Okullarda her sınıfı geçip atlattıktan sonra, bir üst sınıfın ders konuları ve imtihanları biraz daha ağırlaşır ve zorlaşır. Böyle olması da hem lazımdır, hem doğaldır. Ve işte bugün Milli Görüşçüler, yeni ve sinsi bir imtihanla baş başadır.
Aziz Erbakan Hocamız; ilk Milli ve yerli fabrikalarımızdan GÜMÜŞ MOTOR atılımını, sonra Odalar Birliği Başkanlığı’nın ardından Bağımsızlar Harekâtı’nı başlatmış ve Konya’dan adaylığını açıklamıştı. O süreçte Süleyman Demirel’in “Ey dindar Konya halkı… Bu Erbakan çıkmış, din istismarıyla cennet satmaktaymış… Yahu bizler Elhamdülillah Müslümanız… Din adına da hiçbir noksanımız bulunmamaktadır… İşte camiler, minareler, ezan-ı şerifler, okunan Kur’an-ı Kerim’ler, İmam Hatipler, hepsi meydandadır!..” anlamında cafcaflı safsatalar sıralayınca Erbakan Hocamız aynı meydanda ona ve Konyalılara şunları hatırlatmıştı:
“Bilirsiniz, avcılar bazı kuşları öldürüp içini boşaltarak saman doldurur ve ilaçlayıp-parlatıp dükkân vitrinlerinde sergilerler. Dışarıdan bakanlar, önce onları canlı zannederler… İşte Sn. Demirel’in size anlattığı İslam, o içi boşaltılmış cansız kuş yerindedir. Şimdi biz ise o kuşun canlısını istiyoruz!” buyurmuşlardı. Yani motoru çıkartılmış ve kaportası parlatılmış arabanın bütün aksamlarıyla çalışır olmasını istiyorlardı. Böylece hem samimiyetini hem kutlu hedefini ilan etmiş, Din istismarcısı münafık ve masonik kesimlerden farkını ortaya koymuşlardı.
Ve Erbakan Hocamızın bütün hayatı, bu kutlu hedefe varmak üzerine kurgulanmıştı. MSP dönemindeki solcu ve sağcı partilerle koalisyon süreçlerinde, bu mevcut yasalar ve imkânlar çerçevesinde, bu kutlu hedefin altyapısını hazırlayıcı tarihi hizmetlere yoğunlaşmışlardı.
Refah-Yol Hükümetinin Efsane Başbakanı olarak 1 yıl gibi kısa bir sürede destanlar yazılmış ve İslam Birliği’nin çekirdeği olan D-8’leri resmen kurmayı başarmışlardı. FAZİLET ve SAADET dönemlerinde; Siyonist tezgâhları bozmak, işbirlikçi AKP iktidarını uyarmak ve Milli Görüş kadrolarını sağlamlaştırıp büyük inkılaba hazırlamak hususunda gecesini gündüzüne katmışlardı.
Sonunda bu onurlu ve şuurlu hayat imtihanını en üstün başarıyla tamamlayıp aramızdan ayrılmışlardı. Ama ne Ondan önce, ne de Ondan sonra; Siyonist zulüm ve sömürü saltanatını yıkacak, tüm Müslümanlara ve mazlum insanlara huzur ve refah yolunu açacak program ve projeler ortaya koyan hiç kimse çıkmamıştır. Ne Türkiye’de ne İslam âleminde ne de yeryüzünde bu Şeytan çarkını bozacak, adalet ve saadet medeniyetini kuracak; ilmi, İslami, akli ve vicdani planlar hazırlayan o çapta bir şahsiyete ve harekete rastlanmamıştır. Bu nedenle ERBAKAN; kutlu proje ve hedefleriyle hâlâ yaşamaktadır ve hâlâ Siyonizm’in en korkulu rüyasıdır!..
Siyonist Şeytani merkezler, işbirlikçi hain çevreleri de kullanarak: “Erbakan zihniyetini dönüştürmek ve Adil Düzen hedeflerini dejenere etmek amacıyla,” hâlâ çok gizli ve kirli hesaplar tezgâhlamaktadır. İşte son zamanlarda sıkça gündeme taşınan: “Saadet, Gelecek ve Deva Partilerinin birleştirilip, hepsinin başına ABDULLAH GÜL’ü geçirme” hazırlıkları da bu şeytanlığın bir parçasıdır ve Milli Görüş’ün kökünü kurutma hesaplarıdır!.. Ve peşinen hatırlatalım ki, bu son derece sinsi ve Siyonist tezgâha, var gücüyle karşı durmayan ve kutlu davasına sahip çıkmayan Milli Görüşçüler maalesef imtihanı kaybetmiş olacaklardır ve günahları pek ağırdır. Zira Erbakan Hocamızın ifadesiyle: “Siyonist baltasının, yerli sapı olan Abdullah Gül’e razı olmak” İsrail’e katılmakla aynıdır. Çünkü Siyonist odaklar, 22 yıldır kullanılıp iyice yıpratılan AKP arabasının ve sömürü çarkının atlarını değiştirme ve Abdullah Gül makyajıyla yoluna devam etme kararı almışlardır. Ancak peşinen vurgulayalım ki, tek başına da kalsak, Allah’ın izniyle bu oyun bozulacaktır! Ve yine üzülerek hatırlatalım ki, insanların en ahmağı; şeytanların, Siyonist odakların ve münafıkların, artık Milli Görüş’ü dönüştürme ve dejenere etme gaye ve girişimlerinden vazgeçtiklerini sananlardır!?
Mahmut Arıkan’ın olumlu ve umutlu yanları ve kuşkularımız!
Adaylığını açıklayan Sn. Birol Aydın; MGV’de ve Parti alt birimlerinde uzun yıllar görev üstlenmiş, sonunda Genel Başkan yardımcılığına getirilmiş bir Milletvekilimizdir. Bilgi ve birikimi, siyasi gelişmeleri takip ve tahlil yeteneği, medeni cesaret ve dirayeti ile, aday olup kazanması halinde… Ve elbette Adil Düzen ve Milli Görüş projelerine bağlı kalması şartıyla hayırlı ve başarılı hizmetler yapabilecek bir potansiyele sahiptir.
Bunun yanında 30 Haziran 2024 Pazar günü yapılacağı konuşulan, sonra ertelendiği duyurulan SP Kongresi’nde, Genel Merkezin Sn. Mahmut Arıkan’ı aday göstereceği medyaya yansıyıvermişti.
Mahmut Arıkan Bey; 1977 Kayseri doğumlu, Erciyes Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunuydu. MGV Üniversite Başkanlığı, SP’de Gençlik Kolları Başkanlığı, İlçe Başkanlığı, Kayseri İl Başkanlığı görevlerinde yetişmiş, Milli Görüş’ün çilesini çekmiş birisiydi. MÜSİAD, ASKON, Cansuyu gibi kuruluşlarda görev üstlenmiş olması elbette onun meziyetleri ve faziletleriydi. SP Genel Başkan Yardımcılığından gelmiş ve 28. Dönem Milletvekilimizdir. SP’nin Genel Başkanı olarak en hayırlı ve başarılı hizmetler vermesi için dua etmek ve destek vermek boynumuzun borcudur.
Ancak bir endişemiz vardır: SP, Gelecek ve Deva Partilerinin birleştirilip başına Abdullah Gül’ün geçirilmesi girişimlerine destek verilecek ve Abdullah Gül lehine SP Gn. Başkanlığından çekileceklerse, uyarıyoruz; bu gafletten de öte bir hıyanete alet olmaktır.
Şu Abdullah Gül önce çıksın; “Biz, Milli Görüş çizgisinden ve Erbakan zihniyetinden ayrıldığımıza pişmanız. Tekrar Milli Görüş, Adil Düzen, İslam Birliği projelerine dönme kararındayız. Siyonist İsrail’le bütün bağlarımızı koparıp, İslam’ın izzetine sahip çıkacağız!” desin de görelim…
…
MAKALEYİ OKUMAK/DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ..