KURTLAR VADİSİNİN SİNSİ MESAJI:
Küresel
Siyonist Merkezlerle ve Masonik Mahfillerle Asla baş edilemez!..
Gizli anlaşmalar İsrail’in
menfaatineydi!
İlk kez
mayınlı arazinin temizlenmesi karşılığında “44 yıllığına temizleyen yabancı
firmaya devri” meselesinin konu edildiği yazı ve konuşmalarda gündeme gelen
“gizli anlaşmalar” üzerine gereğince gidilmemişti.
Uluslararası
araştırmalarıyla tanınan yazar Aytunç Altındal;
“Yunanistan-Türkiye-İsrail-Suriye” dengesinin önemli olduğunu, Türkiye ile
İsrail arasında da çok sayıda gizli anlaşma bulunduğunu söylemişti. Daha sonra
Türk Silahlı Kuvvetleri ile İsrail Silahlı Kuvvetleri arasında 42 özel anlaşma
olduğunu, sadece 1989 ile 99 yılları arasında tam 20 yeni anlaşma
imzalandığından söz etmiş ve İsrail'in “mayınlı arazinin temizlenmesindeki özel
yeri ve konumunu da bu gizli anlaşmaların sağladığını” belirtmişti. Ve bunların
hepsinden sonra Başbakan Erdoğan kendi konuşmasında bu “gizli anlaşmalara”
değinmiş, DSP-MHP-ANAP hükümeti döneminde İsrail'le gizli anlaşmalar
yapıldığını belirterek bunları “gizlilik nedeniyle” açıklayamayacağını
söylemişti. Başbakan mademki “şeffaflık”tan, temiz siyasetten söz etmekte, gizli
ve karanlık işlerin üzerine gidilmektedir, o zaman TBMM bize bu anlaşmaların
bilindiğini, Anayasa'ya aykırı ve gizli işler çevrilmediğini ispat etmesi
gerekirdi.
Bizim
dikkat çekeceğimiz asıl konu ise:
Sözde
Türkiye üzerinden karanlık oyunları ve karmaşık tezgâhları konu edinen Siyonist
ve emperyalist tuzakları irdelediği ve milli mesajlar verdiği zannedilen şu
“Kurtlar Vadisi-Pusu” dizisinde, AKP’nin 600 km.’lik Suriye sınırı boyunca
uzanan verimli ve maden yönünden zengin mayınlı arazileri bir İsrail firmasına
hem 49 yıllığına devretme hıyanetine niye hiç değinilmemişti?
Ve yine
İsrail’le Türkiye arasındaki “gizli anlaşmalar” meselesiyle ve AKP’nin bunca
gücüne rağmen bu konuyu es geçmesiyle niye hiç ilgilenilmemişti?
ÇÜNKÜ….
1. 1. Bu
dizinin bütün versiyonları, sinsi Siyonist merkezlerin ve gizli masonik
mahfillerin kesin başarısıyla sona ermişti!? Bunu tesadüfle izaha yeltenmek
ahmaklıktan öte bir şeydi.
2. 2. Kendilerini
“milli ve yerli” zanneden, hatta Siyonizm’le ve Yahudi Lobileriyle mücadele
ettiği farz edilen tüm resmi veya gizli örgütlerin, aslında o malum ve mel’un
güçlerin güdümünde olduğu mesajı verilmişti.
3. 3. Öyle
ise, sadece ABD ve AB’yi değil, ülkemizdeki en milli ve stratejik sanılan kurum
ve kişileri bile kontrolüne alan böylesi etkin ve yetkin bir güçle baş
edilemeyeceğine göre, ona sığınıp yaslanarak bir takım hayırlı ve yararlı
hizmetlere fırsat yakalamaktan başka bir çare yoktur” kanaati, kafalara
yerleştirilmekteydi.
4. 4. Ve
tabi Polat gibilerin, kahramanlık ve fedakârlık rolleriyle, dış güçlere ve
işbirlikçilere duyulan öfkeler törpülenmekte, kabaran milli heyecan ve havamız
indirilmekteydi.
5. 5. Ve
dolayısıyla “ABD ve İsrail’le asla başedilmez” düşüncesi enjekte edilerek
ruhlar sindirilmekteydi.
6. 6. Bu
dizi bir yandan da AKP’ye destek sağlayacak ve haklılık kazandıracak bir
mahiyetteydi.
7. 7. Dizide,
AKP ve Fetullahçılar eliyle yürütülen gaflet ve hıyanet girişimlerine hikmet, keramet
hatta yüksek cesaret kılıfı geçirilmekteydi.
Yani,
Kurtlar Vadisi topluma kurulan bir pusu gibiydi!.
Ümit
Ülgen’in dediği gibi: “Dizinin senaryosunun, Ergenekon iddianamesinden
beslendiği sırıtıvermekteydi
Hemşerilerimiz
Raci ve Necati Şaşmazlar eliyle piyasaya sürülen Kurtlar Vadisi dizisi, 2003'te
ekranlara geldiğinde, toplumun değişik kesimlerinden gençleri mafyaya, silaha
ve şiddete yönlendirdiği gerekçesiyle ağır eleştiriler almıştı. Varoşlardaki
gençleri televizyon başına toplayan ve yüzde 50 izlenme oranlarına ulaşan dizi,
büyük tepki çekmesine rağmen, herhangi bir yasaklamaya tabi tutulmamıştı. 2007
seçimleri öncesinde, Türkiye'nin bir gerçeği olan PKK terörünü işleyen “Kurtlar
Vadisi Terör” dizisi çekilmeye ve reklamı yapılmaya başlanınca, AKP engeline
takılmıştı.
RTÜK,
Kurtlar Vadisi Terör dizisinin yayından kaldırılması için Show TV Genel Müdürü
Soner Ayan'ı 13 Şubat 2007'de Ankara'ya çağırmış, görüşmenin ardından dizi
yayından kaldırılmıştı. Karar, Kurtlar Vadisi izleyicileri tarafından tepkiyle
karşılanmıştı.
AKP Grup
Başkanvekili Salih Kapusuz ise 18 Şubat 2007'de Kurtlar Vadisi Terör dizisi
için ağır eleştiriler yapmıştı.
Tayyip
Erdoğan-Pana Film görüşmesi!
Uzun bir
aradan sonra diziyi çeken Pana Film yöneticileri Başbakan Tayyip Erdoğan’la
buluşarak dizinin konseptinde değişiklik yapılması şartıyla anlaşma
sağlanmıştı. Dizi, “Kurtlar Vadisi Pusu” adıyla, Ergenekon iddianamesini ve
sanıklarını anımsatan senaryosuyla tekrar yayına başladı. Dizinin devamlı
izleyicileri şaşkındı. Bir dizi ancak bu kadar değiştirilip çarpıtılırdı.
ABD'den
bu dizi için geldi
Hürriyet'ten
Nurettin Kurt'un haberine göre, Pana Film'in sahibi Raci Şaşmaz ile oyuncu
Necati Şaşmaz'ın babaları ve dedeleri Elazığ’da Kadiri Tarikatının şeyhliğini
yapmıştı. Haberde, Şaşmaz kardeşlerin tarikat giysileriyle zikir fotoğrafları
da yayınlandı. Nurettin Kurt, haberinde Necati Şaşmaz'ın ABD'de sürdürdüğü
yaşamını, bu film teklifi ile bırakıp Türkiye'ye döndüğünü yazmıştı.
Senaristi
Tayyip'le görüşmesini Zaman'a nakletmişti!
Kurtlar
Vadisi Pusu dizisinin senaristlerinden Bahadır Özdener, Zaman Gazetesi'nden
Abdullah Kılıç'la yaptığı söyleşide, “Bu diziyle ilgili Başbakan bizi kabul
etti. Anlatacağımız konsepti, anlatmak istediğimiz değerleri ve doğruları
söyledik” itirafları her şeyi açıklamaktaydı.
Kılıç,
“AKP ezici çoğunlukla iktidarda, AKP'nin tüzüğünde milliyetçilik yok” diyor ve
devam ediyordu. “Sadece kral çıplak olsa, vezir çıplak, soytarılar çıplak,
çırılçıplak bir güruh var. Bu çıplaklar bize ne diyeceklerini şaşırdılar.
Oynadıkları değerlere bakın bayrak, vatan, millet, laiklik.” Özdener,
Başbakan'la görüşmelerini teyit ederek kullandığı saldırgan üslupla dizinin
nasıl taraf olduğunu kendi ağzından yandaş medyada açıklamıştı.
Böylece
bir Başbakanın ilk defa bir dizi için görüşme yaptığı ortaya çıkmıştı.
“AKP’nin
psikolojik savaş aracı” gibiydi!
Ağırlıkla
genç ve lümpen çevreye hitap eden dizi, yeni biçimiyle, psikolojik propaganda
aracıydı. Dizideki kişi ve olaylar, devam eden Ergenekon davasındaki sanıklara
ve iddialara benzetilerek, hedef saptırılmaktaydı.
Yeniçağ
Gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar, konsept değişikliğinden sonra Kurtlar
Vadisi'nin “AKP'nin psikolojik harekat filmi haline geldiğini” yazmıştı. Yeni
Şafak'tan Bekir Hazar ise “Dizide Sabancı suikastını andıran görüntüler var. İş
adamları, öldürülen işadamının mallarına nasıl konarız hesabı yapıyor.
Bunlardan bir tanesi de medya patronunun damadı Yalçın. Ayrıca dizide çete
lideri, tetikçisine Danıştay saldırısı emri veriyor. Bir gazeteye bomba
atılıyor” diyerek Ergenekon iddianamesiyle benzerliklerini anlatmıştı.
Dizi
kahramanı Polat Alemdar'ın sözleri Türkiye Cumhuriyeti'ni dönüştürmeyi ve
Ilımlı İslam’ı yerleştirmeyi gerçekleştirmek isteyenlerin sözlerini
yansıtmaktaydı:
“Sizin
döneminiz bitti. Bize biat edeceksiniz.”
“Bayrağı
hırsızlığınıza ve hırsınıza alet etmeyiniz.”
“Beni
tanımayan kâfir topluma karşı bize yardım ediniz.”
“Siz
korkaksınız, köpek gibisiniz”
Dizinin
başında, ‘anlatılan kişiler ve kurumlar hayal ürünü’ dense de bütün karakterler
ve olayların Ergenekon iddianamesini anımsattığı kesin ve ortak bir kanıydı.
PKK’yı
sol örgüt gibi, teröristleri de sempatik göstermekteydi!
Dizide
büyük bir beyin yıkama daha yapılmaktaydı. PKK sol bir hareketmiş gibi
gösterilerek, teröristlere sol argümanlar kullandırılarak seyirci nezdinde PKK
bir nevi masumlaştırılmaya çalışılmaktaydı.
Örgüt
üyesi Muro tiplemesi iyi ve yardımsever biri gibi aktarılmaktaydı. Dizinin,
Diyarbakır'da 5 polisin şehit edilmesinden sadece 2 gün sonra yayınlanan
bölümünde, 3 PKK'lıyı götüren polis minibüsü kaza yapmış, polislerin hepsi
yaralanmış, PKK’lılara hiçbir şey olmamıştı. Muro telsizi alıp yaralı polisler
için yardım çağırmıştı.
PKK'lıların
kendilerini yakalayan polislere bile insancıl yaklaştıkları anlatılarak
PKK'lılar yardımsever ve sempatik gösterilmeye uğraşılmıştı. Ama hayret, DTP’ye
hiç dokunulmamıştı!
Pusu adı
filme uygun düşmekteydi
“Kurt”
ismi “Ergenekon” gibi Türklerin motiflerinden biri olduğu için bu diziye
uyarlanmıştı.
Ancak
Pusu adı daha çarpıcıydı. Gerçekten Türkiye'ye bir pusu kurulmuş durumdaydı.
Türkiye'nin bu pusudan kurtulabilmesi için halkımız aldatılmaktan
kurtarılmalıydı. Büyük bir beyin yıkama ile karşı karşıyaydık. Emperyalizm ve
işbirlikçileri dizide olduğu gibi her alanı propaganda aracı olarak
kullanıyorlardı.
Evet, ne
kadar yazık ve acıdır ki, gerçek hürriyet ve izzete, milli ve haysiyetli
zaferlere hasret kalan halkımız; İsrail işbirlikçisi ve BOP hizmetçisi Recep
Beyin Davos’taki sahte efelenmeleri ve Kurtlar Vadisi gibi dizi filmleriyle
avunur ve övünür hale getirilmişti…
Ve tabi
hangi odakların ve hangi maksatlarla bu dizileri hazırlatıp, toplumu psikolojik
olarak dize getirilmeye ve Siyonist Yahudi şebekesini yenilmez ve başedilmez
göstermeye çalıştıklarını, artık anlamış olmamız gerekirdi.
Batı sözden anlamıyor, onlara caydırıcı güç gerekiyor!
Haberi Oku*** Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın En Kapsamlı Video Arşivi ***
Haberi OkuERBAKAN HOCAMIZLA AHMET AKGÜL ÜSTADIMIZIN İLGİNÇ ANILARI
Haberi Oku