“(Her şeyi yoktan var edip) Yaratan (Allah, hiç) yarattığını (ve mahlûkatın bütün ayrıntılarını) bilmez mi?” (Mülk: 14)
Karada, denizde, havada; nebat, hayvanat ve insan, bütün mahlûkatın yaratılış gayesini…
Yerlerin, göklerin ve bütün evrenin; bu ince hikmetli intizam ve insicam projesini…
Ahsen-i takvime mazhar kılınan, yani en güzel ve mükemmel yetenek ve yetkilerle donatılan ve Allah’ın halifesi-temsilcisi makamında dünyaya yollanan insanın, asli ve kutsi görevlerini ve toplumsal hayatın temel prensiplerini…
Şeytanın vehim ve vesveselerini, zalim sistemlerin hile ve hıyanetlerini ve bunlardan kurtuluş çarelerini, en iyi Allah bilmez mi?
En adil tarzı, en asil tavrı, en edepli ve erdemli davranışı ve en acil hazırlığı, bize Allah öğretmez mi?
Evet;
“Kusursuz ve sonsuz Yaratıcı”; her biri eser-i antika ve harika olan yarattıklarının; aslını, amacını ve ihtiyacını, elbette herkesten daha iyi bilmez mi?
Hâşâ;
Bilgisizlik, bilinçsizlik, beceriksizlik ve adaletsizlik gibi sıfatlar, âlemlerin Rabbine yakışık düşer mi?
O’nun kelâmı ve ahkâmı olan ve Yüce İslam ahlâkının ve onurlu hayatın esaslarını anlatan Kur’an-ı Kerim’den gafil ve cahil kimseler, hidayet ve saadet yolunu bulabilirler mi?
Ki İslam: Barış ve adaleti bozan her türlü haksızlık ve ahlâksızlığa isyandır!..
Ki Müslüman: Hakka inanan, hayra çalışan, halkı savunan ve mazluma sahip çıkan adamdır!..
Ki Kur’an: Kâinatın ve onun küçültülmüş bir örneği olan insanın ve toplumların yaşam kılavuzu ve Firavun düzenlerini devrim programıdır!
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ!..