TOPLUMLARIN ISLAHI;
YA BÜYÜK FELAKETLER VEYA BÜYÜK LİDERLER
Vasıtasıyla Olmaktaydı!
1- Temel prensip ve projeleri yanlış ve zararlı olan SİSTEM ve ZİHNİYETLER. Bu durum, yanlış ve zararlı reçetelerin hastalıkları artırması gibi sonuçlar doğurmaktadır.
2- Asıl gaye ve gayretleri, şahsi hırsları olan ve iktidar imkânlarını yağmalanması gereken fırsatlar olarak kullanan ve halkın dini ve milli duyarlılıklarını istismar aracı yapan İŞBİRLİKÇİ YÖNETİM VE HÜKÜMETLER…
Böylesi bozuk sistem ve hükümetler zamanla toplumun doğal ayarlarını ve doğru algılarını da bozarak; nemelazımcı davranan, haram ve haksız kazancı gözü açıklık sanan, namus ve onur kavramlarının içini boşaltan, fırsatçılığı ganimet sayan, dürüst ve ilkeli kimselere ahmak gözüyle bakan, meslek ve memuriyet yükümlülüklerinden kaytaran ve giderek vicdanları kararan kalabalıkların ortaya çıkmasına yol açmaktadır.
İşte 2024 yılının son çeyreğinde Türkiye;
• Gıda maddeleri üzerindeki sahtekârlıkları, topluma haram ve hastalıklı ürünler sunulmasını tartışıyorsa…
• Resmi kayıtlarda onlarca, ama gerçek sayıları yüzleri aşan oranda bebek katliamlarını konuşuyorsa…
• Beş yıllık, 10 yıllık hatta 20 yıllık evli erkekler ve kadınlar birbirlerini aldatıyor… Küçücük çocuklarını ve yuvalarını bırakıp başkalarına kaçıyorlarsa…
• Ve hâlâ her gün onlarca gemi dolusu gıda, silah, inşaat malzemesini ve akaryakıt tankerlerini, Kuduz İsrail’e yolladıkları halde, şimdi kalkıp “Siyonistler iyice azıttı ve sınırımıza yaklaştı; bu nedenle 100 bin TL limitli kredi kartlarından 750 TL savunma katkısı almalıyız!” diyor, ama yoğun baskılar sonucu geri adım atmak zorunda kalınıyorsa, bu durum; iktidarın iflası, mevcut sistemin tıkanması ve bu yönetim zihniyetinin acı sonuçlarıdır!
Tarih boyunca; böylesine yozlaşan ve yoldan çıkan toplumların ıslahı ve felahı ise, genellikle şu iki yolla mümkün olmaktadır:
a- Ya, halkın tamamını hırpalayan ve toplu ölümlere yol açan yaygın hastalıklar, ağır ve genel yıkımlarla sonuçlanan deprem ve sel gibi afatlar, ülkenin işgaline veya tükenmesine sebep olan korkunç savaşlar ve düşman saldırıları gibi BÜYÜK FELAKETLER sonrası bir genel ıslah ve iflah süreci başlamaktadır.
b- Veya; ülkesel, bölgesel, hatta küresel zulüm ve sömürü odaklarına, tek başına ve etrafındaki bir avuç sadık ve sarsılmaz dava arkadaşıyla on yıllar boyunca; kararlılıkla ve kahramanca meydan okuyan… Kendi halkına ve tüm insanlığa orijinal huzur ve onur projeleri sunan… Elli yıl değil, 950 yıl geçse de Hz. Nuh’tan ve kurtuluş vapurundan ayrılmayan BÜYÜK ve ENDER LİDERLER sayesinde tarihi inkılaplar (yani talihli devrim ve dönüşüm olayları) yaşanmaktadır.
Yozlaşan insanlar sonunda canavarlaşırdı!
“Yenidoğan” Çetesi Bebeklere Pasif Ötenazi Uygulamıştı!
Yeni doğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan çete hakkında kan donduran yeni detaylar ortaya çıkmıştı. Öte yandan iddianamede geçen hastaneler de saptanmıştı.
