Anasayfa O Hep Haklı Çıktı Çoğu Gitti Azı Kaldı ”FASİT ÇOCUK” İMALATI VE BASİTLİK AHLAKI (Bir Neslin Mahfı!)

”FASİT ÇOCUK” İMALATI VE BASİTLİK AHLAKI (Bir Neslin Mahfı!)

Yazar: yonetici
0 Yorum 503 Görüntüleyen

”FASİT ÇOCUK” İMALATI VE BASİTLİK AHLAKI (Bir Neslin Mahfı!)

 

Çocuklarımız, Allah’ın bize bir emaneti, evlerimizin şenliği, ailelerimizin nesil garantisi oldukları kadar, aynı zamanda millet olarak geleceğimizin de güvencesi konumundadır. Onları hangi heves ve hedeflerle doyurup olgunlaştıracak ve nasıl bir ahlak ve anlayış aşılayacak olursak, kendimize, ailemize ve milletimize öyle bir gelecek hazırlayacağımız da açıktır. Tamamen dünyevi hesaplar ve maddi kıstaslarla terbiye edilen, bu maksatla eğitilip öğretilen çocukların… Allah’tan, Kur’an’dan, kutsallarından ve yaratılış amaçlarından habersiz ve ilgisiz yetiştirilen çocukların, ileride inançlı, vicdanlı, duyarlı ve yararlı olmalarını beklemek boşunadır. Bugün en örtülü hırsızlıkları, en düşük ahlaksızlıkları, en büyük haksızlık ve katliamları, İslam’a ve insanlığa vatanımıza ve milli çıkarlarımıza aykırı en ürkütücü hıyanet ve kumpasları; en yüksekokullarda okumuş, en örnek dini cemaat ve tarikatlar içinde bulunmuş insanların yaptığını görmek, bazılarına şaşırtıcı gelse de, aslında bunlar doğal sonuçlardır, çünkü oldukça yaygın ama o kadar da yanlış bir “çocuğa bakış açısının ve yetiştirme tarzının” acı meyveleri toplanmaktadır.

Bebeklerimizin gençliğimizi, gençliğimizin ise geleceğimizi ve daha da ötesi ahiretimizi şekillendireceği gerçeği unutularak, hiçbir ideal ve iddia sahibi olmayan, kutsalları, hatta yakın akrabaları için bile “fedakârlıkta bulunmayı ahmaklık” sayan, kendisi ve ailesi dışında risk almaya ve tehlikeye atılmaya değer hiçbir şey bulunmadığı kanaatiyle büyütülüp beyni sulanan nesiller oluşturarak, dünyada huzur ve emniyete, ahirette ise cennete ulaşacağını sananlar elbette aldanmaktadır. Bir zamanlar; vatanına, milli namus ve onuruna, inancına ve İslam davasına, gerekirse seve seve “KURBAN OLMAK” şuuru ve sorumluluğu ile ruhu doyurulan ve kulağına ninniler okunan ve bunun için askere giderken kurbanlık koç gibi kınalar yakılan çocukların yerini: şimdi sözde en şuurlu ailelerde bile, “her okulda ve sınıfta ille de en seçkin talebeler arasında bulunması için sürekli ders ve test manyağına çevrilen, en prestijli üniversiteleri kazanmaları için teşvik edilen; ama bu arada dini bilgileri öğrenip ibadetlerini yerine getirmelerinin performansını düşüreceği ve zihnini güdükleştireceği düşünülen ve uzak durması öğütlenen ve hele insani ve İslami amaçlar taşıyan, milli ve manevi sorunlara çözüm arayan parti ve derneklerle uğraşmalarının, sorumluluk bilinciyle mitinglere ve gösterilere katılmalarının tehlikeli ve gereksiz bir girişim olduğu öğütlenen” böylece sadece konuşup dolaşan ROBOT’lar almıştır. İşte bu yüzdendir ki, Asrı Sadette Hz. Üsame’ler 19 yaşında ordu komutanı (Genelkurmay Başkanı) yapılırken, Sultan Mehmetler 21 yaşında Fatih olup yepyeni çağlar açarken, şimdi 20 yaşına girmeden askerlik bile yapamayacağı, 30 yaşından önce evlense hanımına ve yuvasına sahip çıkamayacağı düşünülen gençler çoğalmaktadır. Ama bunun yanında 17 yaşında Gemicilik Filosuna sahip olan şanslı yavrucuklar da vardır!..

Kırşehir Esnaf Odaları Emekli Başkanı muhterem büyüğümüz: “Üniversiteyi bitirip Ankara’da yüksek bir bürokratik makama gelen oğlunun, Devlet Malzeme Ofisi’ne ait sarı renkli resmi zarf içinde kendisine gönderdiği mektubu hiç açmadan ve üzerine “milyonların hakkı bulunan devlet zarfıyla bana gönderilen özel mektubu okumuyorum ve böyle bir evlat tanımıyorum!” yazarak geri yolladığını anlatmıştı.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi