancı ve Koç gibilerin çerez parasıydı. Sahi bunlar yurt savunmamıza sevinmiyorlar mıydı?
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..