28 Şubat Niye Çabuk Bitti ve Türkiye’de KIRK YILDA NE DEĞİŞTİ?
Bugün 28 Şubat’ı cesaretle(!) eleştiren ve tabi AKP’ye “Helal olsun sizin gibi siyaset kahramanlarına!” mesajları gönderen Ahmet HAKAN, aslında 28 Şubat’ın sabataist şebekesinin “evcilleştirip modernleştirdiği” tiplerin başındaydı. Yani Ahmet HAKAN 28 Şubat’ın dönüştürdüğü bir yazardı. Çünkü daha önce “İslamcı sayılan, Milli Görüş’ü hararetle savunan ve Refah Partisi’nin televizyonunda “Masonların şeytani ayinlerini” ekrana taşıyan bir insandı.
Şimdi, vicdan azabıyla o onurlu günlere hasret duymasından mıdır, yoksa dönekliğine ve karakter zafiyetine kılıf uydurma çabasından mıdır bilinmez, 28 Şubat’ı eleştiriyor görüntüsüyle Recep Erdoğan’a yaranmaya ve Erbakan’ı karalamaya çalışmaktadır. 22 Nisan 2012 tarihli Hürriyet’teki yazısında yine “Erbakan’ın feraset eksikliğini ve kendisinin yüksek basiretini” vurgulamaktaydı. Evet, halen 28 Şubat medya patronlarının avucunda zağarlık yapanlara bu tavırlar oldukça yakışmaktaydı. Şu mel’un 28 Şubat’ın belki de en iyi tarafı, herkesin gerçek yarını, ahlakını ve amacını ortaya çıkarmış olmasıydı. Solcusundan sağcısına, imansızından İslamcısına, her kesimin içini dışarıya çıkarmıştı.
28 Şubat Tepkileri:
12 Eylül 1980 darbesinin ve Kenan Evren’in yargılanmasına alkış tutan Aydınlık’cıların, 28 Şubat tutuklamalarına şiddetle karşı çıkmaları ve hele “Demirel’i Yıpratma Operasyonu” diye manşetten “Morrison Süleyman’a” arka çıkmaları (13 Nisan 2012.Aydınlık) bu Ulusalcı takımının öyle zannedildiği gibi sağ-sol ayırımı yapmadıklarını, bunların kişi ve kesimlerin Siyonist uşaklığına ve masonluğuna göre sahip çıktıklarını ortaya koymaktaydı. 28 Şubat sürecinde Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel, Refah Yol koalisyon protokolündeki dönüşümlü sistem gereği, Tansu Çillerin Başbakan olması için istifa eden Erbakan’ın yerine; güvenoyu alma ihtimali bulunmayan Mason Mesut Yılmaz’a görevi vermiş ve milletvekillerinin Doğru Yoldan istifa edip ANAP Hükümetini desteklemelerini sağlamıştı. O süreçte Erbakan’ın Başbakanlığını değerlendiren İsrail Cumhurbaşkanı Ezer Weizman: “Ben Sn. Demirel’i çok iyi tanıyorum, elindeki bütün imkanları kullanarak Erbakan’ı saf dışı edeceğine inanıyorum. Ayrıca ordunun da kenarda durup beklemeyeceğini biliyorum” cinsinden ettiği küstahça talimat ve temennilerin gereğini, Süleyman Demirel hakkıyla yapmıştı. Bugün Aydınlıkcıların, bir zamanlar “Amerikan uşağı, Kapitalizmin Kahyası” diye danışıklı dövüş gereği karşı çıktıkları Mason Süleyman’a şimdi dört elle sarılmaları, çifte standartın daniskasıydı.
Evet, Ecevit’in Meclis Kürsüsünden “Bu kadına haddini bildirin!” diye saldırıp “Milli Görüşcülerin Partisini kapatmak yetmez, bunların kökünü kurutmak lazım” diye zırvalamalarını… Tuğgeneral rütbeli, edepsiz ve erdemsiz birisinin Başbakana küfür eden zırlamalarını..
İşadamlarının, sendika ağlarının, köşe yazarlarının ve hatta Fetullah Gülen gibi Cemaat baronlarının darbe yağcılıklarını..
Refah – Yol’un İçişleri Bakanı Bayan’a yönelik: “O kadını yağlı kazığa oturtunuz” havlamalarını…
“MGK toplantısında Erbakan’ın topuğundan ter çıkarttık” diye hırlayanları hatırladıkça, insanın “Bırakın burunları sürünsün“ demesi geliyor.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…