Sağlıklı doğan bebeklerin esrarengiz “ölümüne” yol açan, ya da ölmek üzere olan bebeklerin ailelerinden daha fazla para almak için zorla “yaşatılıyor gösterip” onları aldatan çete hakkında iddianame hazırlanmıştı. Hazırlanan iddianamede Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan müfettiş raporu da yer almıştı. Raporda bir bebeğin yeterli beslenmediği için öldüğü, kalbi duran bir bebek için ise hemşirenin telefonla arayıp çağırdığı doktorun, “canlandırmaya gerek yok” dediği anlatılmıştı. Raporda bebek için, “Pasif ötenazi uygulanmış” yorumu yapılmıştı.
Yeni doğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan çete hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 10 bebek maktul olarak yer almıştı. 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede 5 kişi ise müşteki olarak sıralanmıştı.
Hastane yöneticileri de sorumlulardı!
Raporda ayrıca, hasta yönetimini; doktor yerine hemşireye bıraktığı ve solunum cihazı bulunmadığı için özel hastanenin yöneticilerinin de bebeklerin ölümünden sorumlu oldukları vurgulanmıştı. Bebeklerin doğduğu devlet hastanesinin de değerlendirilmesi gerektiği belirtilen raporda, “Tanı ve tedavi imkânı olabilecek bir hastayı sevk edenlerin tekrar değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz” ifadeleri yazılıydı.
CHP’li, Yenidoğan Çetesi’yle bağlantılı aynı Başhekim; AKP’den de iki kez aday yapılmıştı!
Türkiye’nin gündemini derinden sarsan Yenidoğan Çetesi’yle bağlantılı başhekimleri Dr. A. Atilla Yılmaz’ın, AKP’den Belediye Başkanlığı için iki kez aday olduğu ortaya çıkmıştı. Yenidoğan çetesi soruşturmasında ismi yer alan ve CHP’den seçilmiş olan İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Dr. Ahmet Atilla Yılmaz, CHP’den istifa etmek zorunda kalmıştı.
Yenidoğan Çetesi’nin Çalışma Çarkı;
Yenidoğan Çetesi, Türkiye’de SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) fonlarını dolandırmak amacıyla sağlıklı bebekleri yoğun bakım ünitelerine yatırarak, bu bebeklerin bilinçli bir şekilde beslenmemesi veya yeterli tıbbi bakımdan mahrum edilmesi sonucu ölümlerine neden olan bir suç örgütü olmaktaydı. Bu çetenin faaliyetleri, bebeklerin ölümlerine yol açarak SGK’dan daha fazla para kazanmayı amaçlamaktaydı.
Fırat Sarı, Yenidoğan Çetesi’nin lideri olarak saptanmış ve hakkında 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talebiyle iddianame hazırlanmıştı. Fırat Sarı, bu suç örgütü aracılığıyla bebek ve çocuk sevkleri düzenleyerek özel hastanelerle %20 komisyon karşılığında anlaşmalar yaptığı anlaşılmıştı.
Çalışma Yöntemi: Çete, 112 Acil Servisi ile iş birliği yaparak bebeklerin anlaşmalı oldukları özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sevki yapılmakta, bu süreçte bebeklerin sağlık durumlarını kötü göstererek daha uzun süre yatışlarını sağlamakta ve bu şekilde SGK’dan yüksek ücretler almaktaydı. Ayrıca, bazı bebeklerin yakınlarından ekstra para alınarak haksız maddi çıkar sağlanmaktaydı.
İş birliği Yaptığı Hastaneler: Çete, İstanbul’da birçok özel hastane ile iş birliği yapmıştır. Bu hastaneler arasında Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Özel Avrupa Şafak Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Bağcılar Şafak Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Doğa Hospital Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Özel TRG Hospitalist Hastanesi gibi kurumlar yer almaktadır.
Yasal Süreç: Bu çetenin faaliyetlerine dair yürütülen soruşturma sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame ile Fırat Sarı ve örgütün sevk ve idaresini yapan İlker Gönen hakkında ağır ceza talepleri sıralanmıştı. Çetenin, 12 bebeğin ölümüne neden olduğu ortaya çıkmıştı.
Toplumdaki Yansımalar: Yenidoğan Çetesi olayı, Türkiye’de büyük bir infiale yol açmış, toplumda ciddi bir güven bunalımı başlamış ve sağlık sisteminin işleyişi hakkında derin sorgulamalara ve kaygılara sebep olmuşlardı.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..